Milliyetçi Hareket Partisi İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, İzmir'de Alsancak Kruvaziyer Limanı projesi kapsamında yapılmak istenen alışveriş merkezi hakkında yaptığı açıklamada, konunun kabul edilemez  ve rant paylaşımını akıllara getiren bir yaklaşım olduğunu öne sürdü. Tanrıkulu, "Bu konuda olabilecekleri daha önceden öngördüğümüz için gerek 23. Dönem'de, gerekse 24. Dönem'de TBMM'ye, esnaf ve sanatkarımızın da büyük desteğini alan  'Perakende Ticaret, Alışveriş Merkezleri ve Büyük Mağazalar ile Esnaf ve Sanatkarlık Hizmetlerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Teklifi"mizi hazırlayıp, sunmuştuk. Bu Kanun teklifimizin en büyük gerekçesi olarak da; Anayasamız'ın 173'üncü maddesinde yer alan; 'Devlet, esnaf ve sanatkarı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır' ifadesiydi.

Ancak geldiğimiz noktada; iktidarın bizim sunmuş olduğumuz kanun teklifimizi neden TBMM'de iki dönemdir gündeme almayıp, beklettiğini daha net görmüş bulunuyoruz. Yap-İşlet-Devret modeliyle; İzmir'de Alsancak Kruvaziyer Limanı'na beş kruvaziyer geminin yanaşmasına imkan tanıyacak projeye, rağbet görmesi, ilgi çekmesi için 109 bin metrekarelik Türkiye'nin en büyük AVM'sine yer ayrılması tam bir esnaf, sanatkar karşıtlığıdır" dedi.

İktidarın her seçimde oy talip ettiği Kemeraltı ve Alsancak esnafının bugüne kadar hiçbir mağduriyetinin giderilmediğini ve şimdi de önlerine böyle bir proje çıkarıldığını söyleyen Tanrıkulu, "Kemeraltı ve Alsancak'ta yer alan esnaf ve sanatkarımızın sorunlarını bugüne kadar her ortamda dile getirmemize rağmen, kulaklarını tıkayan hükümet şimdi '3. Boğaz Köprüsü projesinin ihalelerinde yaşamış olduğu mahcubiyeti yaşamamak için, Alsancak Liman projesine yatırımcıların ilgisini AVM ile çekmek istiyor. Ancak bu proje daha şimdiden, İzmir'liye hizmet değil, rant paylaşımı görünümünü vermektedir.

Bugün esnaf ve sanatkarımızın işleri açısından düzelen hiçbir şey yoktur. Gün geçtikçe kapanan işyeri sayısı sürekli artmaktadır. Bununla beraber karşılıksız çek ve protestolu senet sayısı da her geçen yıl artış göstermektedir. Son zamanlarda da piyasadaki nakit sıkıntısı had safhaya ulaşmıştır. Büyük mağazalar ise; sahip oldukları piyasa hakimiyeti, dolayısıyla ürünleri kendi markaları ile pazarlama eğilimleri, çevrelerinde yerleşik çeşitli meslek ve sanat kollarında faaliyette bulunan esnaf ve sanatkarlarımız ile küçük ve orta boy işletmelerimizin yapılarının bozulmalarını ve piyasadan çekilmeleri sonucunu doğurmaktadır" diye konuştu.

Her iki dönemde de İzmir milletvekili olarak TBMM'ye sundukları kanun teklifinin KOBİ'lerin ve tüketicilerin korunmasına yönelik politika belirleme ve buna bağlı olarak hukuki düzenlemeler yapma yetkisini gözeten, esnaf ve sanatkarında onayını alan bir çalışma olduğunu söyleyen Tanrıkulu sözlerine şöyle sürdürdü:

"Kanun teklifimiz ile; AVM'ler konusundaki yasal boşluğun giderilmesi, ve ticari hayatın daha rasyonel, verimli ve sağlıklı hale gelmesi, geleceğe dönük çağdaş gelişmeler ışığında dünya örneklerinin ülkemiz açısından değerlendirilmesini istiyoruz. Teklifimizdeki düzenlemeler ile; tüketici haklarının, esnaf ve sanatkarlar ile küçük işletmelerin korunması, büyük mağazaların çeşitli adlar altında tedarikçisi konumunda bulunan küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik istismar edici taleplerinin önlenmesini de düzenliyoruz. Bu açıdan yıllardan bu yana esnaf ve sanatkarımızın mağduriyetini çözümlemeye çalışırken, Alsancak'ta bu denli büyük bir AVM'nin yapılmasının istenmesini hem ticaret hayatına vurulmak istenen bir sekte olarak görüyor, hem de çağdaş şehircilik anlayışıyla bağdaştıramıyoruz. Diğer yandan İzmir'in kültürel ve tarihsel dokusunu, motifini bozacak bu tarz projelerin hayata geçirilmeden önce tüm İzmirliler'in görüşünün alınması gerektiğine inanmaktayım.
Bu yüzden böylesine esnaf ve sanatkar, tarih ve kültürel değer düşmanı bu projenin İzmir'de referanduma götürülmesini istiyorum. Bu proje oldu, bittiye getirilemez, duyarlılıklar muhakkak dikkate alınmalıdır. Konuyu, Kemeraltı ve Alsancak esnaf ve sanatkarımız adına takip edeceğiz."