Son bir haftadır döviz fiyatlarında sert bir artış gözleniyor. Aslında döviz artmıyor. Maalesef Türk Lirası bütün dünya para birimleri karşısında değer kaybediyor. Ekonomimiz freni tutmayan, yokuş aşağı giden kamyon gibi. Evde, mutfağımızda, sebze ve et fiyatlarından gidişin belki farkındayız. Gramajı küçülerek gizli zam yapılan ekmek, durumu maskelemesin. Konut kredisi faizleri de arttı, ekonominin lokomotifi olan inşaat sektörü de batma aşamasında artık. ABD başkanı Trump'ın yaptırım kararlarını açıklaması dövizdeki tırmanışı daha da hızlandırdı. Sizlerle Alman "Die Welt" gazetesinde Türkiye ekonomisinin son durumunu anlatan yazıdan alıntılarla bırakıyorum:

***
Dolar kurunun 5.1 liraya yaklaşarak tarihi rekora koştuğunu, bunun ABD yönetiminin Tükiye'nin içişleri ve adalet bakanlarına yaptırım uygulamaya başlamasından kaynaklandığını belirten Die Welt "Aslında açıklanan yaptırımların ekonomik açıdan anlamı yok, ama büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun sinyalini veriyorlar" dedi. "ABD, belli ki, NATO partneriyle ihtilafı tırmandırmaya hazır. Washington bir dizi yeni yaptırıma hazırlanıyor" iddiasında bulunan Alman gazetesi, "Cumhurbaşkanı Erdoğan taviz vermez ve ek yaptırımlar yürürlüğe girerse sonuçları çok daha vahim olur ve devletin iflasına kadar varabilir" öngörüsünde bulundu.
***
Temmuz ayı itibarıyla enflasyonun yüzde 16'yı geçmesine rağmen faizin yüzde 17.75'te kaldığını ve Erdoğan'ın faizin yükselmesine var gücüyle engel olduğunu aktaran Die Welt, bu yüzden enflasyonu düştükten sonra değerli kağıtlardan geriye elinde asgari gelir kalan yabancı yatırımcıların Türkiye'den çekildiğini, yabancı sermayenin kaçtığını belirtti. 'Dünyada Türkiye kadar yabancı sermayeye bağımlı başka ülke olmadığı' saptamasını yapan Alman gazetesi, şu değerlendirmeyi yaptı:
***
"Erdoğan'ın iktidarında bu bağımlılık git gide büyüdü. Çünkü ülke sürekli olarak ihraç ettiğinden çok ithal ediyor. Bu yüzden sürekli artan cari açığın GSYİH'ya (Milli Gelir) göre oranı 2016'da yüzde 3.8'ken, 2017'de yüzde 5.5'e yükseldi. Bu cari işlemler açığı ancak ülkeye sürekli akan yabancı sermaye varsa -şu sıra günde 200 milyon dolar civarında- telafi edilebilir. "Dolayısıyla Türkiye'nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını ABD yönetimi kasten bariz şekilde kullanıyor. Senato'daki yaptırımlar kabul edilirse tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak. Bu akış durursa Sören Hettler'in öngörüsüne göre basit şekilde liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz, ödemeler dengesi krizi riski artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılamaması noktasına gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir, bankalar türbülansa girer ve insanlar birikimlerini kaybedebilir."
***
Velhasılı kelam, ciğerlerimize kadar hissedeceğimiz bir krize doğru gidiyoruz. Gerekli siyasi ve ekonomik önlemler alınmazsa Allah hepimizin yardımcısı olsun.