Ali Budak- İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, Türkiye’nin güncel bir sorunu olan ilaç konusunda önemli açıklamalar yaptı. Sayılkan, sağlık alanındaki modern tedavi yöntemlerin ve ilaçların Türkiye’de henüz bulunmadığını dile getirerek, bu modern ilaçların hastaların iyileşme sürecini hızlandırdığını söyledi. İlaçlarının yüzde 60’ını ithal etmek zorunda kalan Türkiye’de hastalar kurdaki yüksek seyir hareketi ve modern ilaçların pahalı olmasından dolayı gelişmiş ilaçlara ulaşamıyor. Yeni nesil ilaçların olmadığı için eski alternatiflerle yola devam ettiklerini değinen Sayılkan, ‘Hasta da bu süreçte perişan oluyor. 10 yıl geriden gelen ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyoruz’ diye konuştu.


Hastaların durumdan haberi bile yok


Avrupa’da son yıllarda yeni bulunan, özel keşfedilmiş, yan tesiri az, hızlı iyileştiren yeni nesil ilaçların Türkiye’ye gelmediğini vurgulayan İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, ‘İlaçlar Euro üzerinden geleceği için sıkıntıyla karşılaşıyoruz. İlaç üreticisi ciddi yatırımlar yapıyor. Her ülke de belirli fiyatlarla bu ilaçları alıyor. Bize geldiğinde ise sunduğumuz fiyattan dolayı o ilacı vermiyor. 4,50 liranın ülkemizdeki karşılığı 2 lira olduğu için modern ilaçları alamıyoruz. Burada ise o ilaca ihtiyacı olanlar cezalandırılmış oluyor. Meme kanserinde kullanılan yeni ilaçlar, pankreas kanserinde kullanılan ilaçlar bu ilaçlara ihtiyacı olan insanlar böyle bir ilacın varlığından bile haberdar olmadan ülkemizde eski ilaçlarla tedavi olmaya çalışıyor. Grip ilaçları gibi ilaçlar önemli değil. Onlar bir şekilde bulunuyor. Asıl önemli olan kutusu 3-5 bin lira olan yeni keşfedilmiş olan kanser ilaçlarını getirtebilmek. Vatandaş bu ilaçlara ulaşamıyorsa zaten bir anlamı yok. Bu modern ilaçlar yeni ve başarılı olduğu için pahalı. Üreticinin 4 bin 500 lira dediği ilacı Türkiye’den 2 bin lira teklif ediliyor’ ifadelerini kullandı.
 

En çok hastaları etkiliyor


Türkiye’de özellikle ilaç konusundaki gelişmelerin rutin olarak kontrol edilmediğini ve bu bilincin de gelişmediğini belirten Sayılkan, şöyle devam etti: Bir kere Türkiye’de koruyucu hekimlik yok. O nedenle de rutin kontrol bilinci yok. Ne zaman ağrılar iyice artıyor o zaman kontrole gidiliyor. Bu seferde hastalık ileri safhada anlaşılıyor. Bu ise daha pahalı bir maliyet oluyor. Tedavi için gereken yeni nesil ilaçlar ise fiyat politikasından dolayı ülkeye giremiyor. Eski ilaçlarla daha uzun ve daha pahalı tedavilere devam ediyoruz. Bu yeni nesil ilaçları hasta kullansa hem daha az yıpranacak, hem de yaşam kalitesi düşmeden daha hızlı iyileşebilecek. Yeni nesil ilaçlar olmadığı için ve yola eskilerle devam ettiğimizden en çok hastalar etkileniyor. Çünkü bu süreç onarlı perişan ediyor. 10 yıl geriden gelen ilaçlarla tedavi süreci devam ettirilemez.
 

Hastalar eczaneleri dolaşıyor


Kriz yaşıyor denilen Yunanistan’ın bütün ilaçlara ulaşabildiğini ancak Türkiye’de belli ilaçlara hala ulaşılmadığına dikkat çeken Sayılkan, ‘Türkiye’de insanlar ilaç bulamıyorsa, kanser hastaları ilaçları bulamıyoruz diye her gün eczanelerin kapısını aşındırıyorsa burada bir sıkıntı var demektir. Her dönem farklı ilaç isimleri bulunmuyor. İlaçları bulamayan vatandaşlar burayı arıyor. Guatr hastası, ilacını bulamayınca feryat ediyor. Tansiyon hastası, ilacını bulamayınca isyan ediyor. İsyan ve feryat etmekte haklılar. Diğer taraftan kanser hastalarında ise durum çok daha farklı. Kanser hastası ve o tedaviyi beraber sürdürdüğü ailesi de feryat ediyor. Çünkü o ilaçların bulunmasına öncelik gösterilmesi lazım’ diye konuştu.