Meme kanseri riskini düşürmeye yardımcı besinlerin metastaz veya tümörün yayılım riskini de düşürmeye yardımcı olduğunu belirten Prof. Dr. Akın kanser ve beslenme ilişkisi üzerine şunları söyledi: Kanser tanısı konmuş bir kadının koruyucu bitkisel faktörlerden oluşan beslenme şekline yönelmesi önemli. Bir bitki tehlikeden kaçamadığında kendisini koruyacak güçlü kimyasallar üretmekte ve tükettiğimiz ya da kullandığımız bu kimyasallar hücrelerimizin çoğalmasını kontrol eden DNA veya hücresel yapıların hasar görmesini önleyerek hücrelerimizi korumakta. Taze meyve ve sebzeler doğal koruyucu. Sebzeler, meyveler, tam tahıllar, soya ve diğer bakliyatlardan zengin bir sağlıklı beslenmenin tam yağlı süt ve süt ürünleri, et ve yumurta gibi hayvansal protein içeren gıdalara odaklanmış bir beslenmeden daha koruyucu. Egzersiz, gıda seçimimizi, metabolizmamızı ve genel iyilik hissimizi etkilediğinden dolayı önemli.
 

Tütün ürünlerinden sakınılmalı


Meme kanseri riskini arttırabildiğinden dolayı, alkol tüketimi düşük düzeyde olmalı ve tüm tütün ürünlerinden sakınılmalı. Meme kanserinin kadınların yaşam boyu maruz kaldıkları östrojen miktarına bağlı olarak geliştiği biliniyor. Geç adet görmeye başlayan, çok sayıda çocuk sahibi olan ve erken menopoza giren bir kadın, dolaşımında sürekli östrojen olan bir kadına nazaran daha az meme kanseri riski altında. Soya bitkisinde bulunan ve bitkisel bir östrojen olan genistein ve daidzeinin gibi kimyasalların meme kanseri karşıtı etki gösterdikleri görülmüştür.
Prof. Dr. Akın, kemoterapi rejimine bağlı olarak C ve E vitamini, beta karoten, ksantofil ve ellajik asit gibi antioksidan bioflavanoidler içeren besinlerin de faydalı olabileceğini anlattı ve şunları söyledi: Günlük gerekli miktarları karşılayan ve antioksidanlar içeren çoğu çoklu vitamin ve mineral takviyeleri en az beş porsiyon sebze ve meyve ile en az altı porsiyon tahıl ve bakliyat yiyen bireylerde yeterli. Birçok kişi için bu miktar gerçekçi olmadığından destekleyici preparatlar mevcut.


Faydalı besinler


Faydalı besinlere de dikkat çeken Prof. Dr. Akın, bu besinleri ve etkilerini şöyle sıraladı:
*Soya proteini: Soya proteini faydalı olabilir, ancak gerekli miktar halen tartışmalıdır. Birçok bakliyat koruyucu bitkisel kimyasallar da içerebilir ve beslenmenizin çeşitli fasulye türlerini içermesi akıllıcadır. Siyah fasulye, nohut, barbunya, börülce sağlıklı, liften zengin, folik asitten zengin bitki protein kaynaklarına örnektir.
*Koenzim Q10: Koenzim Q10, hücre içindeki enerjinin salınımında önemli bir rol oynamaktadır. Bu durum cerrahi, kemoterapi veya tek başına kanseri tanısı gibi aşırı stresin bir sonucu olarak azalabilir.
*Selenyum: Selenyum, karaciğer ve vücuttaki diğer hücrelerde toksik maddelerinin uzaklaştırıldığı enzimatik faaliyetlerin ayarlanmasında önemli olan bir eser elementtir. Günlük takviye bazı kemoterapi ajanlarına bağlı olabilecek potansiyel eksiklikleri önleyebilir. Çoğu çoklu vitamin ve mineral ürünleri meme kanseri hastaları için kemoterapinin uygulandığı dönem hariç yeterli selenyum içermektedir ve kemoterapi sırasında ilave mikrogram selenyum içeren bir antioksidan formülle doz artırımı akılcı olabilir.
*Sülfür amino asitler: Sülfür amino asitler, karaciğerden herhangi bir kemoterapi ajanının uzaklaştırılması için gerekli detoksifikasyon olgusunda önemlidir. Bu süreçte, sitokrom P450 sistemi olarak bilinen detoksifiye edici enzim sisteminin aktif formu N-asetil sistein içeren ek bir antioksidan formül alınması önerilmektedir.
*D vitamini: D vitamini de koruyucu olabilir ve güneş ışınlarının cilt üzerindeki etkilerinden oluşmaktadır. Güneşin özellikle yakıcı olmadığı sabah erken ve öğleden sonra geç saatlerde her gün en az 20 dakika dışarıda olmak önemlidir.