CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Grup Toplantısı'nda konuşma yaptı. Avukatlara yönelik düzenlenen operasyona tepki gösteren Kılıçdaroğlu, Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) da sert sözlerle yüklendi. Kılıçdaroğlu, Fransa'nın başkenti Paris'te öldürülen 3 PKK'lı için taziye ziyaretinde bulunan CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün'ü de isim vermeden eleştirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu, "Almanya'da vatandaş 'Berlin'de yargıçlar var' diyebiliyor. 'Türkiye'de yargıçlar var' diyebiliyor muyuz? O hakim ve savcılar orada oturdukları sürece bu ülkeye adalet gelmez. Çözemedikleri bir şey vardı; avukatlar. Şimdi ne yaptılar, avukatlara operasyon yaptılar. Avukatların sabah evlerini basıyorlar. Türkiye'de hukuk yok ki... 'Orada savcı olmasın, ben basar alırım'. Nasıl olsa polis devleti... Özgürlük isteyen, adalet isteyen her yurttaşın mutlaka bu olaylar karşısında duyarlı olması gerekiyor. Tepki vermek zorundayız. Üniversitelerden ses çıktı mı? Hukuk fakültesinde o ders veren hocalar o öğrencilerin yüzüne nasıl bakıyorlar? Hukuku nasıl anlatıyorlar? Yasa çıkarıyorsun, orada savcı olacak. Onlar senden daha yurtseverdir Recep Tayyip Erdoğan, unutma bunu. Ava çıkmışlar mübarekler. Böyle demokrasi mi olur? 'İçeride gazeteciler var' demişim, 'Gazeteciler tutuklu değil' mi diyeyim. Kenan Evren bile bunu yapmadı. Askeri dönemde bile olmadı. İlk kez yargı ayaklar altına alınmıştır. İşine gelince böyle, Deniz Feneri'nde böyle mi? Kendilerine yüksek diyen HSYK'ya söylüyorum, adalet olarak yeriniz maalesef çukurda. Çiçekleri ne kadar koparırsanız koparın baharın gelişini engelleyemeyeceksiniz. Avukatları savunmaya gelen avukatlara biber gazı, cop... Bir avukat hastaneye kaldırılıyor. Nasıl oluyor bu? Biz savaş meydanlarında kurulan bir partiyiz. Direnişin, umudun adıdır CHP" diye konuştu.

Etnik temizlik yapılmadı

Kılıçdaroğlu, isim vermeden Hüseyin Aygün'ü de eleştirerek, "Kurtuluş Savaşı kolay verilmedi. Bu partide görev alacak herkesin bunu bilmesi lazım. 'Kurtuluş Savaşı'nda etnik temizlik yaptık' diye bir düşünce asla ve asla kabul edilmez. Ülkemizi, tarihimizi seviyoruz, bu toprak için kan döktük. Batı'nın Hasan Tahsin'i neyse Doğu'nun Diyap Ağa'sı odur" dedi.

"Atama bekleyen öğretmene 'O oy senin olsun' diyor. Kibre bakın. 'Kibir şeytanda var' diyor, o zaman dön kendine bak" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz birilerinin Ortadoğu'nun taşeronluğunu yapan parti değiliz. Bizim politikamız bu ülkenin çıkarlarına endekslenmiştir. 'Ulusalcı mı, demokrat mısınız?' diye soruyor. Bizim 6 okumuzdan biri milliyetçilik, yani ulusalcılık. Elbette ki ulusalcıyız. Ama bu kafatasçılık demek değildir. Bu ülkedeki herkesi kucaklıyoruz, ulusalcılık budur. Ulusalcıyız ama aynı zamanda sosyal demokratız. Sen hangi ülkenin taşeronluğunu yapıyorsun?" sorusunu yöneltti.

Hangi vicdan bunu kabul eder

Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun yayımladığı bir genelgeye değinen Kılıçdaroğlu, borçlarından dolayı icralık duruma düşen işçilerin, akıllarını iş harici konularla meşgul etmesi nedeniyle konsantrasyon problemi yaşadığı ve bu durumun iş kazalarına neden olabileceğinin belirtildiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "9 ocak 2013 tarihinde bir genelge yayımlanıyor ve 'Kimin maaşında haciz var, tespit edeceğiz. Uyarı göndereceğiz, (borcunu öde) diye. Ödemez ise işine son vereceğiz' deniliyor. Hangi vicdan bunu kabul eder? Kim gönüllü borçlanır, icra dairelerine düşer? Sen o işçiye adam gibi para verdin mi? Hayatını ortaya koyuyor. Sen genelge yayımlıyor ve 'Borcun var, icralıksın. Borcunu kapat yoksa işine son veririm.' Bari idam sehpası kursaydın. Bu AKP'nin anlayışıdır.  Hangi demokraside böyle bir genelge yayımlanır? İnsan hakları denen bir kavram var. Hukukun üstünlüğü denen kavram var. 'Ya borcunu kapat ya işine son vereceğim...' O işçinin ailesi, çoluk çocuğu yok mu? Nasıl böyle bir genelge yayımlarsınız? Bu genelge demokrasimizin yüz karasıdır. Sendikalara söylüyorum. Sıcak koltuklarında oturup Mercedese binen sendika ağalarına söylüyorum. Sabah akşam AKP şakşakçılığı yapan o sendikalara söylüyorum: İşçilerin haklarına siz sahip çıkamazsınız. O koltuklarınızdan ayrılın. Çağdaş bir ülkede böyle genelge olmaz. Beyler koltuklarında oturuyor. CHP iktidarında o sendika ağalarına hesap sormak benim boynumun borcu olacak."