Uzun yıllar CHP Urla İlçe Teşkilatının Başkanlığını yapan ve siyaset içinde büyüyen CHP 1. Bölge aday adayı Avukat Yusuf Baratalı gazetemizi ziyaret etti. Gazetemizi ziyaretinde sorularımızı yanıtlayan Baratalı, 'Türkiye'de her şey değişiyor ama seçim sistemi değişmiyor. Güçlüyü daha güçlü yapma üzerine kurulmuş bir seçim sistemi var' dedi.

CHP 1. Bölge aday adayı Avukat Yusuf Baratalı gazetemizi ziyaret etti. 'Daha idealist insanlar siyasete girmeli. Artık sağ duyarlı değil sol duyarlı olmamızın zamanı geldi' diyen Baratalı, Mevcut ekonomik durumdan, seçim sitemine kadar bir çok konudaki görüşlerini paylaştı.

-Aday adayı oldunuz. Bu süreç geçer ve milletvekili adayı olursanız. Biliyorsunuz seçimlerle ilgili bir sürü spükülasyonlar var. Seçilceğinize inanıyor musunuz?

Türkiye'de çok adaletsiz bir seçim sistemi var. Türkiye'de her şey değişiyor ama seçim sistemi değişmiyor. Güçlüyü daha güçlü yapma üzerine kurulmuş bir yapı. 2002 seçimlerinden örnek verirsek CHP yüzde 30 oranında oy aldı. Genç Parti sürpriz bir atak yaparak yüzde 20'lerde oy aldı. Türkiye barajını geçemediği için AKP İzmir'de 3. parti olmasına rağmen 8 milletvekili aldı. Malesef bu sistemimizin adaletsizliği. Bunun içinde iktidarda bulunanların demokrasi adına 'tavizler vermesi' gerekiyor. Güçlü olduğunuzda bu tavizleri verir güçsüz olduğunuzda da o adaletten yararlanırsınız. Bu feragat değil açıkçası. Uyum yasası, ileri demokrasi diyorsunuz. Garip gözüküyor o zaman. 2007'de mesala Anavatan Partisi, Doğruyol ya da Demokrat Parti'yle işbirliği yapmıştı, 9.6 ile kaldı. Belki Türkiye'de 500 bin oy alsa AKP'nin oy oranı düşecekti. 40 milletvekili AKP'den 25 milletvekili CHP'den gidecek ve Erdoğan cumhurbaşkanı olmayacaktı. O yüzden sandığa gitmemeyi olumsuz bir şey olarak görüyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan yüzde 53 oranında oy aldı. Katılım oranı yüzde 85'lerde kalmış. Şu senaryo çıkıyor; Türkiye'de yüzde 95 civarı katılım oranı yerel seçimlerde daha yüksek oluyor. Yüzde 95 oranında bir katılım olsaydı Erdoğan 1. turu geçemeyecekti. O yüzden verilen oy çok önemli. Ben temiz olduğumu insanlarında bunu gördüğünü düşünüyorum. Açıkçası insanlara bu güveni verdiğim için bir sıkıntıyla karşılaşacağımı düşünmüyorum.

-Kullanılmayan oylarda seçimi etkiliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Urla'da kallanılmayan oy oranı bakımından bir sorun yaşamıyoruz. Urla çok demokratik bir yer. O yapıyı da bozma yolunda çabalar var. Ben Urla'da yoğun bir öğretmen grubunun avukatlığını yapıyorum. Kredi masrafları gibi. Eğitim-Sen'li dostlarımızda bir fotoğraf attılar. Urla'da bir fotoğraf. Urla'da AKP Urla İlçe Başkanlığı'na bir aday adayı gelmiş. Urla Eğitim Müdürü ve dokuz tane okul müdürüyle birlikte 5-6 öğretmenle AKP aday adayını ilçe başkanlığında ziyaret ediyor. Karaburun ve Seferihisar'da da aynı durum olmuş. CHP'ye 1950'e kadar bir parti devleti vardı. Şimdi o parti devleti diyenlere bu ne diye sormak gerekir. Aslında herkes kendi işini yapsa Türkiye'de hiç bir sorun kalmayacak.

-Tehdit veya gıda ve kömür paketleriyle insanların oylarının devşirilmeye çalışıldığını da gördük...

