CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa'ya gitmek için İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na uçakla geldi, daha sonra kara yoluyla kente ulaştı. Kılıçdaroğlu, ardından Manisa Ticaret ve Sanayi Odası'nı ziyaret etti, burada sivli toplum kuruluşu temsilcileri, iş insanları ile bir araya geldi. Toplantıya Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile milletvekilleri ve parti yöneticileri de katıldı. Konuşmasına "Değerli dostlarım" sözleriyle başlayan Kılıçdaroğlu, sanayici profilini anlatarak, "Sanayici kendisini aşmış kişidir. Ekonomimizin kamu görevlisidir. Sanayici kendisini düşünmez, artık ülkesini düşünür, rekabet edecek, yatırım yapacak ve dünyada tutunmaya çalışacak. Yerinde durmak yoktur, hep çalışmak vardır. Sanayicinin ruhunda esnafların temel özelliği, devlete yük olmazlar yükünü azaltırlar. Esnafların ve sanayicilerin ciddi sorunları var. Sorunu olmayan kimse yoktur. Bütün mesele şudur; sorunları nasıl çözeceğiz? Akılcı politikalarla çözülmeyecek sorun yoktur. Biz bunların tamamını gerçekleştirebiliriz" ifadelerini kullandı.

'BÜTÜN İNANÇLARIN ORTAK KAVRAMI ADALETTİR'

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bölgesinde nasıl bir güç olacağı sorusunun sadece politikacıların değil, düşünen herkesin ortak görevi olduğuna dikkat çekerek, geleceğin inşaasında dört ayaklı stratejiyi açıkladı. Kılıçdaroğlu, "Birinci ayağı, ülkemizde tam anlamıyla demokrasi varsa dünyada söz hakkımız olur. Herkes konuşur, bilim dünyası gelişir, engeller kaldırılmış olur. Demokrasinin asıl temel amacı, herkesin can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Sadece bizim için değil bu ülkeye yatırım yapacaklar için de değerli bir kavramdır. Bir kararnameyle sizin malınıza el konursa can ve mal güvenliği yoktur. Bunu sağlamak bütün demokrasilerin varlık nedenidir. Bunun için yargının bağımsız olması lazım. Adalet çok önemlidir. Devletin temelini adalet oluşturur. Sadece bizim can ve mal güvenliğimizi sağlayan unsur değildir. Hepimizi birleştiren kavramdır. Bütün inançların ortak kavramı adalettir. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı, medya özgürlüğü, bu açıdan önemlidir" dedi.

'CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMI ÜLKENİN SİGORTASI'

Cumhurbaşkanlığı makamının sıradan bir makam olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'den göğsündeki CHP rozetini çıkarmasını istediklerini belirterek, cumhurbaşkanlığı makamının bir ülkenin sigortası olduğuna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Muharrim İnce'yi aday gösterirken Türkiye Cumhuriyeti'nin bayrağını taktık. Bu açıdan bizim cumhurbaşkanı adayımızın diğerlerinden büyük bir farkı vardır. Biz demokratik parlamenter sistemi inşa etmek zorundayız. Bunu söylediğimiz zaman şu eleştiri geliyor, eski sisteme dönmeyeceğiz, onu en çok eleştiren biziz, biz, demokratik sistemi geliştirip dünyada söz sahibi olmak istiyoruz. Demokrasinin dört temel ayağı vardır. Dördü bağımsızdır ama birbirini denetler. Parlamento yanlış kanun çıkartır ama yargı onu denetler. Yargı yanlış bir şey yapabilir üst mahkeme bunu düzeltecektir. Demokrasilerde denetlenmeyen hiçbir makam yoktur. Yeni modelde olması gerekenler nedir? Dört ayak yeterli mi? Hayır. Yüzde 10 seçim barajı olması darbe hukukunun sonucudur. Yüzde 34 oy alıyorsunuz. Parlamentoda yüzde 65'i temsil ediyorsunuz. Bu olmaz. Demek ki seçim kanununun değişmesi lazım. Kadın erkek eşitliği diyoruz. Niçin? Kadınlar için seçim yasasında cinsiyet kotası getiriyoruz. Biz kendi tüzüğümüzde yaptık ama seçim kanununda da olması lazım. Yeterli mi? Hayır. Yurt dışı seçim çevresinin olması lazım. Milletvekili çıkartamıyorlar. Bunun adı demokrasi mi? Oy kullanacaksın ama milletvekili çıkartamıyorsun. Onlar da gelip sorunlarını anlatmalılar."

