Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, vücudumuzda önemli görevleri bulunan tiroid bezleri ve guatr hastalığı ameliyatlarının sonucunda ortaya çıkan ses kısıklığı sorununa dair görüşlerini paylaştı. Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, guatr ameliyatlarının ses kalitesinde değişiklik, ses tellerinde felç, nefes darlığı gibi kendine özel riskleri bulunduğunu ancak bu risklerin engellenebileceğini ve hastaların bu riskler nedeniyle tedavisini ertelememesi gerektiğini çünkü tedavinin ertelenmesinin kansere neden olabileceğini ifade ederken, konu ile ilgili detaylı bilgiler verdi.

Geliştirmiş olduğu 6 farklı cerrahi tekniği tıp literatürüne kazandıran Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, 'Tiroid bezlerinin büyümesi olarak bilinen guatr hastalığı, hastalarda belirgin bir kitle görünümünün yanı sıra yutkunma, nefes almada zorlanma ve kronik öksürük gibi sinsi şikayetler ile kendini gösterebilir. Hastalar bazen boğazlarına bir şey takılıyormuş gibi, boyunlarında bir sıkılık varmış gibi hissederler. Ancak çoğunlukla tiroid bezleri aşırı bir büyüme göstermez, hastalık genellikle rutin muayeneler sırasınd saptanır. Bu nedenle risk altındaki bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızın düzenli şekilde hekim kontrolünden geçmesi büyük önem taşımakta. Guatr, farklı şekillerde tedavi edilebilir. Özenle yapılacak testler ve kapsamlı bir muayene ardından kesin tanısı koyulan hastalığın sebebine ve derecesine göre tedavi yöntemleri de belirlenir' dedi.

Biyopsi yapılmalı


Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu guatr ameliyatları ile ilgili olarak: Guatr ameliyatı sonrasında yaşanan, ses kalitesinde değişiklik, ses tellerinde felç, nefes darlığı gibi problemler ameliyat olması gereken hastaların tedavisini ertelemelerine neden oluyor. Bu korku sonucu ortaya çıkan geç müdahale ise risklerin ne yazık ki daha da artmasına sebep olmakta. Günümüzde ameliyatlar sırasında kullandığımız özel sinir bulucu cihazlar guatr ameliyatlarının daha güvenli geçmesini ve başarıyla sonuçlanmasını sağlamakta. Hastalara ameliyat kararı öncesinde korku yaşatan ve tedavi kararlarını olumsuz yönde etkileyen risklerin bu şekilde azaltılması mümkün oluyor. Bunun yanı sıra düşük oranda ortaya çıkan olumsuz sonuçlar söz konusu olduğunda ise,dolgu uygulamaları ya da ses teli cerrahisi operasyonlarıyla hastaların şikayetleri giderilebiliyor.
Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, 'Bazı hastalarda tek nodül, bazı hastalarda da birden fazla nodül bulunabilir. Elle yapılan muayenede tek nodül olan hastalarda tiroid ultrasonu yapıldığında ise küçük ilave nodüller saptanabilir. Tiroid bezinde tek bir nodül de olsa birden fazla nodül de olsa tüm nodüllerde yüzde 5 oranında gizli kanser riski var. Bu nedenle 10 mm'den büyük nodüllerin mutlaka biyopsi yöntemi ile kanserli olup olmadığı araştırılmalı ve ardından çıkan sonuca uygun şekilde tedavi planlaması yapılmalı' açıklamasında bulundu.


Çocuklarda guatra dikkat


Çocuklarda guatr hastalığı konusuna dikkat çeken, Doç. Dr. Gürkan Kayabaşoğlu, 'Çocuklarda yorgunluk, iştahsızlık, şişmanlık, konsantrasyon bozukluğu ve çabuk üşüme gibi belirtileri tiroid bezinin iyi çalışmadığını ya da tam tersi olarak, terleme, sinirlilik, kilo kaybı belirtileri ise tiroid bezinin aşırı çalıştığı konusunda uyarıcı olabilir. Bu şikayetlere sahip çocukların mutlaka uzman hekim tarafından görülmesi gerekli. Çocuklarda yaşanan guatr hastalıklarını %99'unda iyi huylu beze oluşumu görülürken, %1 oranında kötü huylu tümör görülme olasılığı var. Çocuklarda guatr hastalığı ihmal edilmemeli, bu gibi durumlarda zaman kaybetmeden alanında uzman bir hekime başvurulmalı' dedi.