Kaymakamların çiftçilere borçlarını sileceğiz tabii mevcut iktidara oy atarsınız lafını anlamıyorum. İnsanların borçları, kredileri var. Tamamen korkutma taktiği. Korkutarak oy devşiriyorlar. Tarım malesef günümüzde girdileri çok olup ürününün para etmediği bir durum. Urla'da Yağcılar Domatesi çok meşhurdur. En iyi para yapacağı zamanda 2 lira. Mazotun litresi 3.80 mazota yüzde 10 KDV, ÖTV ödüyorsunuz. Domates satarken yüzde 1 KDV tahsis ediyorsunuz. Ben şuna inanmıyorum AKP giderse ekonomi batar. Niye batsın?


-Muhalefetin tam olarak yapacaklarını ve projelerini anlatamadığına dair eleştiriler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye çok gergin ortamlardan geçti. Bu 4 yılı çok iyi tahlil etmek lazım. Gazeteci olduğunu iddia eden adam elinde bir bavulla gitti. Şimdi ise o bavulla kendisi ceza evine girdi. Gündem bunlarla devamlı meşgul edildiği için muhalefet derdini ve projelerini tam anlatamadı. Mesela CHP'nin çok ciddi tarım politikaları var yine keza ekonomiye ilişkin politikaları var. Kadnların ve işsizliğe karşı önemli projeler var. Dediğim gibi bunu anlatacak ya da dinleyen geniş bir kitle bulamadı. Bu tabii hem partinin hem de bizim de eksikliğimiz.

Ekonomi iyi gidiyor diyor, iktidar(!) İzmir'den bakarsanız ekonomi nasıl?


Ekonomik şartların kötüleştirilmesi veya kötü tutulması. Başbakan ekonomi iyi gidiyor diyor. Kendisi ne yiyip içiyorsa bizde aynısını yiyelim. Durum ortada. Ekonomi iyi gidiyor diyorlar sonra askeri ücretle çalışan birine siz geçinin diyorsunuz. Elektrik, su ve asgari şartlarda beslenin diyorsunuz. Kira parası da var. İzmir'de kira parası 400 lira altında olan bir yer yok. İnsanlar akşam ne yapacağının derdinde. Akşamını düşündüğü için yarınını düşenemiyor. Bağımlı hale geliyor. Tayyip oradan valilere gıda paketini, kömürü sen dağatacaksın diyor. Böyle bir yönetim ve şartlarda yaşıyoruz.

Daha yeni gördüm. 80 Anaysası'ndan güç alan iktidarın 80 Anayasası'nı tanımıyor. Mevcut anayasa uygulanıyor mu? Sizce Türkiye'de her şey kağıt üstünde kalmıyor mu?


Efkan Ala 80 Anayasasını tanımadığını söylüyor. Çok değişik biri. Hukukçu gözüyle bakıyorum olmuyor, siyesetçi gözüyle değerlendirmeye çalışıyorum olmuyor. Bizde unutuyoruz. Sonuçları odaklanıyoruz. Soma'da 301 madenci öldü deyip bitiriyoruz. Peki niye öldü? Bas bas bağırılıyor taşeronlaşma sisteminden kaynaklandığı. Öğlen 12 ve 1 arası toprağın 100 metre altında öğlen yemeklerini yemeye dışarı çıksaydı bu kadar ölüm olmayacaktı. Başbakan madenlerde şartları iyileştireceğiz dedi. Bu da iş yerlerinin alyhine oldu. Çalışma şartları kısaldı. Kağıt üzerinde baktığımızda biz çok demokratiğiz ama uygulama çok önemli.

Sizce iktidarın İzmir'e bakışı nasıl?

İzmir iktidarın baskısı altında. Bunu en somut örneği yapımı zorlaştırılan metro projesi.  İzmir kendi kaynaklarıyla metro yapmaya çalışıyor. İhalesi başbakanlık tarafından iptal ediliyor, yurtdışı kredi için hazine müsteşarlığı ve bakanlığın onay ve kefalet vermasi lazım bu verilmiyor. Bu yüzden de Ankara ve İstanbul'a göre birçok projeyi daha maliyetli yapmak zorunda kalıyor. Bana göre Ankara ve İstanbul'a göre 5 ve 6  kat metroyu daha ucuza mal ediyoruz. Metro haricinde Çamlı Barajı meselesi var. Yıllardır İzmir'in su sorununa önemli bir çözüm getirecek bir proje. Bunu da devlet su işleri ve bakanlık engelliyor. Yüksek maliyetlerle borçlanarak projelerinizi uzun bir zamana yaymak zorunda kalıyorsunuz. İstanbul ve Ankara'nın metrosunu Ulaştırma Bakanlığı devraldı.

