Türk Kardiyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Mahmut Şahin, tüm dünyada en çok ölüm nedeni olan kalp damar hastalıkları ve inmenin önlenebilmesi için yaşam tarzının düzenlenmesi için toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Kalp damar hastalıklarının risk faktörü olarak nitelendirilen pek çok faktörün sonucu olarak ortaya çıktığını dile getiren Şahin, "Hareketsiz yaşam, kötü beslenme alışkanlıkları, sigara, yüksek tansiyon gibi kendi elimizde olan değiştirilebilir risk etkenlerinin yanında bir de genetik miras olarak devraldığımız hastalığa yatkınlık durumları olabilir. Ama en çok kalp hastalığına götüren süreç kendi elimizde olup düzeltmediğimiz düzeltilebilir olan risk faktörleridir. Bu risk faktörlerinin normal sonucu olarak kalp damar hastalıkları er ya da geç ortaya çıkıyor. Kalp damar hastalıklarında sağlanan akut dönemindeki ciddi tedavi başarılarına rağmen birçok hasta da eninde sonunda kalp yetersizliği gelişiyor." diye konuştu.

70 yaşta yüzde 10'a

Şahin, kalp yetersizliğinin yaşam boyu devam eden kronik bir hastalık olduğunu ifade ederek, kalp yetersizliğinin birçok kanser türünden daha öldürücü olduğuna dikkati çekti. Şahin, 40 yaşından sonra yaşam boyu kalp yetersizliği gelişme ihtimalinin yüzde 20 olarak tahmin edildiğini, toplumda görülme sıklığının erişkin nüfus için yüzde 2-3 olduğunu dile getirdi. Kalp yetersizliğinin yaşlanmayla arttığını hatırlatan Şahin, kalp yetersizliği gelişme oranının 70 yaşta yüzde 10'a, 80 yaşta 15-20'ye çıktığını söyledi. Türkiye'nin dinamik nüfusu olan bir ülke olmasına rağmen ortalama yaşam süresi artıkça yaşlı nüfusun da arttığını belirten Şahin, "TÜİK tahminlerine göre 2023'te 60 yaş üstünde 60 milyon nüfusumuz olacak. Bunun da yüzde 8-10'unda kalp yetersizliği gelişebilme ihtimali olduğunu düşünürsek 1,5 milyon kalp yetersizliği olan yaşlı bir popülasyonla karşı karşıya kalacağız. Diğer yaş gruplarındaki kalp yetersizliği hastalarını da eklersek 2023'te 2,5-3 milyon gibi kalp yetersizliği popülasyonu ile karşı karşıya kalabiliriz." ifadelerini kullandı. Şahin, kalp yetersizliğinin takibi zor bir hastalık olduğunu ifade ederek, bu hastalığın yaşam kalitesini de olumsuz etkilediğini anlattı.

Sigara riski arttırıyor

Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr Sinan Aydoğdu ise kalp damar hastalıklarında en önemli risk faktörlerinin başında sigaranın geldiğini vurgulayarak, "Kalp damar sağlığı yönünden sigaranın verdiği zararın sayıyla ilgili olup olmadığı çok soruluyor. Çoğumuz, 3 sigaranın verdiği zarar 3, 10 sigaranın verdiği zarar 10 zannediyoruz. Öyle değil. Bir sigara bile kardiyovasküler hastalık riskini belirgin olarak arttırıyor. 1-5 adet arasında sigara içenlerde kalp hastalığı riski 3 kat artıyor. Bu 20 siraga içenlerle neredeyse aynı. Sigara içilen sayısıyla maruz kalınan risk orantılı değil. Sigara 5'e kadar yapacağını yapıyor. Sigarayı azalt şeklinde öneri var. Bunun risk azaltıcı çok fazla faydası yok. Sigarayı bırakmaya teşvik etmek gerekiyor." şeklinde konuştu. Türk toplumunun üçte birinin obez olduğunu dile getiren derneğin Türk Kardiyoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Necla Özer de kadınların yüzde 40'ının erkeklerinin yüzde 25-29'unun obez olduğunu söyledi.