CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'daki insan hakları ve adalet çalıştayında konuştu. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ndeki düzenlemelerden bahseden Kılıçdaroğlu, işçilere "Sokağa çıkın" çağrısında bulundu.

Konuşmasında "Bir devlet benim çalışma hakkımı teslim etmiyorsa, sosyal devlet olma anlayışından uzaklaşmış demektir" diyen Kılıçdaroğlu, "En çok isyan etmesi gereken sendikalar. Anayasa, çalışma ve dinlenme hakkı var diyor... Hak aradı diye eğer işçiler hapse atılıyorsa ve iki büyük sendika sessiz kalıyorsa ciddi bir sorunumuz var demektir. 'Ücretleri elden vermeyin bankaya yatırın oradan çekelim, elden verdiğin zaman sigorta pirimimi ödemiyorsun, vergi vermiyorsun' diyor işçiler. 'Tahta kurusu var yatamıyorum' diyorlar. Bunu istedi diye işçiler topluca hapse atıldı. İnsaf ya, bütün meydanların dolması lazım. Şimdi diyecekler ki, 'Kılıçdaroğlu işçileri isyana teşvik ediyor'... Hak arama talebinde bulunan bir işçi yakalanıp hapse atılıyor ve diğer işçiler meydana çıkmıyorsa kimse kusura bakmasın o işçiler işçi değil" şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Yasaya göre verilmesi gereken ancak verilmeyen hak, 2006-2019 döneminde 154 milyar 850 milyon lira. Lütuf olarak veriliyor, sesini kes deniyor. Ziraat odalarının, çiftçinin dava açması lazım ama kimse sesini çıkarmıyor.

Grev hakkı, toplu iş sözleşmesi hakkı... Anayasa güvencesi altındadır. Asgari ücret komisyonundaki bayan işçi, borçlarımı ödedikten sonra 3 lira kalıyor dedi. Biraz insaf, vicdan olur, 3 lirayla ne yapacak... Sendikacı arkadaşlarımdan rica ediyorum, 1 milyar üzerinde mevduatı olanlara baksınlar, kaç kişi. Bir de dönüp vatandaşın ne kadar borcu var ve ne kadar faiz ödüyor ona baksınlar. Bütün bunlara bakıldığında gerçekten ücrette adaletsizlik olduğu görülecek.

CHP'li belediyelerin tamamında asgari ücret 2200 lira olacak, hiçbir işçinin işine son verilemeyecek dedik.

Barış bildirisini imzaladılar diye binlerce akademisyenin işine son verildi. Gazeteciler, yazarlar, avukatlar, milletvekilleri hapise; çavuçlar hapiste komutanları dışarıda. Öğrenciler hapiste, 'dışarı çık' talimatı verenler dışarıda. Üniversiteden atıp pasaportuna el koyuyosunuz, çalışma özgürlüğünü elinden alıp 'ağaç kökü yesinler' diyorsunuz. Ortada bir mahkeme kararı da yok. O zaman insan hakları nasıl olacak..."