Kırgızistanlı Elgisa Kasımbekova 2011 yılında tüberküloz hastalığına yakalandı. Ülkesinde hastalığı tedavi edilemeyen Kasımbekova, 2015 yılının mayıs ayında bir yakının tavsiyesi üzerine ailesinin maddi durumunun kötü olması nedeniyle tek başına İzmir'e geldi. Sağlık Bakanlığı İzmir Kuzey Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne bağlı Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tüberküloz Servisi'nde ilerlemiş-'dirençli tüberküloz' tanısı konulan Kasımbekova, iki yıl tedavi gördü. Hastanedeki doktor ve çalışanların yakın ilgisi sayesinde Kasımbekova sağlığına kavuştu.

Yakınlarının uzakta olmanın verdiği burukluğa rağmen hastane çalışanlarını ailesinin yerine koyan Kasımbekova, ülkesine döneceği günü iple çekiyor.

Ailesini ve okulunu çok özlediğini belirten Kırgız Ulusal Üniversitesi Ekonomi Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Kasımbekova, şunları söyledi:

"18 yaşından beri tüberküloz hastayım. Buraya 2015 Mayıs ayında geldim. Hastalığımın ilk zamanlarında çok kötüydüm ve bu durum benim moralimi çok bozuyordu. Bu hastaneye geldikten sonra iyileşmeye başladım ve şu anda gayet iyiyim, yemek yiyebiliyorum, yürüyebiliyorum, ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Kırgızistan'da ekonomi bölümünde okuyordum, ikinci sınıftan sonra hastalandım ve okulumu dondurmak zorunda kaldım. Ama iyileşince tekrar başlayacağım. İlk geldiğim zamanlar iletişim açısından çok zorluk çektim. Burada çalışanların desteğiyle ve televizyon seyrederek kısa zamanda Türkçe öğrendim. Kırgızistan'da tüberküloz hastalığı çok yaygın. Orada doktorlar ameliyat olmazsam iyileşme imkânın olmaz dediler ve sol akciğerim ameliyatla alındı. Ancak ameliyat sonrası yine bir iyileşme olmadı. O süreçte psikolojik olarak çok zor zamanlar geçirdim. Bizim ülkemizde Türkiye'ye özellikle bu hastaneye gelip tedavi olan kişi sayısı çok ve ben de daha önce bu hastaneye gelip tedavi olmuş bir arkadaşımın tavsiyesiyle geldim. 20 aydır buradayım ve hastane çalışanları benim ailem gibi oldular. Bana gösterdikleri ilgi ve yakınlıkla kendimi evimde gibi hissediyorum. Doktorlar, hemşireler, bütün çalışanlar zor zamanlarımda bana destek oldular. Bana gülümsemeyi yeniden öğrettiler. Ailemi ve okulumu çok özledim."


"ELGİSA'NIN ANNESİ VE BABASI OLDUK"


Elgisa'nın doktoru Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Şevket Dereli ise, Elgisa'nın iyi kalpli biri olduğunu ve kısa sürede kendisini sevdirdiğini söyledi. Tedavi süresince Elgisa'nın ailesinden uzak olmasının eksikliğini hissettirmemeye çalıştıklarını anlatan Dr. Dereli, onun tedavisiyle ilgili şunları söyledi:

"Elgisa bize geldiğinde sol akciğeri lezyonlardan (yaralardan) dolayı ameliyat edilerek alınmıştı. Ancak buna rağmen iyileşememişti. Tüm ilaçlara dirençli olan bir tüberküloz hastalığı olduğundan ve hastalık ileri seviyede ilerleme gösterdiğinden ağır bir vaka olarak burada gerekli müdahalelerle tedavisini başlattık. Bu tür hastalarda yüzde 50 bir iyileşme oranı oluyor ve ne yazık ki 100 hastadan 50'si kaybedilebiliyor. Elgisa, tedavisi sürecinde gayet uyumlu ve sabırlı davranarak iyileşmesine katkıda bulundu. Şu anda durumu iyi ve günlük işlerini kendi kendine yapabiliyor. Bizde ekip olarak onunla bazen arkadaş bazen ise anne-baba gibi olduk. Hastane yönetimimizin kendisine sağladığı internet hizmeti ile Elgisa annesiyle görüntülü olarak sık sık görüşme imkanı buldu. Hastane çalışanları onu sinemaya götürdü. İzmir'i gezdirdiler. Yaz sonuna doğru tedavisinin tamamlanacak ve ülkesine dönecek."