Meme kanserinin 40-55 yaş arasında kanserden ölümlerin birinci sıradaki nedeni olduğu bilgisini veren Dr. Ballı, ülkemizde ise meme kanseri görülme sıklığının 100 binde 35 olduğunu ifade etti.

Meme kanserinin çoğunlukla 50 yaş ve üzerinde görüldüğünü kaydeden Op. Dr. Gülden Ballı, “Bu hastalığa 35 yaş ve altında rastlanma sıklığı daha az oluyor. Belirtileri ise memede veya koltuk altında ele gelen kitle, memebaşı akıntısı, memebaşında içe doğru çekilme, şekil bozukluğu, meme başı derisinde yara, pullanma, meme cildinde yara, kızarıklık, ödem, tek taraflı büyüme ve şekil bozukluğu oluyor. Ancak bazı hastalarda meme kanseri belirtilerinin hiçbirisi olmuyor ve kanser yalnızca, mamografi incelemesiyle tespit edilebiliyor. Bu belirtilerden en az biri varsa, vakit geçirmeden uzmana başvurulması gerekiyor” diye konuştu.

DÜZENLİ KONTROL ŞART

Meme kanserinde ölüm oranını düşürmek ve kaliteli yaşam elde etmenin en etkin yolunun erken tanı ve tedavi olduğunun altını çizen Dr. Ballı, “20-39 yaş aralığında aylık kendi kendine meme muayenesi ve yılda 1 kez uzman doktor muayenesi ve gerekli görülmesi halinde görüntüleme tetkikleri yapılması uygundur. 40 yaşın üstündeki hastalarda aylık kendi kendine meme muayenesi, yılda 1 kez uzman doktor muayenesi, yılda 1 kez mamografi çekilmesi; gereği halinde ek tetkiklerin yapılması önemlidir” dedi.

ERKEN TEDAVİDE BAŞARI ÇOK YÜKSEK

Erken evre meme kanserinde tedavi ile 5 yıllık sağ kalım oranlarının % 90 'ların üzerinde olduğunu dile getiren Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülden Ballı, düzenli uzman hekim kontrolünün önemine dikkat çekti.

Dr. Ballı, şöyle devam etti: “Meme kanserinde tedavi stratejisi cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormon ve hedefe yönelik biyolojik tedavi seçeneklerinin hastalığın evresine ve patolojik özelliklerine göre farklı sıra ve kombinasyonda uygulanmasıdır. Kanser tipinin evreleme ve cerrahi strateji üzerinde etkisi yoktur. Cerrahi olarak, tüm invaziv meme kanserleri tipine ve alt tipine bakılmaksızın aynı prensiple tedavi edilir. Erken evre meme kanserinde aksi bir durum olmadıkça cerrahi, ilk seçenek tedavidir”