Başbakan Recep Tayyip Tayyip Erdoğan, geçen yıl 26 Kasım’da İstanbul’da geçirdiği operasyon sonrası ortaya atılan “Kanser nedeniyle kemoterapi görüyor” iddialarını yalanladı. Mehmet Ali Birand, Kanal D’de dün gece yayınlanan 32. Gün programı öncesi Erdoğan ile yaptığı röportajın bazı önemli ayrıntılarını ana haber bülteninde anlattı.

Birand, “kanser misiniz” sorusuna Erdoğan’ın “hayır kanser değilim” yanıtı verdiğini belirterek “Ben de kanser tedavisi gören, kemoterapi olan bir insanım. Bunun ne demek olduğunu, insanı nasıl sarstığını çok iyi bilirim. Birine bakınca kolaylıkla kemoterapi görüp görmediğini anlarım. Baktım, anladım. Hayır, görmüyor” dedi.

‘TV izliyorum’


Birand’ın sağlığıyla ilgili soruları üzerine, eski çalışma temposuna doktorların tavsiyesiyle martta başlayacağı yanıtını veren Erdoğan özetle şöyle konuştu: “Doktor rölantide giderse iyi olur mesai diyor. Yurtiçi biraz yapıyorum ama yurtdışına martta başlayacağım. Mart’tan sonra yavaş yavaş ucu açığa gireriz.  Sabah kalkış normal. 06.30 filan gibi kalkışım var. Sonra 1 saat istirahatim var, kahvaltım falan var. Sonra gazeteler okunuyor. Eskiden arkadaşlar özetliyordu. Arkadaşlar bu aralar bana biraz fırsat tanıdılar. Televizyon da seyrediyoruz. Daha çok asabımı bozmayacak olanları seyrediyorum. Tartışmaları çok takip etmiyorum, çünkü çok sıkıcı oluyor. Şunu görüyorsunuz, insan hayatıyla ilgili bilerek yorum yapılmıyor. Bilinmeden, belgeye dayalı olmayan yorumlar ve onların altında çoğu zaman maalesef bazı iftiraları görmek...O zaman bunu dinleme, sadece haberi dinle.”

Mevcut süreçte mesaisine öğlen 12.00 - 13.00 gibi başladığını dile getiren Erdoğan “normal zamanda ev-ofisteki çalışmam var, Başbakanlık’taki çalışmam var. Ev - ofisteki çalışmam sabah erken saatlerde başlar. Ondan sonra Başbakanlık, 11.00 gibi resmen başlar” dedi.

‘Bazen hanım kızıyor’

Erdoğan, Birand’ın “akşam kaçta evde olduğu”nu sorması üzerine de ilginç bir yanıt verdi: “Akşamın ucu açık. Bazen hanım sinirleniyor falan, ama gelişim bu halimle bile yine 22.00’yi. normal zamanda (gece) 12’yi aşıyor zaten. Çünkü bütün gün görüşmeler vs. falan geçtiği için, akşam saat 7 - 8’den sonra dosyaları incelemeye başlıyorsunuz. Çünkü dosya biriktirmeyi sevmem. Dosya birikmemesi lazım. Bunlar tabii bakanlıkları da harekete geçiriyor.

Bu açıdan önemli.” Erdoğan, ameliyattan sonraki ilk grup toplantısını hatırlatan Birand’ın “eskiyi aratmıyorsunuz. Gene gayet sert, gayet sesi yüksek” sözleri üzerine de “böyle muhalefet olursa, sağolsun biz de enerjimizi toplarız” diye espri yaptı.

 
‘Ya olursunuz, ya ölürsünüz’


Birand, çekimden sonra Ak Parti İl Başkanlığı’nın 8. katında paça çorbası ve döner yediklerini, bazı özel soruları da Başbakan’a burada yönelttiğini kaydetti. Yemekte Sümeyye Erdoğan’ın da olduğunu kaydeden Birand,  Başbakan’ın “Ameliyatım sırasında kendimi bir Galatasaraylıya teslim ettim” dediğini aktardı. (Prof. Dursun Buğra Galatasaraylıymış) Birand’a göre Erdoğan’ın iki şikayeti var: Birincisi sesinin kısılması. Ameliyat için ağzından sokulan hortumdan dolayı sesi kısılmış. Asıl şikayeti sırt ağrısı... Ameliyat sonrası sağ tarafına ayağını da hafif kaldırarak yattığı için sırt ağrısı çekiyor.

‘28 Şubat bizi güçlü kıldı’


Erdoğan, Fransa Senatosu’na gelecek soykırım tasarısı için “Sulandırılmış bir karar var ortada. Çalışmalarımızı  sürdürüyoruz” derken, 28 Şubat’la ilgili sorular üzerine özetle şöyle konustu:
“RP, FP’deki performansımız ortada. FP kurulunca buraya geçtik. Fazilet kapatılmamış olsaydı ayrılmaya gerek yoktu. Hamdolsun halkımızın bize olan ilgisi alakası, 28 Şubat’a rağmen bizi güçlü kıldı. Maalesef genelde bir kayba uğradık. Çalışmalarımıza aynen devam ettik. Bunun kapatma getireceğini bekliyor muydunuz diye sorarsanız, böyle bir tehlikeyi bekliyorduk.

28 Şubat demokratik parlamenter sistemin sıkıntıda olduğunu ortaya koydu. Omurgalı duruşa ihtiyaç olduğu dönemde yalnız kalıyorsunuz. (Askerin sizi iktidar yapmayacağını düşündünüz mü sorusu üzerine)  “Aklımızdan böyle bir şey geçirseydik asla bu partiyi kurmazdık. Ya olursunuz, ya ölürsünüz. Birini tercih edeceksiniz” dedi.

Erdoğan, Dink kararıyla ilgili olarak da şu yorumu yaptı: “32 saatte bu işin failini yakalamış bir hükümetiz. Bundan sonrası yargıya ait bir süreçtir ve bu süreç uzamıştır. Dolayısıyla biz bu süreçte yargıdan hükümete ne intikal etmişse yerine getirmişizdir.”