'VERGİ ALAN HESAP VERMELİ'

Kılıçdaroğlu, ekonomiden de söz ederek vergi alanın hesap vermek zorunda olduğunu dile getirdi. CHP Lideri, "Çocuk doğduğu anda vergi öder. Altına bez alırsınız, vergi ödersiniz. Süt alırsınız, vergi ödersiniz. Soru şu; vatandaş vergi ödüyorsa vergiyi harcayan makam bunu hesabını veriyor mu? Bize şu eleştiriler geliyor; CHP yola, baraja karşı mı? Hayır, neden karşı olalım? Sorduğumuz soru şu arkadaş. Yolu kaça yaptın? Dünyanın bütün demokrasilerinde vatandaş bu soruyu sorar ama vatandaş bundan korkuyor. Onun yerine ben soruyorum. Bu soru bütün demokrasilerde sorulur. Neden sorulur? Köprü yapılırken yolsuzluk yapılmış mı diye. Hepimizin dikkatli olması lazım" dedi.

'SİVİL ANAYASA YAPMAK ZORUNDAYIZ'

Sivi anayasanın önemine dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, vesayetlerden arındırılmış, az, öz, kısa bir anayasa yapmak zorunda olunduğunu belirterek, "Eğer bunu yapabilirsek Cumhuriyet tarihinde ilk kez sivil toplum bir araya gelip anayasa yapmış olacak. Hedefimiz bu. Medyanın özgür olması için iki şey önemli. Medya patronu sadece bir şeyle ilgili olacak. İki, bütün medya çalışanlarının sendikalı olması lazım. Neden? Patronuna karşı bile yazdığı haberin arkasında durabilmeli. Biz bunları yaptığımız zaman ülkemizde özgürlüğü sağlarız" ifadelerini kullandı.

NANO TEKNOLOJİ

İş insanlarına ekonominin nasıl olmasını gerektiğini soran Kılıçdaroğlu, "Betona mı yatıralım, üretime mi yatıralım? Bu tercihte de bulunmak zorundayız. Bizim tercihimiz üretmekten yana. Tarlada çifti üretecek, üniversitede hoca bilim üretecek, hizmet sektörü otel hizmet ürecek, sanatçı sanat eseri üretecek, her anlamda üretmek zorundayız. Söz sahibi olacağız. Sanayide de üreteceğiz. Başkan televizyon üretiminin ne kadar fazla olduğundan söz etti. Gayet güzel ama nano teknoloji konusunda söz sahibi değilseniz başkalarının ekranlarını alıp burada monte edersiniz. Katma değeri olan ürün üretmek zorundayız. 21'inci yüzyılda katma değeri yüksek ürün ürettiğimiz anda Türkiye'nin yıldızı parlar. Bunu nasıl yapacağız? Üniversite bilgi üretecek; bunu yapmazsak ürünü üretemezsiniz" diye konuştu.

'ÜRETİM EKONOMİSİNE GEÇECEĞİZ'

Kılıçdaroğlu, ülkenin dijital çağı yakalaması gerektiğini vurgulayarak, üretim ekonomisi için şunları söyledi:

"1925 yılında Kayseri'de uçak fabrikasının temeli atıldı. Kendi denizaltımızı yapıyorduk. Etibanklar, Et Balık Kurumları, Toprak Mahsulleri Ofisi kuruldu. Reçete belliydi; inançla yolumuza devem edeceğiz, özümüze döneceğiz. Bugün gerilerdeyiz. Yarışa başladığımız ülkelerden çok gerideyiz. Dijital çağı yakalamak zorundayız. Bunu yapamazsak geride kalırız. Bunu nasıl yapacağız? Teşvik sitemiyle neyi nasıl üreteceğiz, akıllı bir planlamayla üretimi, ekonomiyi nasıl yapacağız? Formülümüz var, projemiz de var. Vergi ve sigorta primini tam ödenmek kaydıyla bunu yapan her sanayiciye ödediği vergi ve sigorta kadar bir yıl süreyle sıfır faizli kredi vereceğiz. Yeter ki yapsın. Bankalara faiz ödenecek. Bunu dönemin hükümeti ödeyecek. Kaynak var mı? Evet kaynak var. Bütün mesele akılcı politikalar üretmekte. Akıl akıldan üstündür, her şeyi ben bilemem eğer aklımız varsa bunu kullanacağız. Ortak aklı inşa edeceğiz. Buna eskiden planlama denirdi. Her ailede planlama vardı. Her kurumda planlama vardır. Çok şükür biz planlama teşkilatını kapattık. Bunu yeni normlara uygun olarak yeniden inşa edeceğiz. Dünyayı en iyi gözleyenlerden oluşacak bir bilgi politikaları kurulu kuracağız. İkinci hedefimiz bu üretim ekonomisine geçeceğiz."

