Ziyaret sonrası açıklamalarda bulunan Güler “Bu bir darbe davası değil, darbe paranoyasının davasıdır. Bu davada Türk silahlı kuvvetlerinin güçten düşürülmesinden başka bir amaç yoktur” dedi.

Adil Yargılama Yapılmıyor!

CHP’li Güler, bir süre önce mektubunu aldığı, Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü(TODAİE)’nde, 1994 yılı Kamu Yönetimi Yüksek Lisan öğrencisi olan Koramiral Can Erenoğlu ‘nu ziyaret etti. Ziyareti kapsamında aynı davalardan yargılanan Orgeneral Bilgin Balanlı, Korgeneral Yurdaer Olcan, Tumamiral Erdem Caner Bener ve Tumamiral Cem Guldeniz ile de görüşen  Güler “Burada insanların ihtiyaç duyduğu ortak nokta adil yargılamadır. Adil yargılamadan kasıt yargılamanın tüm kanıtları dijital verilere dayanıyor ama ortada bilirkişi sorunu var” dedi. Ortaya konulan Dijital verilerin güvenilir kaynaklar aracılığı ile sahte olduğunun kanıtlandığını belirten Güler “Dijital verilen İstanbul Teknik Üniversitesine, Orta Doğu Teknik Üniversitesine, Amerika’da özel bir uzman danışmanlık şirketine ve Almanya’da da güvenirliği yüksek bir şirkete, bu dijital veriler incelettirilmiş verilerdeki sahtekarlık ortaya çıkmıştır” dedi.

Davanın sürecinde 1500 dolayında sahtekarlığın ortay çıktığını söyleyen Güler “Bu sahtekarlıklardan bir tanesini örnek vermek gerekirse davaya kanıt olarak kullanılan CD’lerin yazılımları incelenmiş bunlar iddiaya göre 2003 yılında üretilmiş belgeler; ama bu belgelerin bir bölümünde kullanılan yazı karakteri ‘calibri’ diye bilinen bir karakter, Microsoft’tan görüş alınmış bu ‘calibri’ denilen karakter 2006 yılında üretilmiş, 2007 yılında piyasaya sürülmüş. 2003 yılındaki belgelerde bu karakterin olması imkansız. Bu sahtekarlıklardan ve dava sürecinden oynanan oyunlardan sadece biridir” dedi.

Davanın Düşmesi Gerekir


Sadece sahtekarlıklar sonrası bile davanın düşmesi gerektiğini söyleyen Güler “dava sürecindeki aksaklıklar ve çarpıklar sahtekarlıkla da bitmiyor, sanıkların mahkemeden ortak talepleri var ‘bu dijital verilerin sahtecilikle üretildiğini kanıtladık işte raporlarımız mahkeme bu raporları incelesin bir bilirkişiye inceletsin’ sanıkların bu talebine savcılığın tespiti çok çarpıcı, gerek görmediğini söylüyor ve incelemeye almıyor. Daha sonra TÜBİTAK’tan iki ayrı bilirkişi incelemesi var, bu iki inceleme birbiriyle çelişiyor daha önemlisi bu bilirkişiler, bilirkişi listesinden seçilmemişler, bilirkişi yemini ettirilmemişler dahası yapılan inceleme bilirkişiler tarafından yüzeysel yapılmıştır” dedi. Bu bilgiler ışığında ilerleyen çarpıklıklarından bir başkasının, tutuklu ve tutuksuz yargılanan iki sanık hakkında da aynı yıl hapis istendiğini belirten Güler, “birisi tutuklu diğeri tutuksuz yargılanırken öngörülen suçlar farklı iken, savcılık aynı cezayı talep ediyor, bunun adil yargılama ile hiç bağı yoktur” dedi.

Bu Dava Hukuk Devleti İlkelerine Aykırıdır


3. Yargı Paketiyle birlikte kaldırılan Özel Yetkili Mahkemelerin davaya halen bakmasını anlamsız bulan ve bu durumu hukuk devletiyle bağdaştırmayan Güler “Özel Yetkili Mahkemeler 3. Yargı Paketi ile kaldırıldı. Ancak bu yargı paketine bir hüküm eklendi,‘Özel Yetkili Mahkemelerde devam etmekte olan davalara özel yetkiler çerçevesinde bakılmaya devam edilir’. Bu hukuk devleti ilkelerine aykırıdır, bu düzenleme ile Özel Yetkili Mahkeme kapsamından Balyoz davası da çıkarılmalıdır, sanıklarında bu doğrultuda ki talepleri en doğal haklarıdır” dedi.

Ailelerin Psikolojileri Olumsuz Etkilenmiş


Ailelerin dava sürecinden, psikolojik olarak olumsuz etkilenmiş olduğunu belirten Güler “Subaylarımızdan bir tanesinin kızıyla yaptığım sohbette babası ve babası gibi ülkesine yıllarca hizmet etmiş kişilerin terör örgütü mensubu olmakla suçlanmasını akla mantığa sığdıramıyor. Aileler üzerlerinde oluşan deformasyondan kurtulmanın kendilerince yollarını arıyorlar” dedi. 6 Ağustos Pazartesi günü Silivri’de görülecek olan Balyoz duruşmasına katılacağını belirten Güler, süreci yakından takip edeceğini de söyledi.