Türkiye'de yaklaşık 70 bin diyaliz hastası var. Bu sayı her yıl yüzde 10-12 artış gösteriyor. 2016 yılında 115 bin kişinin diyalize bağlı yaşayacağı tahmin ediliyor. Kronik böbrek yetmezliği yaşayanların hayatla arasında köprü olan diyalize girme süreci beraberinde başka hastalıkları da getirebiliyor. Türk Böbrek Vakfı Ahmet Ermiş Diyaliz Merkezi Başhekimi Dr. Bilal Görçin, diyaliz hastalarının ek sağlık problemlerinin tedaviyi güçleştirdiği ve bazen imkansızlaştırdığını dile getiriyor ve "Örneğin; haftada 3 kez diyalize girmek zorunluluğuyla bir merkeze bağımlılık ve periton diyalizi hastalarında, günde birkaç kez devamlı torba değiştirme zorunlulu-ğu gibi nedenler hastaların yaşamlarını olumsuz etkileyebilir. İdrara çıkamadığı için istedikleri kadar su içememe ve yemek yiyememe, birçok ilaç kullanımı, büyük kısmında görülen kansızlığa bağlı fiziki kısıtlamalar, seksüel fonksiyon bozukluğu, diyetteki kısıtlamalar, zaman açısından yaşanan sıkıntılar ve ölüm korkusu, bu hastaların psikolojik sorunlar yaşamalarına sebep oluyor" diyor.
Hastaların yarısında evlilikler sorunlu
Özellikle seksüel fonksiyon bozukluklarının evliliklerde büyük sorunlar yarattığına değinen Dr. Görçin, sözlerini şöyle sürdürüyor: Hastaların yaklaşık yarısı evlilikle ilgili problemler yaşayabiliyor. Seksüel fonksiyon bozuklukları bu hastalarda daha sık görülür. Hastalarda kan, üre değerinin yüksek olması sinir harabiyeti, damar hastalıkları depresyona neden olurken, kullandıkları ilaçlar da seksüel fonksiyon bozukluğuna neden olabiliyor. Diyalizdeki kadınlar da genellikle adet göremiyor ve çocuk sahibi olamıyor. Yapılan araştırmalar; hastaların yarısının veya daha fazlasında uyku yakınması olduğunu ortaya koyuyor. Diyaliz hastalığı genç yaşta başlamışsa hastalığı kabullenememe ve gizleme gibi durumlar sıkça yaşanabiliyor. Kola açılan damar giriş yolunun bariz belirginliğini kapatmak için çaba gösterme, çok ilaç kullanması, diyaliz tedavisine başladıktan sonra idrarın azalması ve tamamen kesilmesi nedeni ile hastalığı kabul etmeyip bazen diyalize gelmeme, çoğu zaman ilaçlarını kullanmama veya önerilen kısıtlamalara uymama gibi girişimlerde bulunabiliyorlar.