Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçesi’nde konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliğini televizyonda tartışma davetini yineleyerek, “Mustafakempaşa’dan Ankara’daki o beylere 'hodri meydan' diyorum. Yüreğiniz varsa, cesaretiniz varsa, bilginiz varsa, sadece üçünüz değil, isterseniz 33’ünüz gelin, tek başıma geleceğim" dedi.  



Mustafakemalpaşa Grand Düğün Salonu’nda muhtarlar, ziraat odaları yöneticileri ve sivil toplum örgütleri temsilcileri kahvaltıda bir araya gelen Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada anayasa değişikliğinin Türkiye’nin kaderini belirleyeceğini söyledi. Değişikliğin 'çift başlılığı engellemek için yapıldığının savunulduğunu' anlatan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

“Tam tersine gelen modelde çift başlılık var. Başkan hem partisinin genel başkanı olacak hem cumhurbaşkanı olacak. Bir kişide iki şapka nasıl olacak. Meclise gidecek 'ben tarafsızım' diye yemin edecek. Nasıl tarafsız olacak. Ben tarafsız olamam, Binali Bey tarafsız olamaz, Devlet Bey tarafsız olamaz hiçbir partinin genel başkanı tarafsız olamaz. Bizim anayasa yeminlerimizde zaten tarafsızlık diye bir madde yoktur. Onu sadece Cumhurbaşkanı ant içer. 'Tarafsız davranacağıma dair namusum ve şerefim üzerine ant içerim' der. Peki bir partinin genel başkanı nasıl tarafsız olacak?”


'TARİHİMİZİ NİYE İNKAR EDİYORUZ'


Kılıçdaroğlu, 80 milyonu temsil eden Cumhurbaşkanlığı makamının herkesin ortak değeri olduğunu, bu ortak değerin rejim değiştirilerek yok edilmek istendiğini ifade ederek, şöyle devam etti:

“Diyoruz ki 'bundan sonra cumhurbaşkanlığı makamı aynı zamanda bir partinin de genel başkanı olacak.' O zaman 80 milyonu değil kendisine oy veren partinin mensuplarının başkanı olacaktır. Bu içimize siniyor mu sinmiyor mu? Bunun partiyle ilgisi yok, bu rejimle ilgili bir olaydır. Bir partinin genel başkanı cumhurbaşkanı olursa şu olur. Partinin genel başkanı hakim tayin edecek. Partinin genel başkanı hakim tayin etsin mi etmesin mi? Beni düşünün ben bir partinin genel başkanıyım bir hakim tayin ettim. Başka bir partili vatandaşın o mahkemeye davası düştü. O vatandaş o hakime güvenir mi, güvenmez. Bunu da bırakalım bir tarafa iki takım maç yapıyor hakem var. Hakemin tarafsız olmasını isteriz değil mi? Hakem tarafsız olmazsa o maç adil olur mu olmaz. Neresinden bakılırsa adalet yara alır. Rejim değişiyor nasıl değişiyor kendileri anlatıyor. Sayın Cumhurbaşkanının danışmanı açıklama yapıyor, 'halk kendi devletini kurmak için adım atıyor 16 Nisan’da. Sandığa gidecek halk kendi devletini kuracak.' Biz 23 Nisan 1920‘de ne yaptık. 29 Ekim 1923’te ne yaptık. Cumhuriyeti ilan ettik kendi devletimizi kurduk. Ne demek 16 Nisan’da devlet kuracağız. Kimin devleti olacak. Tarihimizi niye inkar ediyoruz.”


'MECLİS DİŞLERİ SÖKÜLMÜŞ BİR ASLAN GİBİ ORADA KALACAK'


 Anayasa değişikliği ile parlamenter sistemin güçleneceğinin savunulduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

“Allah aşkına nasıl güçlenecek. Bu önerilen tek adam rejiminde meclis nasıl güçleniyor. Bir bakanlık dahi kuramıyor. Bakanlıkların kurulmasına bir kişi karar veriyor. Kaç bakanlığın olacağına bir kişi karar verecek. Bunu şimdi kim yapıyor TBMM. Niye bu yetkiyi meclisin elinden alıyorsun, hangi gerekçeyle alıyorsun? 80 milyonunun iradesini temsil eden TBMM’den bu yetkiyi neden alıyorsun? Öyle yetki alınıyor ki, bir milletvekili çıkıp sözlü soru dahi soramayacak. Bunun adı meclisin güçlendirilmesi mi? Ama ilanlara bakın Meclis güçleniyor. Nasıl güçleniyor. Yetkilileri elinden alınmış, dişleri sökülmüş bir aslan gibi orada kalacak. Bunun adı da meclis güçleniyor olacak.”


