Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Reza Zarrab davasına da değinen Erdoğan, "17-25 Aralık tuzağı tutmayınca götürüp aynısını ABD'de kurdular." dedi.

İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

"AK Parti, TBMM Grup Toplantısı'nın partimiz ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ediyorum. Dün yapılan seçimde önümüzdeki dönem için yeniden TBMM Başkanlığı'na getirilen İsmail Kahraman beyefendiyi tebrik ediyorum. Kasım 2019 seçimlerine kadar TBMM'nin önünde çok yoğun ve çok önemli bir gündem vardır. Bu 2 yıllık dönemi en iyi şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Meclisimizin verimli bir yasama dönemi geçireceğine inanıyorum.

KİMSE BİZİ BU GÖREVLER İÇİN ZORLAMADI

AK Parti milletin partisi olarak doğmuş bugüne de aynı anlayışla gelmiştir. Gerektiğinde 15 yıldır yaptığımız gibi gece gündüz çalışarak tehditleri, kumpasları bozarak bu yolda yürümeye mecburuz. Kimse bizi bu işi yapmak için zorlamadı. Biz davamıza hizmet için bu görevlere kendimiz talip olduk. Hamdolsun ülkemizi bugünkü seviyeye getirdik. Şimdi yine milletimizin desteğine talibiz. Birileri ellerini ovuşturarak AK parti nasıl zayıf düşer diye bunların beklentisi içinde olabilir. Kim hangi beklentide olursa olsun, bizler hedeflerimize ulaşmış olacağız.Bizim için her seçim sadece bir güven tazeleme değil, yeni bir yol açma, yeni bir vites yükseltmedir.

YENİ TUZAĞI ABD'DE KURDULAR

17-25 Aralık'ta ülkemize tarihin en büyük tuzaklarından biri kuruldu. Bu tuzak başarısız olunca aynı tezgahı götürdüler Amerika'da kurdular. Birileri hala FETÖ'nün ağzı ile itham etmeyi sürdürüyorsa sebebi onlara verilen rolü oynamaktır. Aynı çevreler hepimizin gözü önünde yaşanan 15 Temmuz ihanetine hala tiyatro, kontrollü darbe diyebiliyorsa bu sözü onlara kimlerin söylettiğine bakmak gerekir.

KIZIL ELMAMIZ DÜNYANIN EN BÜYÜK 10 EKONOMİSİNDEN BİRİ HALİNE GELMEK

Kızıl elmamız dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline gelmektir. Hedefimize ulaşmak için ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Biz bir defa durmak yok yola devam dedik. Milletimize söz verdik.

SOÇİ ZİRVESİ

Soçi'de Rusya ve İran ile üçlü zirve gerçekleştireceğiz. Rusya ile kurduğumuz yakın ilişkiden elde ettiğimiz gelişmeler oldukça önemli. Merkezi Irak yönetimi ile de uzun zaman olmadığı kadar müspet duruma gelmiş durumdayız. Kuzey Irak hayati yanlışa sapmamış olsaydı, onlarla da güzel ilişkimizi sürdürüyor olacaktık. Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler aslında bizim en rahat işbirliği yapacağımız yerler olmasına karşın bir süredir ırkçılığın, yabancı düşmanlığının pençesine düşmüş durumdalardır.

"HANİ DAEŞ'İ TEMİZLİYORDUNUZ?"

Amerika'nın bölgemizde izlediği politikanın yanlışlığı konusundaki endişemizi her defasında paylaşıyoruz. DEAŞ'ı temizlediğinizi söylüyordunuz, hala silah yüklü TIR'lar niçin Suriye'ye geliyor. Hala bu niye devam ediyor. Siz bu silahlanmayı hangi ülkeye karşı yapıyorsunuz, niçin yapıyorsunuz? Dert başka. Neyin ne olduğunuz biliyoruz, ona göre de adımlarımızı atacağız. Kimse bu senaryolar karşısında Türkiye'nin eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez. DEAŞ'ın aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu dünyaya gösteren Türkiye olmuştur.

"DEMEK Kİ MESELE TERÖR DEĞİL"

Esed rejimi hala yerli yerinde durmaktadır. Buna karşın demokrasi talebinden başka suçları olmayan Suriyeli muhalifler neredeyse terörist durumuna düşürülmüştür. Çok şey söylenmiş, çok toplantı yapılmış ama hiçbir netice ortaya konulamamıştır. Bu coğrafyada bunca kan niçin dökülmüştür, bunca acı niye çekilmiştir. Akan kan kimin kanıdır, bu ölenler kimdir? Demek ki mesele terör değildir. Demokrasinin getirilmesi değildir. Mesele, mazlumların, mağdurların haklarının da korunması değildir. Bu gerçek bölgemizin terör örgütleri bahanesi ile tıpkı geçen asırda olduğu gibi yeni bir dizayna tabi tutulmaya çalışıldığıdır. Güney Asya'daki hadiseleri de bu gelişmelerin dışında görmüyoruz. Biz komşularımızın böyle bir muameleye tutulmasına izin vermeyeceğiz.

"TÜRKİYE'Yİ TEHDİT EDENLERE MESAJIMIZ..."

Geldiğimiz noktada bildiğimiz gerçeğin inkarı mümkün olmayan teyidini görüyoruz. Körfezdeki ve Kuzey Afrika'daki gelişmelerin hiçbiri Irak ve Suriye'deki gelişmelerden farklı değil. Hepsi aynı oyunun bir parçasıdır. Şunu unutmayacağız, bir tarafta Irak sınırı bir tarafta Suriye sınırı ile bu iki ülkeye en yakın komşu biziz. Bizi, NATO toplantılarındaki gibi terbiyesizlikler, gizli açık mesaj aracılığıyla tehdit edenlere mesajımız şudur:: Tek milllet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Biz 80 milyonu tek millet olarak gördük. Onlar saldırdıkça biz saflarımızı daha da sıklaştırdık, ileriye doğru daha kararlı adımlar attık.

"APTALLARIN DEĞİL, ALÇAKLARIN İŞİ"

Türkiye 2010'dan özellikle de 2013'ten itibaren bölgemizle ilgili senaryolar gereği belirli istikamete itilmeye çalışıldığında birileri kendi dünyalarında teslimiyet bayrağını çekmişti. Biz oyunu gördük ve milletimizle mücadele etme kararı aldık. Her şeyi denediler ama Türkiye'yi teslim alamadılar. Şimdi işi ülkemizi uluslararası alanda itibarsızlaştırmaya, köşeye sıkıştırmaya, lekelemeye ve kendi istedikleri yöne itmeye çalışıyorlar. Saldırılar aptalların değil, ancak alçakların işi olabilecek mahiyettedir. Biz bu mesajların anlamının gayet iyi farkındayız. Ülkemize yönelik sinsi tehditlerin gerisindeki siyasi amaçlar apaçık ortadadır. Sanıyorlar ki her şey kağıt üstündeki gibi yürüyecek. Öyle olmayacak. Türkiye sizin oyuncak gibi oynadığınız ülkelerden biri değildir."