Açıklanan eylem ve strateji planında, Romanlar için sağlıktan eğitime, üretim desteğinden ev detseğine kadar biz dizi başlık var ancak desteğin ne zaman ve nerede başlayacağı konusunda bir açıklama yok. Hazırlanan planının 2018 yılında faaliyete geçeceği belirtilirken, o zaman kadar da gerekli çalışmaların yapılması bekleniyor. Plan için her hangi bir bütçe belirlenmezken, planı yürütecek kurumunda yetki ve sorumluluklarının ne olacağı da belirsizliğini koruyor.

'Eylem planı diye açıklanan 19 sayfalık rapor'

AKP'nin geçtiğimiz gün açıkladığı 19 sayfalık strateji ve eylem planını samimiyetten uzak olarak nitelendiren CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu, 'AKP'nin açıkladığı Roman eylem planı, samiyetten uzak ve tam olarak ne yapılacağı belli olmayan, meseleye bütünsel yaklaşmayan ve sadece genel geçer bilgilerle yazılmış sıradan bir rapor. 2010'dan itibaren eylem planı bekliyoruz ama karşımıza bu 19 sayfa çıktı. İçinde hiçbir şeyin olmadığı ve sadece rapor olan bu strateji ve eylem planı için neden 6 yıl beklendi? Eylem planında, 2016'nın hazırlık, 2017 araştırma ve 2018 yılının da faaliyetlere geçileceği yıl olarak görülüyor. Eylem planı, tamamıyla ötelemeye ve geçiştirmeye dönük bir paket. Sahada eylem ya da herhangi bir çalışma yapmaktan uzak olan planın, tamamıyla 2019 seçimlerine ön hazırlık olarak yapıldığını görüyoruz' ifadelerini kullandı.

Bütçesi olmayan eylem planı olabilir mi?

İktidarın Romanları avundurmak için rapor şeklinde yazılan sözde bu eylem planının içinin boş olduğunu belirten Purçu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Avrupa Birliği'nin vizesiz geçiş için sunduğu 72 maddelik şartın içinde Romanlarla ilgili de yapılması gereken bazı kriterler var. O kriterlerin yapılmasına ve hukuki mevzuatlarının tamamlanmasına yönelik bir çalışma olan bu paket, samimiyetten uzak, eylemsel olmayan ve Roman sorunlarının çözümüne yönelik yapılması gerekenlere değinmiyor. Bütçesi olmayan bir eylem planının herhangi bir hizmete dönük olduğu söylenebilir mi? Hazırlanan eylem planının bütçesi yok. Kaç kişiye hitap edeceği, ilk nerede uygulamaya başlatılacağı ve  kurumlara hangi yetki ve sorumluluğun verildiği belirsiz. O belgede kurumların bir yetkisi yoktur. Kurumların sorumluluğundan uzak olan eylem planını sıradan bir rapor olarak değerlendiriyorum.'

Sorgulamayan STK'lar

Ortaya konulan eylem planının uygulanabilirse devrim niteliği taşıdığını ancak bütçesi ve gerekli yol haritası çizilmeden de başarılı olabileceğine inanmadığını beliten İzmir Romanlar Derneği Başkanı Abdullah Cıstır, 'Hazırlanan planın arka mutfağında çok sayıda 'oman STK'larla çalışmıştık. Bu plan bir kaç kez değişti. Yayınlanmadığı yönünde de eleştiriler getirdik. AKP arka bahçede kendine iyi STK'lar oluşturdu. Arkadaşlarımız da sorgulamayan ve verilene tabi olan bir anlayış geliştirdi. Eğer 2010 yılında Romanlardan özür dilendiyse bunun gereği olarak çok boyutlu, eşgüdümlü ve bütçesi belirlenmiş bir şekilde planın yapılması gerektiğini belirttik. Yıllar önce de bütçesi, takvimi ve hedefi olmayan açılımın açılım olmayacağını ancak iyi bir buluşma olacağını söylemiştim. Plan doğru işletilir, gerekli altyapısı hazırlanır, hedefler belirlenir ve uygulamalar başlatılırsa çok önemli değişimleri getireceğine de inanıyorum. Ancak öncelikle yapılacak olan çalışmalarda yetki ve sorumluluğu olan kurumların belirlenmesi ve yol haritasının çizilmesi gerekir. Roman çocuklarının eğitimlerine devam ettirilmesi için çok önemli bir madde konuldu ama bunun için bir yol haritası çizilmedi, bütçe belirlenmedi ya da nasıl uygulanacağı açıklanmadı. Açıklanan eylem planı önemli maddeleri getiriyor olsa da belirsizliğini de koruyor' diye konuştu.

Plan doğru işletilirse, devrim olacaktır

Avrupa Birliği Delagasyonu'na 2011 yılında sosyal içerme (dahil etme) başlığında söz veren hükümetin 2013'ün sonuna kadar hiçbir şey yapmadığını söyleyen Cıstır, sözlerini şöyle devam ettirdi: '2013'te ise Roman STK'lar, AB ve hükümetten çok sayıda katılımcı biraraya geldi ve konuları ele aldı. Romanların sisteme ne kadar dahil edildiğini, Romanların bu ülkeye ne kadar yurttaş? olduğunu sorgulamadan çözüm üretemeyiz. Ülkenin kaynaklarına ulaşamayan, algı eksikliğinde dezavantajı olan bir toplumun dahil edilme sürecine bütçe koyulmazsa, bu eylem planı da doğru işlemez. Sadece gaz alan, istenilenlere cevap veren ve havada kalan bir plan olur. Eğer bu plan işletilirse de devrim niteliğinde olacağına da inanıyorum. Ancak bunun içinde eylem planında ortaya konulanların ne zaman başlayacağı, bütçesinin ne olduğu, ilk uygulanacağı alan gibi eksikliklerinin de giderilmesi gerekiyor. Önümüzdeki günlerde atılacak adımlarla planın tam olarak ne işe yaracağını da göreceğiz.'