Hafta sonu düzenlenen ve gündeme bomba gibi düşen Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması operasyonunda siyasilerden değişik açıklamalar geldi. Olayla ilgili PYD, Türkiye'ye destek verdiklerini ve güvenlik koridoru oluşturduklarını açıklamıştı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözcüsü İbrahim Kalın ise yaptığı açıklamada, PYD'nin terör örgütü olduğunu söylemiş ve işbirliğinin söz konusu olmadığını bildirmişti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise iddiaları yalanlamış ve "Bizim bu örgütlerle işbirliği yapmamıza ihtiyacımız yok" demişti.

Konuyla ilgili bir açıklama da Başbakan Ahmet Davutoğlu'ndan geldi. Davutoğlu ise PYD'ye operasyonla ilgili bilgi verildiğini söyledi.

Başbakan Davutoğlu Macaristan'da, Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Davutoğlu gündeme dair soruları yanıtladı. Davutoğlu, "ABD başta olmak üzere. PYD'ye gelince, Türkiye kendi hukukunu korumak için hareket ettiğinde kimseden izin almaz. ÖSO ya da da PYD'ye de sadece bildirimde bulunulmuştur. Biz sadece teknik olarak bir bildirimde bulunduk" dedi.

Davutoğlu, Türkiye ile Macaristan'ın çok özel ilişkilere sahip iki ülke olduğuna vurgu yaptı. "Biz Atilla'nın torunlarıyız. Birisi Anadolu'da birisi Orta Avrupa'nın merkezinde. Tarihte kurulduğu varsayılan 16 Türk devletinden birini de Hun Devleti olarak kabul ettiğimizden, bizim için Macaristan uzak ve yabancı ülke değil" diyen Davutoğlu, şöyle konuştu: "Tarihi olarak iç içe geçmiş ilişkilerimiz var. Macar milliyetçileri 19. yüzyılda herhangi bir yere sığınmak istediklerinde Türkiye'yi tercih etmişlerdir. Bir daha böyle zorunluluk olsun istemeyiz ama başta Sayın Orban olmak üzere bütün Macarlar için Türkiye bir ikinci evleridir. Her zaman bekleriz. Zorunlulukla değil ama dostlukla, muhabbetle her zaman Türkiye de onların ülkesidir. Yine başta Gül Baba olmak üzere, Zigetvar'da ve diğer Macaristan'da birçok Türk eseri var. Türkiye'de de Macar evleri var. Bunlar bizim ortak geçmişimizi simgeliyor."

Türkiye ile Macaristan'ın NATO'da müttefik iki ülke olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Bugün Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği'nin 2. toplantısını yaptık. Daha önce Sayın Başbakanımız, o zaman dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan ile ilk toplantı yapılmıştı. Şimdi bu geleneği sürdürüyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Biz bu tür toplantıları genellikle komşu ülkelerle yaparız. Bizim için Macaristan
belki coğrafi olarak değilse bile bizim için gönül olarak komşudur, hatta komşudan da yakındır. Bu ilişkilerin gelişmesi için 6 bakanla Macaristan'a yaptığım bu ziyaret en çok bakan arkadaşımla yaptığım ziyaret olmuş oldu. Ortak kabine şeklinde bir toplantı gerçekleştirmiş olduk. Bu kültürel temel üzerine, NATO'daki stratejik işbirliğimiz üzerine Avrupa'ya bakışımızdaki ortak
perspektifimiz üzerine ilişkilerimizi güçlendirmek üzere kültürel ekonomi ve uluslararası alanda çok güçlü ayaklarda bu ilişkileri geliştiriyoruz" dedi.

