Kanser araştırmalarındaki başlıca tartışmalardan birine nihayet veren keşif sayesinde, hastalığın tedavisinde yeni müdahale yöntemleri ve ilaçların bulunmasının önü de açılmış oldu. Kanser kök hücrelerinin varlığı daha önce kanıtlanamadığı için bilim çevreleri uzun yıllardır konu hakkında tartışmaya devam ediyordu.

Bilim adamları kanser hücrelerinin yayılmasına (metastaz) yol açan, ayrıca kemoterapi ve ışın tedavisine karşı dirençli olmalarıyla bilinen ölümcül ana hücrelerin varlığını tespit etmeyi başardı. Kanserin yayılma hızını bu ana hücrelerin belirlediği ve bu hücre grubunun verdiği komutların metastaza uğrayan hücreleri harekete geçirdiği belirlendi. Son araştırmalarla birlikte ana kanser hücrelerinin yerini belirleyen bilim adamları, böylelikle uzun yıllardır bu hücrelerin varlığı hakkında yürütülen tartışmalara da nihayet vermiş oldu.

İngiliz Daily Mail gazetesinin verdiği habere göre tıp dünyasında çığır açan bu buluş sayesinde, kanser illetine karşı etkili olabilecek ve hastalığa kökünden müdahale etme imkânı verecek metotların geliştirilmesi adına çok önemli bir adım atılmış oldu. Haberde İngiltere'deki Cambridge Araştırma Merkezi'nden Ben Simons ile ABD'deki Texas Üniversitesi'nden Luis Parada, fareler üzerinde yapılan üç farklı kanser araştırmasında elde edilen sonuçları analiz ettiği belirtildi. İki bilim adamının incelediği araştırmalar birbirinden bağımsız olarak Belçika, Hollanda ve ABD'de gerçekleştirildi.

Cilt ve mide kanserleri ile beyin tümörleri hakkında gerçekleştirilen üç farklı araştırmayı inceleyen iki bilim adamı, 'kanser kök hücrelerinin' kansere yol açan tümörlerin yaşaması ve büyümesine neden olduğunu belirledi. Bu küçük hücre grubunun 'bütün kanser hücrelerinin anası' olduğu ve kanser hastalığının bütün bünyeye yayılarak ölümle sonuçlanmasında baş suçlu olduğu belirlendi. Kanser kök hücrelerinin varlığının kanıtlanması sayesinde, kanser hastalarına uygulanan tedavilere rağmen aynı illetin hastalığı atlatan kişilerde niçin nüksettiği de açıklığa kavuştu.

Simons ile Parada'nın 'görünmez düşmanı' keşfetmesiyle birlikte şimdiye kadar neye karşı mücadele ettiği bilinmeyen kanser tedavilerinin asıl odaklanması gereken hedef de görünür hale gelmiş oldu. Böylece doğrudan kanserin ana hücrelerini hedef alan ilaçların ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi de artık mümkün olabilecek. Ancak yeni tedavilerin geliştirilmesinin önünde yine de bazı engeller bulunuyor. “Nature” ve “Science” adlı uluslararası bilim dergilerinden yayınlanan üç araştırmadan birine ev sahipliği yapan Brüksel Hür Üniversitesi'nin uzmanlarından Prof. Cedric Blanpain, kanser kök hücrelerinin vücutta dokuların gelişmesi ve yenilenmesinden sorumlu olan sağlıklı kök hücreler ile büyük benzerlik gösterdiğine dikkat çekti.

Bilim adamlarının geliştirecekleri yeni tedavilerin kanserin kök hücrelerini hedef alması gerektiğine işaret eden Prof. Blanpain, uygulanacak tedavilerin sağlıklı kök hücrelere zarar vermemesi gerektiğini kaydetti. Bu da kanser tedavileri adına 'büyük bir adım sayılan buluşun, en azından şimdilik, hâlihazırda hastalıktan muzdarip olanlar açısından küçük bir adım olarak kalmasına yol açıyor. Çünkü hastaların bu keşfin getirilerinden yararlanması için uzun yıllar sürecek yeni araştırma sonuçlarını beklemesi gerekiyor. Çıkarılacak yeni ilaçlara ve tedavi metotlarına ruhsat alınabilmesi için de uzunca bir süreye ihtiyaç duyulacağı tahmin ediliyor.