HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu. Yüksekdağ, dokunulmazlık dosyaları kapsamında savcılığa ifade vermeye gitmeyeceklerini yineleyerek, şöyle konuştu:

"Bizler ifade vermeye gitmiyoruz ve gitmeyeceğiz. Karşımızda bağımsız bir yargı mekanizması yok. Hesap vereceğimiz tek güç, tek kesim; halklarımızdır. Bizi seçen kadınlar ve halklardır. Hukuku, yargı sisteminin kuvvetler ayrılığı sistemini berhava etmiş bu anlayışın karşısında bizim ifade vermemiz böyle bir operasyon karşısında geri adım atmamız düşünülemez. Bugün yargı mekanizmaları sarayın oyuncağına dönüşmüş durumda. Bu koşullar içinde yargı reformu adı altında alelacele getiriyorlar bu paket dedikleri düzenlemeyi ayıklama hareketi olarak tarif ediyorlar. Bu iktidarın, pirincin taşını ayıklama hareketidir. Kendilerinden olmayanı ayıklamak, yok etmek bunların temel politikası olmuş."

"SARAY, MUHTARLAR, KAYYUM MEKANİZMASIYLA ÜLKE YÖNETİYORLAR"

Belediyelere kayyum atanmasının söz konusu olmayacağını vurgulayan Yüksekdağ, belediye başkanları ve yerel yöneticilerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığını söyledi. HDP Eş Genel Başkanı şöyle konuştu:

"Hükümeti devre dışı bırakma yöntemi; kayyum. Başbakan bile diyemiyorsunuz, başbakanlık kurumu diye bir şey yok. Saraydaki ve etrafındaki avanesi 'tak' diyor yürütme başbakan 'şak' diye yapıyor. Meclist'e aynı duruma getirildi. Saray, muhtarlar ve kayyum var. Bu mekanizmayla ülke yönetiyorlar. Oyla alamadığını zorla almaya alışmış bunlar. DBP'nin bağlı olduğu belediyelerde AKP adayları yüzde 10 bile alamamıştı. Ezici bir çoğunlukla seçilmiş oradaki yerel yöneticiler. Zorla belediyeleri almaya çalışan kendini yitirmiş bir iktidar var. Halkın iradesine göz dikmişler. O belediyelerin aylardır her odasında denetim yapıyorsunuz bir tane ayakkabı kutusu, para çuvalı bulamadınız. Sizde bunlar para çuvalı yetimin hakkı sizde, çaldığınız paralarda. Esas sizin burnunuzdan gelecek çaldıklarınız. Van ve Mardin'i Büyükşehir Belediyeleri yapmayacağım diyor. O belediyeler sizin sofrada masada zıkkımlandıklarınızın yarısı kadar pay almıyor bu bütçeden. Belediyeleri aldığı bütçe halkı verdiği vergidir. Teklifimiz çok net; O halka gölge etmeyin yeter. Tank, topunuzu çekin, bütçe de vermenize gerek yok. Sizin kuruşunuzu almadı, almaz bu halk. O belediyeler kendi olanaklarıyla gani gani o halka hizmet götürür."

"BURUNLARI YERE DÜŞSE EĞİLİP KALDIRMAZLAR"

HDP'li Yüksekdağ, İsrail ve Rusya ile ilişkilerin düzelmesi için atılan adımlara değinerek, şunları ekledi:

"Mavi Marmara'da ölenler öldü. İsrail ile yapılan anlaşmanın en önemli maddesi Filistin'in doğalgazını alıp Avrupa'ya satacaklar. Filistin'deki tüyü bitmemiş yetimin, anasız babasız kalmış çocukların hakkının pazarlanması için anlaşma yapıyorlar. Kutsal olarak sundukları, yaptıkları hamaseti ve söyledikleri sözleri başka bir pazarlık masasında pazarlayıp satıyorlar. Onların siyasetten anladıkları budur. Rusya ile yaşadıkları krizi anlaşmayla çözme noktasına geldiler. Özür dilediler ama 'Özür dilemedik üzgünüz dedik' diyorlar. İnkar ediyorlar. Komik duruma düşürmeyin en azından kendinizi. Özür dileseniz ne olur. Bunların kibrinden geçilmiyor. Burunları yere düşse eğilip kaldırmazlar."