Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, yaptığı açıklamada, inmenin, beyin damarlarının ani tıkanması veya kanaması ile ortaya çıkan, acil müdahale gerektiren bir tablo olduğunu söyledi. İnme tedavisinde en önemli faktörün hızlı müdahale olduğunu vurgulayan Öztürk, "Tedavide başarı çok büyük ölçüde erken uygulamaya bağlıdır. Ne kadar erken tedavi uygularsanız beyinde kurtaracağınız nöron sayısı o kadar fazla olacaktır. Yani kaybedilen her dakikada milyonlarca beyin hücresi de kaybedilir. Zaman, beyin için en önemli faktördür." diye konuştu.

Rahatsızlığın daha çok ileri yaşlarda görüldüğünü dile getiren Öztürk, genç yaşlarda ise kalp hastalığı, kan hastalıkları ve yanlış ilaç kullanımı gibi nedenlerle ortaya çıkabileceği bilgisini verdi.
Öztürk, inmeye yol açan risk faktörlerini ise şöyle sıraladı:
Bir kısmı değiştirilebilir risk faktörleridir, bir kısmını ise değiştiremezsiniz. Örneğin yaş faktörünü, bazı genetik, ailesel özellikleri değiştiremezsiniz. Cinsiyet faktörünü değiştiremezsiniz ki örneğin 65 yaştan sonra kadınlarda daha fazla görülür. Bizim asıl odaklandığımız konu ise değiştirilebilir risk faktörleridir. Bunlar başta hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları, özellikle ritim bozukluklarıyla giden kalp hastalıkları, kan yağlarındaki yükseklikler, uyku bozukluklarıdır. Bunlardan daha önemlisi, kişinin yaşam tarzını, alışkanlıklarını değiştirmesidir. Sigara ve alkol kullanımı, fiziksel aktivitede yetersizlik gibi alışkanlıkları değiştirmeliyiz. Topyekun toplumsal bir yaklaşımla egzersizi artırmamız gerekiyor.

Sağlıklı beslenmenin de inme riskinde önleyici olduğuna dikkati çeken Öztürk, 'Değiştirilebilir risk faktörlerinin giderilmesi veya önlenmesi ile inmelerin yüzde 90'ı engellenebiliyor. Bu çok büyük bir oran. Hatta sadece yaşam tarzı değişikliğiyle inmelerin yüzde 60'ı engellenebilir. İlaçsız, sadece yaşam tarzınızı sağlıklı şekilde düzenleyerek inmeden korunabilirsiniz' ifadelerini kullandı.


Erken müdahale şansı artırır

Halk arasında beyin kanaması olarak bilinen inmede, ilk 4,5-6 saat içinde hastaneye erişilmesi halinde, pıhtı eritmeye yönelik ilaç veya anjiyografik yöntemle pıhtının çıkartılmasının mümkün olabildiği belirtildi.
Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zülküf Önal, yaptığı açıklamada, halk arasında inme olarak bilinen serebrovasküler hastalığının, hızlı gelişen, beyin fonksiyonlarında bozulmaya neden olan, 24 saatten uzun süren sakatlık ya da ölümle sonuçlanan, beyin damarlarının hastalığı olduğunu söyledi. İnmenin, damar tıkanması ya da beyin içi kanama nedeniyle geliştiğini ifade eden Önal, hastalığın damar sertliği, emboli, nadiren travma, enfeksiyon veya tümoral bir olaya bağlı olarak da gelişebildiğini dile getirdi. Önal, inmenin basit bir anlatımla, beynin herhangi bir bölümünün kanlanmasının aniden kesilmesi anlamına geldiğini belirterek, beyin hücrelerinin sürekli oksijene ihtiyaç duyduğunu, kan akımının durmasıyla bu hücrelerin harabiyete uğradığını veya öldüğünü söyledi.
İnmenin, zaman zaman "beyin krizi" olarak da isimlendirildiğini aktaran Prof. Dr. Önal, şunları kaydetti: Bir kan pıhtısına bağlı kan akışının durmasıyla oluşan iskemik inme, 10 inme hastasının 7'sinde görülür. Hemorajik inme ise bozulmuş ya da incelmiş bir damarın yırtılması ile oluşur. Çok az bir grup hastada inme sebepsiz olarak gelişebilmektedir. Kalp ve kanser hastalıklarından sonra dünyadaki üçüncü en sık görülen ölüm nedeni inmedir. İnme dünyada ileri yaşlarda sakatlığa neden olan birinci hastalıktır. İnme sıklıkla 65 yaş üzerinde görülür. 75 yaş üzerinde, her 100 kişinin birinde inme görülmektedir. Bebekler de dahil olmak üzere her yaşta görülebilir."