"Belirli bir meslek grubunun, meslek üyelerine emreden, onları belli kurallarla davranmaya zorlayan kişisel eğilimlerini sınırlayan, yetersiz ve ilkesiz üyeleri meslekten dışlayan, mesleki rekabeti düzenleyen ve hizmet ideallerini korumayı amaçlayan mesleki ilkelerdir. "Bu tanım bize meslek etiğini anlatır. Bir meslek sahibiyseniz sadece işinize değil üyesi olduğunuz meslek grunbuna karşı da sorumluluklarınız vardır. Çünkü bir meslek üyesinin yaptıkları, bir yerden sonra  tüm meslektaşlarını da ilgilendirir. Yapılan hatalar sadece bir kişiyi küçük düşürmekle kalmaz, mesleğe duyulan tüm güveni yok edebilir. Toplumun gözünden düşmüş bir meslek ise gelişme potansiyelini  kaybeder. Meslek Etiği genel ahlak kurallarından daha fazlasını içerir. Mesleki bilgi ve uzmanlık nedeniyle yüklenen ek bir sorumluluktur.

Primum non nocere, "Önce, zarar verme!" anlamına gelen Latince bir deyiştir. Ayrıca primum nihil nocere olarak da kaydedilmiştir. Almanca 'zuerst einmal nicht schaden', Fransızca 'D'abord, ne pas nuire' İngilizce 'First, do not harm' şeklinde çevrilmiştir. Bizlere tıp fakültesine başladığımızda ilk öğretilen budur. Önce zarar verme denir. Meslek Etiği ilkelerinin başında yer alır; Zarar vermeme ilkesi. Hastaları ilgisizlik, deneyimsizlik veya ihmal nedeniyle zarar görmesini önlemeye çalışır bu ilke. Hastaya yapılacak olan tedavilerin ve uygulamaların hasta için oluşturabileceği risklerin farkında olup, bu risklerin en aza indirilmesini sağlamak gerekir. En basit örnekle verilecek ilaçların yan etkilerini bilip tedavi planlarken göz önüne alınmalıdır. Hep deriz hastalık yoktur hasta vardır diye. Bir tedavi yöntemi bir hastaya çok uygunken bir başka hastanın özellikleri göz önüne alındığında ona yarar sağlayacağına zarar verebilir. Aynı hastalık için bir hastaya operasyon önerilirken diğerini takip etmek yeterli olabilir.

Düşünün ki anneniz bir trafik kazasında alkollü sürücünün kullandığı arabanın çarpması sonucu öldü ve siz sağlık çalışanısınız. İster paramedik ister hekim ister hemşire olun... Karşınıza trafik kazası geçirmiş alkollü bir kişi geldiğinde aklınıza yaşadığınız kötü günler gelip belki de o hastaya etkin hizmet vermek istemeyeceksiniz. Bu sizin kişisel değer yargınız olabilir ancak her hastanın eşit hakları olduğunu bilirsiniz. İşte böyle durumları ortadan kaldırmak adına da Meslek etiği çok ama çok önemlidir. Bizler insanı sadece İNSAN olarak görmeliyiz. Kadınmış, erkekmiş, zenginmiş, fakirmiş, sarışınmış, esmermiş bizi ilgilendirmez. Dini, ırkı, dili, politik görüşü eşit hizmet vermemizi etkilemez. Tabii meslek etiği yalnız hastanın eşit hizmet almasını konu almaz. Adalet ve eşitlik meslek etiğinin temel dört ilkesinden bir diğeridir.

Özerklik ve bireye saygı da çok önemlidir. Hasta kendi tedavisi hakkında karar verme hakkına sahiptir. Hasta kendi başına düşünme, değerlendirme, özgürce kendi hakkında karar verme hakkına sahiptir. Hastanın akli dengesi yerindeyse ve reşitse kendi bakımı ve tedavisi konusunda söz sahibi olmalıdır. Bizler de buna saygı duymalı ve hastanın bu hakkına uuymalıyız. Örneğin hasta tedaviyi her hangi bir nedenden dolayı istemiyor, tedaviyi reddetme hakkını kullanıyorsa kınamak veya ayıplamak bizlere düşmez. Olasılıkları ve tedavi sürecini anlatır, gerekli formları imzalatırız ancak.

Güven duymak isteriz hele hele bizlere sağlık sunan kişilere. İşte mahremiyet ve sır saklama ilkesi de bu güveni, hastaların fiziksel, ruhsal ve sosyal açılardan mahremiyetinin korunmasını sağlar. Hastalığı hakkında bilgi verilmesini istemiyorsa kimseye anlatmaz ve dosyasını paylaşmayız. Elbette bildirimi zorunlu hastalıklar yetkililere bildirmek zorunluluğumuz var, o ayrı.

Meslek etiğinin en önemli yanlarından biri de, dünyanın neresinde olursanız olun meslektaşlarınızla aynı davranış kurallarına uygun davranmanız gerektiğidir. 

Televizyon programlarında ve dergilerde boy gösterip, halka yanlış bilgi verenler bu ilkeleri bir kere daha okusunlar. Verdiğiniz bilgilerle birileri yanlış yönlendiriliyor, umut tacirlerinin eline düşüyor ve aldatılıyorsa hastalara zarar veriyorsunuz demektir. ÖNCE ZARAR VERME!
Sağlıkla kalın.