"Tuna bizim için boğazlar gibi çok özel önem atfettiğimiz bir nehirdir"

Türkiye ile Macaristan arasında en kısa zamanda 5 milyar dolarlık ticaret hedefine ulaşmak istediklerini ifade eden Davutoğlu, "2 milyar doları bulduk. 5 milyar dolara ulaşmak için ekonomik ilişkilerini geliştirilmesi bağlamında önemli kararlar aldık, anlaşmalar imzaladık. En kısa zamanda ulaşacağımıza dair ben güçlü bir güvene sahibim. Eximbank'ın İstanbul'da ofisi açılıyor olması çok önemli adım. Biz de Budapeşte'de benzer adımı atma hazırlığı içindeyiz. KOBİ'leri devreye sokmamız, yine önemli bir proje. Bu anlamda transit geçişler ve diğer tarım alanında ihracat konusunda atılacak adımlarla bu rakamın en kısa zamanda 5 milyar dolara ulaşacağına inanıyorum. Ayrıca Tuna bizim için boğazlar gibi çok özel önem atfettiğimiz bir nehirdir, su yoludur. Budapeşte'den İstanbul'a da en doğrudan ulaşımın sağlanması tuna üzerinden hepimizi mutlu edecektir. Yine hızlı tren projesi ki biz Marmaray ile deniz altından Avrupa ile Asya'yı bağladık. Benzer projenin, Budapeşte-Belgrad arasında yapıldığını biraz önce konuştuk. Hızlı tren hatlarıyla Türkiye-Macaristan'ın birleşmesi de bu iki ülkeyi birbirine komşu kılacak özelliklere sahiptir." dedi.

"Enerji talebi konusunda her türlü işbirliğine hazırız"

Enerji işbirliği konusunu da detaylı olarak ele aldıklarını bildiren Davutoğlu, "Macaristan'ın bu konudaki, son dönemdeki çabalarına Türkiye destek ermeye hazırdır. Türkiye olarak, Avrupa'nın enerji arzı, özellikle Orta Avrupa ülkelerinin ve özellikle de Macaristan'ın enerji arzı konusunda, enerji talebi konusunda her türlü işbirliğine hazırız. Bu çerçevede güzel görüşmeler gerçekleşti" diye konuştu.

Davutoğlu, "Avrupa bazen bazı halkları almakta tereddüt eder aynen Romalıların o zamanki Atilla'nın torunlarına mesafeli durduğu gibi, şimdi de Atilla'nın diğer torunlarına mesafeli duruyor. Ama tarih, doğası içinde akar. Türkler ve Macarlar, Avrupa kimliğinin çok önemli unsurlarıdır. Bu çerçevede Macaristan'ın bize AB'ye üyelik kokusunda verdiği desteğe müteşekkiriz. AB içinde, NATO'da ve uluslararası platformlarda da birlikte çalışmaya kararlıyız" diye konuştu.

Davutoğlu, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın doğuya açılım projesi kapsamında yürüttüğü politikalar konusunda Türkiye'ye verdiği özel önemi de takdirle karşıladıklarını söyledi.
"Biz Doğu-Batı denklemi içinde sıkışmış ülkeler değiliz, aksine hem Doğulu, hem Batılı, hem Asyalı, hem Batılı hem Avrasyalı, hem de Avrupa Atlantik unsurlarının parçasıyız" ifadesini kullanan Davutoğlu, "Bütün bu ilişkilerde Türkiye-Macaristan işbirliği, kuvvetli zemin oluşturacak ve Avrasya ölçeğinde barışın temin edilmesi için de çok önemli zemin oluşturacaktır" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu Macaristan Başbakanı Viktor Orban ile düzenlediği ortak basın toplantısında güncel gelişmelere ilişkin sorulara da yanıt verdi.

FAİZ İNDİRME KARARI

Faizlerin düşme trendinin dünyadaki emtia fiyatlarındaki gelişmeler ve Türkiye'deki ekonomik ve siyasi istikrar göz önüne alınarak, daha fazla ivmeyle olması beklentisini sürdürdüğünü söyleyen Davutoğlu, " Merkez Bankası bu yönde bir değerlendirme yaptı. Düşme trendi içinde olması faiz oranlarının olumludur. Ama biz bunun daha fazla bir ivmeyle seyretmesi kanaatini yine ifade ediyoruz. Çünkü dünyadaki emtia fiyatlarındaki gelişmeler ve Türk siyasetindeki ve ekonomisindeki istikrar, diğer ekonomik parametreler açısından enflasyonun da düşme eğilimine girmesi dolayısıyla beklentimizin daha fazla bir indirim yönünde olduğu her zaman dile getirdiğimiz bir husus. Tabi Türkiye'de tekrar bu konularda değerlendirmeler yapacağız “diye konuştu.

