Görüşme sonrası iki başbakan ortak basın toplantısı düzenledi. Toplantıda ilk olarak söz alan Yunanistan Başbakanı Çipras, şunları söyledi: "Sayın Başbakan Yıldırım'la 28 Haziran'da Kıbrıs konferansı ile ilgili olarak görüş alışverişinde bulunduk. Kıbrıs'ta adil bir kalıcı çözümün bulunması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Kendisi ile sürekli irtibat halinde olmamız konusunda anlaştım. Her ikimiz de olumlu adımlar atmak konusunda kararlıyız. Bu diyaloğun ileriye gitmesi için her türlü adımı atmaya hazırız. Son derece samimi bir şekilde bütün konulara yaklaşım gerçekleştirdik."
DARBECİ ASKERLERİN İADESİ
Yunanistan Başbakanı Çipras darbeci askerlerin iadesiyle ilgili bir soruya şu yanıtı verdi: "Biz mahkeme kararlarına katılsak da katılmasak da saygı göstermek durumundayız. Mahkeme bir karar verdi, bu karara saygı göstermek durumundayız. İltica başvurusuyla ilgili süreç henüz tamamlanmadı. Bir kriz söz konusu değildir. Türkiye'de demokratik kurumlara karşı bir saldırıda bulunulmuştur. Biz darbecilerin karşısında tavır aldık."
TERÖR İNSANLIĞIN BAŞININ BELASIDIR
Başbakan Yıldırım ise konuşmasından şunları dile getirdi: Bu ziyarette şahsıma ve heyete gösterdiğiniz misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum. Oldukça samimi ve dostça bir görüşme gerçekleştirdik. Aynı zamanda AB-Türkiye ilişkilerini, Ege'deki konularımızı, Kıbrıs'ı samimiyetle ele aldık ve değerlendirdik. Türkiye ve Yunanistan olarak biz ortak bir coğrafyayı paylaşıyoruz. Gelecekte de sevinç ve kader de ortaktır. Kıbrıs konusunun Türkiye için de Yunanistan için de çözülmesi gereken bir mesele olduğunu biliyoruz. Çözümün adil olması lazım, adil yönetişimi sağlaması lazım. Ada'da yaşayan Türk toplumunun, Rum toplumunun gelecekteki güvenliğini de teminat altına alacak bir çözüm getirilmesi lazım.O bakımdan anlaştığımız konuları daha öncelikli olarak ele alarak iki ülke arasında ilişkileri ileri taşımak, hem ekonomi hem de sosyal ve kültürel anlamda yeni boyutlar kazandırmak çok daha faydalı olacaktır. Sorunların çözümünün yolu da kazan-kazan prensibine göre olmalı.
15 TEMMUZ SONRASI AB İLE İLİŞKİLER
Darbe sonrası yaşananlar ve daha sonra da Türkiye'de anayasa değişikliğine yönelik süreç içerisinde Avrupa Birliği maalesef olumsuz bir tutum içerisine girdi. Bunların, ilişkilerimizin olumlu yönde gelişmesi için hiçbir katkısı yok. 15 Temmuz sonrası bazı Avrupalı dostlarımız beklediğimiz desteği göstermediler. Bunların ilişkimize olumlu yönde gelişmesi için hiçbir katkısı yok. Artık bütün bunlar geride kaldı. AB ile Türkiye yeni bir vizyonla, yeni bir başlangıç yapmak istiyor. Bu konuyu sayın Cumhurbaşkanımız Brüksel'de yapılan toplantıda ortaya koydu. Göç meselesinin AB için, ülkemiz için önemli bir problem olduğunu bilerek geçişi kontrol altına aldık. Temennimiz AB'nin bundan sonra anlaşmanın geri kalan kısımlarını bir an önce yürürlüğe koymasıdır. Bugün terörden bedel ödemeyen bir ülke yok. Gün geçmiyor ki Avrupa'nın bir şehrinde bir terör olayı olmasın. Terör olayına bakarken farklı standartları bırakıp hareket etmek mecburiyetindeyiz. Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye ve Yunanistan'dan geçtiğini bilmemiz lazım.
"EGE'DEKİ İHLALLER TEK TARAFLI DEĞİL"
İhlaller karşılıklı oluyor. Amacımız bu ihlalleri asgariye indirmek ve buradaki olayı tırmandırmamak. Zaman zaman biz karşılıklı görüşeceğiz. Danışmanlarımız bir arada çalışacak. Ege'deki ihlaller tek taraflı değil. Kıbrıs her iki taraf için de çözülmesi gereken bir mesele. Çipras da biz de olumlu düşünceler içindeyiz. Bu konuda daha çok gayret etme ihtiyacı olduğunu da konuşma fırsatı bulduk.Yunanistan coğrafi avantaja sahip bir ülke dolayısıyla enerji koridorlarının da kavşağında bulunmakta. Enerji yatakları bizim bulunduğumuz bölgede yer alıyor. Biz bu açıdan bir avantaja sahibiz ve bu avantajı kullanmak istiyoruz. Hem İsrail'le hem Türkiye ile yakın bir işbirliği gerçekleştiriyoruz.