Uzun ilişkilerin ve evliliklerin karşısına dikilen en büyük tehlike, sadakatsizlik. Geçen yılların sonunda eşe karşı hissedilen cinsel arzu ve heyecanın azalması bazı erkekleri dışarıda yeni arayışlara yönlendirebiliyor. Almanya'da Bonn Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bilimsel çalışmalar erkekte sadakatsizliğin panzehirinin oksitosin hormonu olduğunu gösteriyor.

İlişkilerde arzu ve tutkunun en yüksek seviyelerde olduğu ve bilimsel araştırmalar tarafından 'fırtınalı aşk'ın da ortalama ömrü olarak belirlenen ilk iki sene geride kaldıktan sonra yitirilen coşkuya duyulan özlem ne yazık ki bazı erkekleri sadakatsizliğe sürüklüyor. Aldatma tabii ki bireyin, özellikle evlilik kurumuna dair sahip olduğu değerleriyle doğrudan ilişkili. Fakat son yıllarda sürdürülen deney ve çalışmalar, erkeklerin eşlerine karşı hissettiği derin bağlılık hissinin ve sadakatin bataryasının oksitosin hormonu olduğunu kanıtlıyor. Bonn Üniversitesi'nin gerçekleştirdiği son araştırma verilerine göre erkeklerde yükselen oksitosin salınımı, onları yanlış yola sapmaktan alıkoyuyor.

'Sevgi ve sadakat hormonu' olarak anılıyor

Beyinde hipotalamusta sentez edilip ve arka hipofizden salınan oksitosin hormonu daha çok kadınlarda doğum sırasında ve sonrasındaki rolü ile bilinen bir hormon. 'Sevgi ve sadakat hormonu' olarak da anılan oksitosin, anne-çocuk arasında oluşan koşulsuz sevgi üzerine kurulu benzersiz bağdan sorumlu. Son yıllarda yapılan araştırmalarda, erkeklerde de salınımı gerçekleşen bu hormonun fiziksel ve zihinsel açıdan sağladığı olumlu gelişmeler göze çarpıyor. Şefkat, merhamet, sevecenlik, sahiplenme ve koruma gibi duygu ve davranış biçimlerini ortaya çıkaran ve güçlendiren oksitosin ayrıca stresli anlarda salınan, vücuttaki şeker oranını ve kolesterolü yükselten kortizol hormonunun doğal dengeleyicisi.

Oksitosin erkeklerin gözünün dışarı kaymasını engelliyor


Faydaları saymakla bitmeyen bu hormonun özellikle erkeklerde aldatma eylemini frenliyor olması evliliklerin de kurtarıcısı olduğunu gösteriyor. Neuroscience dergisinde yayınlanan Bonn Üniversitesi'nin 86 evli erkek gönüllü ile gerçekleştirdiği deney çalışması bunu kanıtlar nitelikte. Deney sırasında erkeklerin yarısına burundan sprey yoluyla altı doz oksitosin, diğer gruba farmakolojik olarak hiçbir etkisi olmayan plasebo veriliyor. 45 dakika sonra her erkek denek, diğerlerinden ayrı oldukları bir alanda, belli bir noktada ayakta bekletiliyor. Odaya giren çekici bir kadın kendilerine yaklaşırken, rahatsızlık duydukları anda "Dur" denmeleri isteniyor. Oksitosin etkisinde olan erkekler çekici kadının kendilerinden ortalama 75 santimetre uzakta durmasını talep ederken (göz göze gelinirse bu mesafe 1 metreye kadar çıkıyor) diğer grupta bu mesafe yarıya hatta temas edilebilecek düzeye kadar düşüyor. Deneyin ikinci aşamasında gönüllülerin bilgisayarda birçok seksi kadın fotoğrafına sırayla bakması gerekiyor. Plasebo almış olan erkekler her fotoğrafı uzun süre incelerken, sadakat hormonu yüksek seviyede olan denekler fotoğrafları hızla geçiyor.

En büyük kaynağı eşinizle sıklıkla kuracağınız yakın temas

Peki bu hayati önem taşıyan hormonun salınımını arttırmak için neler yapmalıyız? Oksitosinin en başarılı kaynağı yakın temas ve sarılma. Eşinize sık sık dokunmanız ve sarılmanız oksitosin oranını yükseltecektir. Mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin ile oksitosin beyin tarafından aynı anda salgılanıyor. Bu sebeple serotonin salınımını yükselten peynir, çikolata, portakal, mandalina, domates ve badem gibi besinleri tüketmenizde fayda var. Oksitosin orgazm sırasında yoğun olarak salınmakta. Masajın da bu hormon seviyesini yükselttiği biliniyor. Bir başka yolu da kedi ve köpek gibi hayvanları okşamak. Evde bir hayvan sahibi olmak ve ona sık sık dokunmak eşinizle sizi birbirinize kenetleyebilir.

Erkeklerde duyarlılık ve empati yeteneğini geliştiriyor


İsrail Bar-Ilan Üniversitesi'nin çiftler üzerinde 6 ay boyunca sürdürdüğü çalışmanın sonucu olarak sunduğu verilere göre yüksek oksitosin hormonu salınımı, ilişki süresini da uzatıyor. Çalışma başında ilişkileri yeni başlamış çiftlerden, 6 ay sonunda hala beraber ve mutlu olanlarda erkek deneklerin oksitosin fazlası olduğu gözlemleniyor. Social Cognitive and Affective Neuroscience dergisinde yayınlanan 47 heteroseksüel çift ile gerçekleştirilen deneyde; oksitosin etkisinde olan erkeklerin, normal hayatta eşleriyle şiddetli bir şekilde tartıştıkları konuların bahsi açıldığında, son derece uzlaşmacı, sakin ve pozitif bir tutum sergiledikleri gözlemleniyor. Aynı denekler üzerinde yapılan göz bebeği hareketlerini gözlemleme çalışmasında, bu hormonun erkeklerde duyarlılık yeteneğini geliştirdiği de ortaya çıkıyor. Otizm ve asperger sendromu gibi, iletişim kurulan kişideki tepki ve duygu belirtilerinin algılanamadığı rahatsızlıklarda tedavi açısından büyük gelişmeler kaydedilmesini sağlayan oksitosinin empati yeteneğinin temelinde yatan unsur olduğu belirtiliyor.