OPERASYON DEĞERLENDİRMESİ


Türkiye'nin Şah Fırat operasyonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, " Bizim toprağımız olan bir mekandan kutsal emanetlerimizi alıp yine başka bir Suriye toprağında daha önce olduğu gibi tekrar bunları yerleştirmemiz, uluslararası hakkımızın kullanılması anlamına gelir. Bunun tartışılacak bir tarafı yoktur. Biz bu konuda BM'e de gerekli tüm taraflara bildirimlerde bulunduk. Bu bizim uluslararası hakkımızı kullanmamızdır" dedi.

OPERASYONUN AYRINTILARI

Süleyman şah türbesinin daha önce de yer değiştirdiğini hatırlatan Davutoğlu Esad rejiminin operasyonla ilgili açıklamasına sert tepki gösterdi. Davutoğlu, " Eşme'deki bölge artık Türk toprağıdır. Bunun tartışılır bir tarafı yoktur.
Suriye hükümeti bunu tartışmak yerine, Türkiye'nin de toprağı olarak kabul etitği o bölgede, niçin mevcut olmadığını izah etmelidir. Suriye rejimi şuanda Karakozak'ta yoktur. Orada DEAŞ, ÖSO, PYD konrolü vardır ama Suriye rejiminin kontrolü yoktur. Suriye rejiminin sorması gereken, niye biz kendi ülkemizi kontrol edemiyoruz. Kendi ülkesinin kontrol edemeyenlerin başkalarına savaş gibi naralar atmasının da kıymeti hayriyesi yoktur"diye konuştu.

SURİYE REJİMİNE SERT YANIT

Kendi halkına zulmeden bir rejimin Türkiye'nin hakları için attığı adımı eleştirmeye hakkı olmadığını söyleyen Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:, Biz bu konuda Suriye ulusal muhalefetini muhatap aldık. Onlara bildirimde bulunduk. Suriye rejiminin ve rejimin sözcülerinin öncelikle son 4 yıl içinde Suriye halkına yaptıkları katliamların hesabını verecekleri günü beklemeleri lazım. Kimyasal silah kullandılar, füzeler kullandılar. Hava bombardımanıyla şehirleri yok ettiler.300 binden fazla insanı katlettiler.5 milyona yakın insanın yurt dışına gitmesine sebebiyet verdiler. Öncelikle bu hesabı nasıl vereceklerini düşünsünler. Türkiye gerekli gördüğü adımı atar. Türkiye operasyonu başarıyla tamamladı. Uluslararası toplumdan olumsuz söz edilmedi, Suriye ve Suriye rejimini destekleyen bazı çevreler dışında.Türkiye'yi kimse doğrudan ya da dolaylı yoldan tehdit edemez.

PYD'DEN DESTEK İSTENDİĞİ İDDİASI

PYD'den destek istendiği iddialarını bir kez daha reddeden Davutoğlu, " Türkiye kendi hukukunu korumak için harekete geçtiğinde kimseden izin de almaz, destek de istemez. Bu anlamda, ne o bölgede oldukları için OSÖ'ye ne de PYD ve bütün taraflara dedim, sadece bildirimde bulunulmuştur. Biz giriyoruz, gideceğiz bu operasyonu yapacağız. Sakın ola ki karşımızda herhangi bir engel olmasın. Sivil kayıplara sebep verebilecek bir uygulama söz konusu olmasın. Bu sadece teknik olarak bir bildirimdir. Türkiye ulusal hakkını korumak için kimseden izin de istemez, destek de istemez. Aynı bildirim koalisyon güçlerine de yapılmıştır,. ABD başta olmak üzere. PYD'ye gelince, Türkiye kendi hukukunu korumak için hareket ettiğinde kimseden izin almaz. ÖSO ya da da PYD'ye de sadece bildirimde bulunulmuştur. Biz sadece teknik olarak bir bildirimde bulunduk" diye konuştu.