Ali Budak- Hükümet geçtiğimiz 15 yılda sağlıkta dönüşüm adıyla bir süreç başlattı. Bu süreçte vatandaş istediği yerden istediği tedaviyi sıra beklemeden alabilecekti. Bu ilk başlarda iyi gitti. Sonrasında ise sağlığın dönüşüm adı altında ücretli hale geldiği anlaşıldı. Vatandaş, artık hastanelerde hem çok beklemekten hem de çok para ödemekten şikayet ediyor. Bu arada ister kamu, ister özel, isterse üniversite hastaneleri olsun. Buralarda muayene olmak için ödenen katkı payı yüzde 20 ile yüzde 60 arasında arttı. Bundan sonra, özel hastanede muayene olacaklar cebinden 15 lira, devlet hastanesinde muayene olacaklar ise 6 lira ödeyecek. İşte bu ücretler, 2017 başından itibaren arttı. 2016'nın sonunda özel hastanede muayene olduğunuzda 12 lira katılım payı ödüyordunuz, şimdi 15 lira ödeyeceksiniz. Geçen sene devlet hastanesinde 5 lira muayene ücreti ödüyordunuz, şimdi cebinizden 6 lira çıkacak. Geçen sene üniversite hastanesine 5 lira öderken, artık 8 lira ödeyeceksiniz. Tabi, bu kadarla da sınırlı değil. Bir de hastalardan alınan ilaç katılım bedeli var. Bu da 3 kutu ilaca kadar 3 lira, 3 kutuya ilave her bir kutu için de 1 lira eczaneye ilaç katılım bedeli olarak ödeniyor. Kime ödeniyor? Sosyal Güvenlik Kurumu'na. Bu paralar hastanelerin kasasına ya da eczacının cebine gitmiyor. Daha açık şöyle söyleyeyim. Özel hastaneye gidip muayene oldunuz, doktor ilaç yazdı, eczaneden de ilacınızı aldınız, cebinizden ödeyeceğiniz para 18 lira. Kamu hastanesine giderseniz 9 lira.


'Hükümet, ithalatçı firmayla anlaşmak zorunda'


Türkiye genelinde bazı kanser ilaçlarının (Tamoksifen, Nolvadex) ya hiç bulunamadığı ya da çok az eczanede olduğu iddialarını İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ile konuştuk. Sayılkan, 'Bildiğim kadarıyla böyle bir sorun var. Bazı ilaçlar bulunamıyor ya da çok az eczane de bulunuyor. Bu da ithalatçılardan kaynaklanıyor. Hükümet, ithal ilaçların fiyatlarını 2 liraya sabitledi. Euro ise 4 liranın üzerinde. Bu aradaki farktan dolayı da ithalatçı firmalar bu ilaçları getirmek istemiyor ya da az sayıda getiriyor. Bu sorunun temel nedeni bu yani. Bu sorunun çözümü için hükümete yıllardır ithalatçı firmalarla oturup, anlaşmaları gerektiğini söyledik. Çünkü bu ilaçlar Türkiye'de üretilemiyor ve hepsi de yurtdışında üretiliyor. 4 liranın üzerindeki kuru 2 liradan hesapladığınızda doğal olarak ithalatçı firma zarar etmek istemiyor. Çünkü kazanç sağlama derdinde. Hükümet ise vatandaşın sağlığını korumak ve ücretsiz sağlamak zorunda. Çünkü sosyal devletiz!' dedi.
 

'İlacım Nerede?' uygulaması kullanılabilir


'Bu ilaçlara acil ihtiyacı olan vatandaşlar ise Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu 'ilaç takip sistemi'nden yararlanabilir' diyen Sayılkan, şöyle devam etti: Bu sitede 'ilacım nerede' butonunu tıkladığınızda önünüze açılan sayfaya ilaç adı, il ve ilçenizi giriyor ve size en yakın eczaneyi gösteriyor. Acil ihtiyacı olan vatandaşlar bu sistemi kullanıp, ilacın nerede olduğunu öğrenebilir ve oradan temin edebilir. Geçiş süreci böyle atlatılabilir. Çünkü ilaçlar ülkeye çok kısıtlı geliyor. Bu sistem sayesinde ise vatandaşın bütün eczaneleri tek tek dolaşmasının önüne geçilerek, direkt ilacın olduğu eczaneye gitmesi amaçlanıyor. Bazı ilaçlar çok az eczanede bulunurken bazı ilaçlar ise şu anda hiç yok. Bu soruna çözüm sağlamak için ise, hükümetin firmalarla görüşme yapacağı ya da ilaçlara yüzde yüz zam yapacağına dair bilgim var. Bu sorunlar ise devletin sağlık ve ilaç politikalarını gözden geçirmesi ve düzeltmesiyle giderilir. Bunlar yapılmaya başlandığında ise bu sorunlar ortadan kalkacak.
 

Sağlıkta dönüşümde 'parası olana sağlık!' noktası


Hükümetin sağlıkta dönüşüm politikasını 2005 yılından beri eleştirdiklerini vurgulayan Sayılkan, 'Bu süreç tasarrufu gerektirir. Bu dönüşüm adım adım vatandaşı parası kadar sağlığa götürdü. Çünkü o dönem her şey plansız ve altyapısız yapıldı. Süreçlerin finansmanı planlanmadı. Bu süreçle ilgili sağlık profesyonellerinin görüşleri de alınmamıştı. Yıllar içinde de biz eleştirilerimizde haklı çıktık. Hükümete bütçe yetmedikçe ve açık verdikçe vatandaşın sırtına yük konuldu. Katkı payı, ilaç fiyat farkı, muayene katkı payı ve reçete hizmet bedeli gibi kalemlere sürekli yenileri eklenerek vatandaştan paralar alınmaya başlandı. Bu da vatandaşı aldığı ilacın neredeyse yarısını nakit öder hale getirdi. Hatta çoğu zaman sadece ilacı alsa daha kar ediyor. Çünkü hastane bedeli vs. bir sürü kaleme para ödüyor. Sosyal devlette eğitimle birlikte sağlığın da ücretsiz olmasını savunuyoruz. Parası olan özel hastaneye gidiyor ve aradaki fiyat farkını ödeyerek, tedavi olabiliyor. Ya parası olmayan ne yapacak? Devlet hastanesinde kuyruklara girmeyi sürdürecek! Hükümet, sağlıkta dönüşümü eskiye dönüşüm olarak sürdürmeli. Çünkü ilk başlarda sadece 90 kuruş ödüyorduk. Şimdi geldiğimiz nokta ise korkunç. İnanılmaz paralar alınıyor. Vatandaşın aile hekimliğinde para ödemesi, yeşil kartlıların bile para ödemesi ciddi bir çelişkidir' ifadelerini kullandı.