Tıp dilinde 'revitalizasyon tedavisi' olarak adlandırılan yöntem, henüz çocukluk ve gençlik döneminde diş kaybı yaşayanların ölen dişlerine ikinci şans tanıyor. Ölen bir dişin canlandırılmasının ilk ve en önemli şartı ise dişin genç olması. Yani henüz kök oluşumunun tamamlanmamış olması gerekiyor. Yöntem, çocuklarının dişleri ölen ancak çektirmek istemeyen aileler için de umut oldu. Son yıllarda çocuk yaştaki çürüklerin artışında hızlı bir ilerleme olduğunu ifade eden Manavkuyu Diş Polikliniği'nden Diş Hekimi Onur Yedikara, bu durumun sebeplerini sıralayarak, “Günümüzde hazır gıdalar çok fazla tüketiliyor. Eskiden yetişkinler olduğu gibi çocuklar da doğal beslenirdi artık paketli gıdalara ulaşım kolay olduğu için çocuk kendisi bile gidip marketten içerisinde şekerli materyaller olan cips ve çikolata gibi gıdaları alıp tüketiyor. Mikroorganizmalar da şekeri çok severö dedi. Bu tür gıdaların çok fazla tüketilmesi durumunda dişlerin arasına sıkıştığını anlatan Yedikara, “çocuk dişlerini her gün fırçalıyor olabilir ancak diş ipi kullanamıyor. Bu nedenle çocuk hastalarda arayüz çürüklerini çok görürüz. Yiyecekler dişlerin arasında sıkıştığı ve temizlenemediği için iki diş birlikte çürüyor. Ağrı çekene kadar da hasta bu çürüğün farkına varmıyor. Diş ağrımaya başladıktan sonra ise iş işten geçmiş oluyor. Diş canlılığını yitirmeye başlıyor tedavi edilmezse ölüyor" dedi.

"ÇOCUĞUMUN DİŞİ ÖLDÜ DİYE ÜZÜLMEYİN"

Sadece çürükler değil, kaza ve çarpmalara bağlı travmaların da dişi öldürebildiğini ifade eden Diş Hekimi Onur Yedikara, “Çocukların kalıcı dişlerinin kök oluşumu, 20 yaş dişlerini saymazsak, dişine göre 8-9 yaşlarından başlayarak 17-18 yaşlarına kadar devam eder. Bahsettiğim nedenlerden dolayı dişi ölen ancak kök oluşumu yarım tamamlanmış hastaların diş kökünde bir kanama oluşturulur. Bu kanama dışarıdan görülmez sadece kökün içerisinde çok minimal seviyedir. Bu işlemden sonra üstü özel bir ilaç ile kapatılır. Kan içerde pıhtılaştıktan sonra vücut bu pıhtıyı damar ve sinir olarak algılar ve vücut dişin canlı olduğunu sanarak kök oluşumunu devam ettirir. Kök uzar ve olması gereken forma kavuşur. Kök ne kadar uzun olursa diş o kadar sağlam ve uzun ömürlü olur. Burada önemli nokta, diş asla canlanmaz yine ölüdür ama işlevini yerine getirmeye devam eder. Canlı bir diş sıcak ve soğuk gibi uyarılara tepki verir. İşlem yapılan diş bu uyarılara tepki vermez. Yapılan işlem sinirsel olayı taklit ettiği için canlıymış gibi davranır. Bir nevi ölü dişi canlandırdığımızı söyleyebilirim" diye konuştu.

"BÜTÜN DİŞLERE UYGULANABİLİYOR"

Tedavinin ağızdaki tüm daimi dişler için uygulanabilir olduğunu belirten Diş Hekimi Yedikara, kökü tamamen oluşmuş bir dişe bu tedavinin yapılamadığının altını çizerek, “Örneğin azı dişleri 6 yaşında çıkar ve 9 yaşına kadar kök oluşumu devam eder. Yani 8 yaşında bir çocuğa bu tedavi uygulanabilir. Ya da varsayalım ki, 7 yaşında bir çocuk, parkta oynarken ön dişlerine salıncak isabet etti ve bu çarpma sonucu dişi kırıldı. Bu travma sonucu diş canlılığını yitirirse kök oluşumu da tamamlanmadığı için bu dişe revitalizasyon tedavisi uygulanabilir. Böylelikle çocuk sağlam bir dişe kavuşmuş olabilir. Ancak yöntemin her dişe göre uygulama süresi değişiyor. Bütün dişlerin kök oluşumlarını tamamlamasının zamanları farklıdır. Bazı dişlerin kök oluşumları 18 yaşına kadar devam eder. Bu nedenle 6 yaşından başlayıp 18 yaşına kadar yöntemi uygulayabiliyoruz. Önemli olan kısım, kökün oluşumunu tamamlamamış olması" şeklinde konuştu.

"AĞZINIZDA SARI DİŞ VARSA DİKKAT"

Travmaların da diş ölümüne neden olduğunu vurgulayan Onur Yedikara, “Hastalarımız bazen gelir ve mesela bir dişinde diğer dişlerden farklı olarak bir renklenme görürüz. Diğer dişlerden daha sarıdır. Hastaya dişine bir darbe alıp almadığını sorduğumuzda ki, trafik kazası olabilir, darbe almış olabilir. Genelde bu uyarıdan sonra ağızlarına aldıkları darbeyi hatırlıyorlar. Travma sonucu kökün ucunda sinirler sıkıştığı için sinir ve damar bağlantısı kopuyor. Sinir kökün içinde beslenemediği için damar ve sinirler bir nevi eriyor. İçeride oluşan bu ölü doku, dişte renklenmeye sebep oluyor. Bu renklenmiş dişlere hasta istediği takdirde kanal tedavisinin arkasından devital beyazlatma uygulanarak eski görüntüsüne kavuşturulabiliyor" dedi.