'Hükümet, ithalatçı firmayla anlaşmak zorunda'
Türkiye genelinde bazı kanser ilaçlarının (Tamoksifen, Nolvadex) ya hiç bulunamadığı ya da çok az eczanede olduğu iddialarını İzmir Eczacı Odası Başkanı Tuncay Sayılkan ile konuştuk. Sayılkan, 'Bildiğim kadarıyla böyle bir sorun var. Bazı ilaçlar bulunamıyor ya da çok az eczane de bulunuyor. Bu da ithalatçılardan kaynaklanıyor. Hükümet, ithal ilaçların fiyatlarını 2 liraya sabitledi. Euro ise 4 liranın üzerinde. Bu aradaki farktan dolayı da ithalatçı firmalar bu ilaçları getirmek istemiyor ya da az sayıda getiriyor. Bu sorunun temel nedeni bu yani. Bu sorunun çözümü için hükümete yıllardır ithalatçı firmalarla oturup, anlaşmaları gerektiğini söyledik. Çünkü bu ilaçlar Türkiye'de üretilemiyor ve hepsi de yurtdışında üretiliyor. 4 liranın üzerindeki kuru 2 liradan hesapladığınızda doğal olarak ithalatçı firma zarar etmek istemiyor. Çünkü kazanç sağlama derdinde. Hükümet ise vatandaşın sağlığını korumak ve ücretsiz sağlamak zorunda. Çünkü sosyal devletiz!' dedi.
'İlacım Nerede?' uygulaması kullanılabilir
'Bu ilaçlara acil ihtiyacı olan vatandaşlar ise Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu 'ilaç takip sistemi'nden yararlanabilir' diyen Sayılkan, şöyle devam etti: Bu sitede 'ilacım nerede' butonunu tıkladığınızda önünüze açılan sayfaya ilaç adı, il ve ilçenizi giriyor ve size en yakın eczaneyi gösteriyor. Acil ihtiyacı olan vatandaşlar bu sistemi kullanıp, ilacın nerede olduğunu öğrenebilir ve oradan temin edebilir. Geçiş süreci böyle atlatılabilir. Çünkü ilaçlar ülkeye çok kısıtlı geliyor. Bu sistem sayesinde ise vatandaşın bütün eczaneleri tek tek dolaşmasının önüne geçilerek, direkt ilacın olduğu eczaneye gitmesi amaçlanıyor. Bazı ilaçlar çok az eczanede bulunurken bazı ilaçlar ise şu anda hiç yok. Bu soruna çözüm sağlamak için ise, hükümetin firmalarla görüşme yapacağı ya da ilaçlara yüzde yüz zam yapacağına dair bilgim var. Bu sorunlar ise devletin sağlık ve ilaç politikalarını gözden geçirmesi ve düzeltmesiyle giderilir. Bunlar yapılmaya başlandığında ise bu sorunlar ortadan kalkacak.
Sağlıkta dönüşümde 'parası olana sağlık!' noktası
Hükümetin sağlıkta dönüşüm politikasını 2005 yılından beri eleştirdiklerini vurgulayan Sayılkan, 'Bu süreç tasarrufu gerektirir. Bu dönüşüm adım adım vatandaşı parası kadar sağlığa götürdü. Çünkü o dönem her şey plansız ve altyapısız yapıldı. Süreçlerin finansmanı planlanmadı. Bu süreçle ilgili sağlık profesyonellerinin görüşleri de alınmamıştı. Yıllar içinde de biz eleştirilerimizde haklı çıktık. Hükümete bütçe yetmedikçe ve açık verdikçe vatandaşın sırtına yük konuldu. Katkı payı, ilaç fiyat farkı, muayene katkı payı ve reçete hizmet bedeli gibi kalemlere sürekli yenileri eklenerek vatandaştan paralar alınmaya başlandı. Bu da vatandaşı aldığı ilacın neredeyse yarısını nakit öder hale getirdi. Hatta çoğu zaman sadece ilacı alsa daha kar ediyor. Çünkü hastane bedeli vs. bir sürü kaleme para ödüyor. Sosyal devlette eğitimle birlikte sağlığın da ücretsiz olmasını savunuyoruz. Parası olan özel hastaneye gidiyor ve aradaki fiyat farkını ödeyerek, tedavi olabiliyor. Ya parası olmayan ne yapacak? Devlet hastanesinde kuyruklara girmeyi sürdürecek! Hükümet, sağlıkta dönüşümü eskiye dönüşüm olarak sürdürmeli. Çünkü ilk başlarda sadece 90 kuruş ödüyorduk. Şimdi geldiğimiz nokta ise korkunç. İnanılmaz paralar alınıyor. Vatandaşın aile hekimliğinde para ödemesi, yeşil kartlıların bile para ödemesi ciddi bir çelişkidir' ifadelerini kullandı.