Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada 400 milyonun üzerinde obez ve yaklaşık 1.6 milyardan fazla kilolu kişi bulunuyor. Bu rakamların önümüzdeki 4 yıl içinde 700 milyon obeze ve 2.3 milyar fazla kilolu kişiye ulaşması bekleniyor. Türkiye'de de durum dünyadan çok farklı değil. Türkiye Obezite Cerrahisi Derneği verilerine göre son 12 yılda obezitede yüzde 40 oranında artış yaşanıyor. Bunun en büyük nedeni de hareketsizlik. Uzmanların pek çoğu bugün daha az yediğimizi düşünüyor: 1952 yılına ilişkin Ulusal Gıda Araştırması, ortalama bir kadının günde 2.500 kalori aldığını belirtiyor. Bugün ise günlük 1.500 ila 2000 kalori tükettiğimiz düşünülüyor.

Bulaşık yıkamak=30 dakika yürüyüş

Saga tarafından ev kadınları üzerinde yapılan araştırma, 50'li yıllarda bir ev kadınının günlük işlerini yaparken yaklaşık 1000 kalori yaktığını bugün ise sadece 560 kalori yaktığını gösteriyor. İş dünyasının yoğun temposunda her gün 30 dakikalık yürüyüşe ancak zaman ayırabilen bir iş kadını ancak 81 kalori yakabiliyor. Oysa, bugün teknolojinin yarattığı konforun 1950'lerde bulunmadığı göz önüne alındığında, bir ev kadını sofra hazırlamak için 42, toz almak için 66, bulaşık yıkamak için 84, çamaşır yıkamak için 90, yerleri silmek için 90, yemek yapmak için 99, ütü yapmak için 120 kalori harcayacak. Bu da toplamda 795 kalori demek!

Spor salonu ev işi mi?

Bugün hemen hemen her grubun kendi markasıyla 'spor merkezi' pazarına adım attığı düşünüldüğünde söz konusu endüstrinin Türkiye'de de nasıl bir potansiyeli olduğu ortaya çıkıyor. Yıllık binlerce dolarlık spor salonu üyeliği yerine kadınlara 'ev işi' yaptırarak 'zayıflamanın altın anahtarını' sunacak yeni girişimciler çıkar mı bilinmez.