İzmir'in sizce başka sıkıntıları neler?


İzmir'in şöyle bir sıkıntısı da var. Urla'da 3 tane antik kent var. Bunlardan biri İsa'dan önce 4 binlere dayanıyor. Elinizi nereye atsanız bir tarihi esere çarpıyor. Dağlarla da çevrelenmiş ve şahir her geçen gün büyüyor. Feci bir yapılaşma var. İzmir'in gerek coğrafi gerek devlet teşvikleri bakımından sıkıntıları var.  Devlet teşvikleriden, sanayi yatırımlarından yararlanamıyor. Burnumuzun dibindeki Manisa'ya bütün sanayi yatırımlarımız gitti. Manisa'nın yarısı kadar teşvik ve indirim alabilsek İzmir'deki yatırımlar artacaktır. Ekonomi zayıflayınca işsizlik artıyor. Bence devlet Diyojen'in dediği gibi 'Gölge etmesin' biz kendi kendimize yeteriz.

Meclise girmeniz durumunda tavrınız nasıl olacak? Neler yapacaksınız?

Ben yarım adalıyım. Öncelikle kendi yöremin sorunlarını daha iyi biliyorum. Öncelikle devletin İzmir'e bakışını değiştireceğim. Biz İzmir'in bilinen sıfatlarından arındırılması gereken bir yer değil. İzmir 'Gavur İzmir' değil. İzmir Kurtuluş Savaşı'nda ilk kurşunun atıldığı ve düşmenın denize döküldüğü bir yer. İzmir bir Cumhuriyet kenti. İzmir bir medeniyet şehri, Akdeniz'i incisi deriz. İzmir Osmanlı ve Selçuklu'nunda öncesi olan tarihine de sahiplenip varolan bakışı değiştirmek lazım. İzmir'e devlet elini bir kere uzatırsa İzmir elini iki kere uzatır. İzmir'in önemli ulaşım sorunları  var. Devlet, hükümet tarafından bizzat engellenen. Çevre yollarının zamanında bitirilmemesi, metro projelerinin kesintiye uğratılması gibi. İzmir'in ulaşım sorununu  çözdüğümüz an insanlar daha rahat hareket edecektir. Rahat hareket ettikleri zaman ticaret ve iş olanakları da artacaktır.

İzmir'in ulaşım sorununu çözmek İzmir'e nasıl bir katkı sağlayacak? Bir de Urla'da yaşadığınız için Urla'ya ne kolaylıklar sağlayacaktır bu durum?

Urla'da oturuyorum. Metro  ve hafif raylı sistemi Yüksek eknoloji Üniversitesi'ne kadar uzatabilsek devlet projesi olarak arabalarımız yerine trenle İzmir'e geleceğiz. İzmir'de işsizlik sorunu var diyoruz. Urla'da akadaşlarımız geliyor iş için. İş buluyoruz, Çiğli'de. Bir insana Çiğli'de iş buldum oraya git demek real bir olay değil. Metro ve raylı sistemi İzmir'in geneline yayarsanız. Urla'dan Çiğli'ye hızlı ve makul ücretlerle gidebilirsiniz. Meclise girersem önceliğim İzmir'in ulaşım sorununu çözmek için çalışmak olacaktır. İzmir'in devlet, belediye ve bütün kamu kurumlarıyla birlikte bir vizyon belirlemesini herhalde düşünmemiz gerekiyor.

İzmir eskiden bir tarım kentiydi artık bu özlelliğini kaybediyor ya da kaybetti. Bu konuda ki düşünceleriniz de öğrenebilir miyiz?


Sadece İzmir'de değil Türkiye'nin her yerinde ciddi istihdam sağlayacak tarım bitirildi. Bu bir devlet politikası olarak uygulandı. Biz zamanında tütün tarlasını boş bırakıldığı için bile teşvik aldık. Ülke o dönemleri yaşadı. Babamın bir lafı vardır: 'Artık vatana ihanet topla tüfekle olmuyor. Ekonomik koşullarla yapılıyor.' Ben diyorum ki eğer siyasetten mevcut durumdan şikayet ediyorsak iyi ve idealist adaylar siyasette desteklenmeli. Daha idealist insanlar siyasete girmeli. Artık sağ duyarlı değil sol duyarlı olmamızın zamanı geldi hatta geçiyor.