'YA, KEMAL KILIÇDAROĞLU NE YAPTI SİZE'


Kılıçdaroğlu refarandum konusunun anayasa değişikliği olmasına rağmen, sürekli kendisinin konuşulduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“ Kemal Kılıçrdaroğlu, tek konuları bu. Arkadaşlarıma dedim, 'Bu 18 madde içinde belki benim atladığım vardır. Benimle ilgili bir madde var mı bir de siz bakın. Var mı böyle bir şey’ Yok diyorlar. Ama benim gördüğüm kadar, madde 1 Kemal Kılıçdaroğlu, Madde 2 Kemal Kılıçdaroğlu, madde 3 Kemal Kılıçdraroğlu, madde 18 kemal Kılıçdaroğlu. Ya Kemal Kılıçdaroğlu size ne yaptı? Devletin uçaklarını kullanmıyor. Devletin arabalarını kullanmıyor. Devletin forsunu kullanmıyor, devletin arabalarını kullanmıyor. Devletin valisini kaymakamını kullanmıyor. Baskı aracı yapmıyor. Kemal Kılıçdaroğlu ne yapıyor meydanlara çıkıyor 18 maddenin bu memleket için nasıl bir felaket getireceğini anlatıyor. Bunu yapıyor.”


'3'ÜNÜZ DEĞİL 33'ÜNÜZ GELİN HODRİ MEYDAN'


Kendisinin doğruyu söylemediği propagandasının yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, bunu dile getirnleri televizyonda tartışmaya devet ederek şöyle dedi:

“Büyük bir fırsat veriyorum. Ya bütün televizyonlar senin emrinde. Üç kişi peş peşe sıralanmışlar, tüm konuşmalarını bütün televizyonlar veriyor. Ben de sana medeni bir insan gibi çağrıda bulunuyorum. Madem ki ben doğruları söylemiyorum. Alırsın 18 maddeyi dersin ki ‘Ey kılıçdaroğlu kaçma gel bakalım. Televizyonun önüne gel bakalım, benim yanıma gel bakalım ben sana bunun dersini vereyim. Çık karşıma sen doğruları söyle.’ Bunu demiyorsun. Sen elinde fırsat varken 18 maddede gel beni mahcup et. Ben de mahcup olayım özür dileyeyim senden. Karşıma çıkmıyorlar. Mustafakempaşa’dan Ankara’daki o beylere hodri meydan diyorum hodri meydan. Yüreğiniz varsa, cesaretiniz varsa, bilginiz varsa, sadece üçünüz değil isterseniz 33’ünüz gelin tek başıma geleceğim. Bütün imkanlar ellerinde, biz o imkanlara değil sadece Allah’ımıza ve milletimize güveniyoruz.” dedi.


'TÜRKİYE FELAKETE SÜRÜKLENİR'


Bir kişinin hırsına bir kişinin beklentilerine uygun Anayasalar yapılamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye felakete sürüklenir. Yazıktır günahtır. Çocuklarımıza yazıktır vatanımıza yazıktır. Geleceğimize yazıktır” dedi.

Milletvekili sayısının 600’e çıkarılmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Niye 600 milletvekili 187 trilyona mal olacak. Mazotun fiyatını düşür veya çiftçiye destek ver. Hiç olmazsa milyonlarca aile rahat eder. Niye 50 kişiye veriyorsun. Hem elinden yetkileri alıyorsun, hem 50 kişi daha katıyorsun oraya" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, daha sonra Mustafakemalpaşa Heykel Meydanı’nda halka hitap etti.