Uyku sırasında ağız, boğaz ve burun arkasındaki hava yolunda oluşan darlık varlığında horlama görülebildiğini belirten Kayhan, "Özellikle çocukluk çağında tedavi edilmeyen horlamalar ileri yaşta apne gelişmesine neden olabilir. Ebeveynlerin, çocukların gece uykularını yakın takibe almaları, uykuda ağzının açık olup olmadığı, horlama veya hırıltılı nefes almalar belli zaman aralıklarıyla kontrol edilmeli" dedi.
Uyku apnesinin yaşam kalitesini bozduğunu dile getiren Kayhan, "Gece boyu uykusunu alamayan hastalar gündüz bazen uygun olmayan yerlerde ve zamanlarda uyuyakalarak iş ve özel hayatlarında ciddi problemler yaşayabiliyor. Uykusuzluğun yanı sıra; horlama, ağız-boğaz kuruluğu, gece idrara çıkma, uykuda aşırı hareketlilik, uykuyu sürdürmede bozukluk, gündüz uykululuk hali ve gündüz uyuklama, sabah yorgun, dinlenmemiş uyanma ve baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, hafıza kusurları, dikkat azlığı, sinirlilik, cinsel fonksiyon bozuklukları ve ilerleyici kilo alımı veya kilo verememek gibi çok farklı belirtiler de ortaya çıkabiliyor" diye konuştu.

Tedavide geç kalmayın

Farklı nedenlerden kaynaklanabilen uyku apnesinin tedavisinde multidisipliner yaklaşımın önemini vurgulayan Kayhan, "Kulak burun boğaz hastalıkları, göğüs hastalıkları ve nöroloji uzmanları tarafından yapılan muayene ile birlikte bazı tetkiklerin değerlendirmeleri sonrası uyku apnesinin teşhisi konulabilir. Horlama ve uyku apnesinin vücutta neden olduğu değişiklik ve bozuklukları tespit etmek için polisomnografi yani uyku testi yapılır. Uyku testinde, hasta uyku laboratuvarında bir gece yatırılarak bazı parametreler gelişmiş teknolojik izleme cihazları ile kayıt ve analiz edilir" dedi.  

Tıkayıcı uyku apnesinde her hastada patoloji farklı olduğu için cerrahi başarının, doğru hastaya, doğru tıkanma bölgelerine, doğru ameliyatı yapmakla sağlanabileceğini ifade eden Kayhan, "Horlama hastalarında üst solunum yoluna değişik cerrahi yöntemler uygulanabilir. Hafif, orta ve ileri tıkayıcı uyku apneli hastalar genel anestezi ile ameliyat olmalarında sakınca yoksa cerrahi tedavi için uygun adaylardır. Orta ve ileri tıkayıcı uyku apneli hastaların yarısından fazlası CPAP kullanamaz. Tıkayıcı uyku apneli bu hastalarda son yıllarda çok seviyeli robotik uyku apnesi cerrahisi ile başarılı sonuçlar alınıyor. Uyku apnesinin robotik cerrahi ile tedavisinin birçok avantajı bulunuyor. Robotik cerrahi ile açık cerrahi veya endoskopik cerrahi aletlerinin ulaşamadığı ve görüntüleyemediği dil kökü ve gırtlağın üst kısmına kolaylıkla ulaşılıyor. Robotun kollarına takılan ve el bileğini taklit eden uçlar, el bileğinden daha fazla düzlemde hareket kabiliyeti var. El titremişi gibi risklerin önüne geçilirken, robot 3 boyutlu ve 16 kez büyütme olanağı sağlar. Bu görüş üstünlüğü ile dokular daha iyi görünür, çıkarılma, damar ve sinirlerin korunması, dikiş atılması ve kanama kontrolü daha iyi yapılır. Trakeotomi adı verilen solunum yoluna delik açma işlemine gerek kalmadan çok başarılı tıkayıcı uyku apnesi ameliyatları gerçekleştirilebilir" diye konuştu.