Şefika Bal- ODTÜ Felsefe bölümünden mezun olan Canan Öztürk, lisas eğitiminin ardından ODTÜ Siyaset Felsefesi üzerine yüksek lisansını tamamlamasıyla dezavantajlı gruplar üzerinde çalışma yürütmeye başladı. Siyasal iletişim danışmanlığı ve proje üreticisi olarak çalışan Öztürk kadınların siyasette yer almasından bahsetti.

Kadınlar her alanda örgütlenmeli

Dezavantajlı gruplar üzerinde çalışırken ağırlıklı olarak kadın ve kız çocuklarına yönelik projeler yazmaya başlayan Öztürk, belediye ve sivil toplum örgütlerine projeler üretti. Ülkenin kalkınması açısından kadınların bir lokomotif olarak görülmesi gerektiğini belirten Öztürk, "  Siyasal iletişim danışmanlığı görevini de yürütüyorum. Kadınların siyaset içinde var olmasını gözlemledim. Siyaset başlı başına zorlu bir varoluş alanı, kadınlar için daha da zorlaşıyor. Çünkü siyaset erkeklerin alanı olarak tanımlanmış. Kamusal alana dair her yer erkeğe, özel alana ait her yer ise kadınlara atfedilmiş durumda. Kadınlar bu sebeple kendilerini eve kapatmak durumunda kalıyor, evde çocuk veya yaşlı varsa bunların bakımı konusunda rol oynuyor. Ancak bu anlayış kırılmalı ve kadınlar günlük hayatın her alanında aktif olarak yer almalı. Ayrıca 'kadın kadının kurdudur' anlayışına da karşı çıkıyorum. Bunun kadınlar tarafından uydurulmuş olmadığını düşünmüyorum ve kadınlar bir araya gelir örgütlü olurlarsa o zaman yapabilecekleri şeyler çok iyi olabilir. Bunun için esas mesele yalnız kalmamak, gerek yerel siyaset içeresinde gerek sivil toplum örgütlerinde görev almak gerekir. Eğer yalnız olursak o zaman güçlüklere göğüs germemiz zorlaşır" diye konuştu.

Kadın siyasetçiler yerelleri kalkındırır

Kadın Statüsü Genel Komisyonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kadınların medyada siyaset konularında yer alma oranı sadece yüzde 14 diye belirten Canan Öztürk, "Bu oran siyasetteki kadın oranıyla ne yazık ki aynı, Avrupa ülkelerinde ise bu oran yüzde 25 olarak görülüyor. Kadınlar magazin haberleriyle özdeşleşmişler ve siyasette çok az yer alıyorlar. İzmir'de belediye meclislerinde kadın üye sayısı 174'ten sadece 25'i şeklinde karşımıza çıkıyor. Kadınların siyasette akfif yer alabilmesi için yerel siyasette çalışmaya başlaması gerekir. Ailelerinden aldıkları desteğin yanı sıra yerel siyasette yaptıkları çalışmalar onların çevre oluşturmalarını daha kolay sağlayabilir. Yani, kadın bir şehrin her yerini bilir, tanır ve detaycı olmasından kaynaklı olarak sorunları görüp duyup yeni çözümler geliştirebilir. Böylece yerellerde halkın desteğini alarak çok iyi pratikler kazanabilirler ve yerellerin kalkınması konusunda büyük rol oynayabilirler." sözlerini kaydetti.
Yerel yönetimler demokrasinin gelişmesinde ve kadınların hayatının kolaylaşması açısından daha etkili olacak sözlerini kaydeden siyasi iletişim danışmanı ve Narlıdere Belediyesi meclis üyesi adayı Canan Öztürk, "Ülkemizdeki 2014 yerel seçimlerine göre kadın belediye başkan oranı yüzde 2. Yerel yönetimlerde kadınların yer alması yaşamları daha güzelleştirip kaliteli hale getirebilir. Kadınlar yaşadıkları şehirde de ülkede de karar verici rolünde olmalı" diye belirtti.