Şefika Bal - CHP'nin sosyal belediyeciliğin en başarılı uygulamalarıyla İzmir'de iktidar olduğunu hatırlatan Alaattin Yüksel, "Esasında biz şu anda sahadayız. Başta İzmir Büyükşehir Belediye başkanımız Aziz Kocaoğlu köy köy dolaşıyor. İlçe belediye başkanlarımız da sahada. Aday adayı arkadaşlarımız da hep birlikte sahada çalışıyorlar. Onun için İzmirli seçmen geç kalınıyor diye hiç endişe etmesin... Öte yandan seçmenin bu yüksek heyecanı ve duyarlılığı bizi çok mutlu ediyor." dedi.

Omuz omuzayız

CHP aday adaylarının, aday belirlendikten sonraki dönemde, barış içinde omuz omuza bir dayanışma sergileyerek seçilen adayın etrafında birleşip var güçleriyle çalışacakları konusunda herkesin hemfikir olduğunu bildiren Alaattin Yüksel açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Partimizin tüm aday adayları biliyorlar ki aday belirlendikten sonraki dönem çok daha önemli, bizim barış içinde omuz omuza birlikte bir seçim çalışması yürütmemiz gerekiyor. Bizim partimizin kültüründe de bu yaklaşım vardır. Ben 70'li yılların başından beri siyaset yapıyorum her seçimde adaylar olur ancak partimiz adayı belirledikten sonra herkes bir araya gelir, adayın elini hep birlikte kaldırır ve sahada hep birlikte çalışmaya başlanır."

Yurtseverlik temelinde siyaset

2014 Yerel seçimlerinde aday gösterilmeyen bazı partililerin başka partilerden aday olarak oy bölünmelerine neden olduklarını hatırlatan Yüksel, "Siyaseti inançlarınız temelinde, yurtseverlik temelinde yapıyorsanız, partinizin iktidara gelmesinin Türkiye'nin geleceği açısından önemli olduğunu düşünerek siyaset yapıyorsanız, bu yanlışları yapmazsınız. Ama sadece kendinizi bir yerlere taşımak için siyaset yapıyorsanız, bu hataları yapar, sağı solu döküp kırarsınız" dedi.

Hayır bloğunda oy birliği

"Şu anda sizi en çok heyecanlandıran nedir diye sorarsanız. Ben Ankara, İstanbul, İzmir ve daha birçok büyükşehirde CHP'nin kazanma ihtimalinin yüksek olduğunu görüyorum" cevabını vereceğini bildiren Alaattin Yüksel; "Referandumda Demokrasi Cephesi 17 Büyükşehirde 'Hayır' demişti. Hayır bloğu yerel seçimlerde toparlanır ve sandığa gidip yeniden demokrasi diyen adaylara oy verirse, bu tek adam rejimi, bu baskı rejimi süremez. Hiç kimse o koltuklarda oturup yargıyı, yürütmeyi vesayet altına alamaz, tek adam rolünü üstlenemez. Kimse yargıya talimat vererek sanatçıları, gerçeğin peşindeki gazetecileri, yazarları hapishanelere gönderemez" dedi.