'ELİN OĞLU UZAYDAKİ ALTINI DÜŞÜNÜYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, güçlü devlet vurgusu yaparak bütün organize sanayi bölgelerinde teknoloji liseleri kuracaklarını söyledi. Kılıçdaoğlu, şöyle konuştu:

"Dünyanın hiçbir başbakanı, devlet başkanı 'yol yaptık, çamaşır makinesi yaptık' diye övünmez. Elin oğlu uzaydaki altını kendi ülkeme nasıl getiririm; bunu düşünüyor. Bunları yapmamız lazım. Sosyal devlet bunun için önemli. Dünyaya meydan okumayla ekonomik büyüme olmaz. Birikimle olur. Japonya dünyaya meydan mı okuyo? Teknolojiyle, arabasıyla okuyor. Birikimle, bilgiyle bunları yapıyor. Biz dışarıdan getiriyoruz. Madeni yok, asansör üretiyor bize satıyor, niye biz yapamıyoruz? Hangi gerekçeyle yapamıyoruz? Oturup düşünmemiz lazım. Bu yeter mi? Hayır. Demokrasi tamam, üretim ekonomisi tamam, sosyal devlet tamam. Ama sürdürülebilirliği yapmamız lazım. Bunu yapmadığımız zaman durduğumuz yerde geriye düşeriz. Süratle sürekli eğitim lazım. Şu sorunun cevabını merak ediyorum. 16 yılın sonunda çocuklarımızın yüzde 90'ı niçin niteliksiz okullara gidiyor. İş dünyasının esnafın düşünmesi lazım. Eğitime önem vermeyen ülkenin geleceği yoktur, büyüme şansı yoktur; başkalarının politikalarını uygulayan bir ülke haline süratle dönüşür. Eğitimi sisteminin tepeden tırnağa değiştirmemiz lazım."

'TÜRKİYE DOLARA BOĞULACAK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ortadoğu politikasını da eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Sayın Erdoğan ekonomi konusunda hiç konuşmuyor. '25'inden sonra' diyor. O zaman yapacaklarını anlat; anlatmıyor. Ufku tükenen siyasal anlayış Türkeyi'yi geleceğe taşıyamaz. Sayın Muharrem İnce cumhurbaşkanı olduğu zaman 4 Ortadoğu ülkesinin başkanlarını ziyaret edecek. Neden kan akıyor? Bu Ortadoğu ülkelerinde akrabalarımız var, ortak kültürümüz var. Kız alıp veriyorlar. Neden kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga ediyor? 4 ülke bir araya gelecek. Barış varken neden kavga ediyoruz? En büyük gelişme bizde olacak, burada not alıyorum. Ortadoğu'da barış ve iş birliğini hayata geçirdiğimiz andan sonra Türkiye dolara boğulacak. 'Faizi yükseltin, size dolar vereyim' diye kimse diyemeyecek. Büyüyen Türkiye'ye bakın, bölge liderliğine bakın. 'Egemen güçler buna izin vermez' diyorlar. Dört ülke bir araya geldiği zaman bunu yaparız. Bütün mesele; akılcı ve tutarlı politika üreteceğiz. Egemen güçlerin isteğiyle politika üretirsek batarız ve Türkiye o noktadadır. Bu ülkenin birlikte yaşamaya ihtiyacı var. Huzur içinde bir arada yaşamak istiyoruz" dedi.

'O PLAKA SİZİN ANANIZIN AK SÜTÜ KADAR HELLALDİR'

Ticaret ve Sanayi Odası'ndaki konuşmasından hemen sonra Kemal Kılıçdaroğlu, Manisa Sınırlı Sorumlu Kamyoncular Kooperatifi'ni ziyaret etti. Burada kamyonculara seslenen Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Plaka sınırlandırılması gelmesi lazım. O plaka sizin ananızın ak sütü kadar hellaldir. Plakanın değeri buradan geliyor. Kamyon eskiyip gidecek ama o plaka güvenceniz olacak. Memurun, işçinin güvencesi var. Sizin neden yok? Beyler saraylarda oturacak, şoför esnafı direksiyon sallayacak, üretim yapacak ama güvencesi olmayacak. Şoförü korumak için plaka sınırlandırılmasının olması lazım. Plaka sınırlandırılmasının özelliği bu. Derdini dile getireceğiz. Kanunu teklifi de verilir. Bizim verdiğimiz kanun teklifinin ötesinde taleplerinizi daha güçlü göstermeniz lazım. Yapılmıyorsa, hesaplaşacaksınız sandıkta. Bunu yaparsanız olur. Her biriniz bir yerde konuşuyor kimse de dinlemiyor. Kimse Kemal Kılıçdaroğlu değil arkadaşlar, sizleri dinlesin. Benim akrabalarım da var, kamyon şoförü, sabah akşam onlardan dert dinliyorum."