Bucaspor ve Karşıyaka kongrelerini yaptıktan sonra Altay'ın yapacağı seçimi beklerken hafta içerisinde Göztepe'den gelen haber İzmir futbolunun en önemli gelişmesi haline geldi. Aynı liseden mezun olduğum Mehmet Sepil'in 7.5 milyon dolar karsılıgında Göztepe kulübünü satın aldığı ve hedefi Avrupa olarak belirlemesi önemli bir gündem haline geldi. Göztepe başkanlığını 20-30 yaşlardan beridir hayal ettiğini söyleyen Sepil, umarım Altınbaşlar gibi büyük hayal kırıklıkları yaşamadan hedeflerine ulaşır.

Seçime bir gün kala neden böyle bir giriş yaptım. Birçok liseli kardeşim yıl içerisinde bana birçok mesaj attı. Altay için ne yapabiliriz diye. Onlara hep söylediğim Altaylılık sadece maça gelmek deplasmana gitmekle olmaz. Mutlaka derslerinize iyi çalışın toplumda iyi yerlere gelin ki gelecekte Altay'ın kurtuluşunda sizin de yeriniz olsun. Bu anlamda Sayın Sepil'i takdir ederken son yıllarda camiamızın güç kaybetmesinin altında camia bireylerinin de güc kaybetmesi olduğunu fark ettim. Bir kurtarıcı beklemek yerine yarın yapılacak seçimle birlikte başkan kim olursa olsun tüm gücümüzü birleştirerek mücadele etmek Altay'ın kurtuluşu için mutlak şart haline gelmiştir.

Yarın ki seçim Altay için bir şanstır. Bir tarafta uzun yıllar camiamıza hizmet etmiş camiamızdan insanlara birçok iyiliği dokunmuş bir uzman doktor diğer tarafta uzun yıllardır duymadığımız söylemleri dile getiren Altay'da çıtayı yükseltmeyi başaran bir inşaat mühendisi. Her iki aday da talip oldukları koltuğun itibarını bilerek büyük bir özenle seçim görüşmelerini sürdürdüklerini gözlemlemekteyim. Bununla birlikte özellikle gerçek isim kullanılmadan yazılabilen sosyal medya platformlarında her iki adaya destek ve karşıt olanlar o kadar ağır ithamlarla birbirlerini suçluyorlar ki yarın Altay başkanlığına oturabilecek iki değerli adayın imajını zedeleyip Altay'ın marka değerini düşürüyorlar. Bunun Altay'a verilebilecek büyük bir zarar olduğunu düşünüyorum.
Altay'da seçimi kim kazanırsa kazansın birlik oluşturulamazsa son on yılda kulübü bu hale getiren kavgalar sonlandırılmazsa kaybeden Altay kulübü olacaktır. O zaman Altay'da da bir Mehmet Sepil çıkar mı bilemiyorum. Yüz yılı doldurmuş bir camiayı kişilerin insafına bırakmak istemiyorsak hepimiz güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Bir tarafta Altay'ı cok sevdiğini ve bunun icin maddi manevi vermekten cekinmedigini gordugum insanlar cok guclu bir liste kurmus ve hic gormedigim kadar inanclı ve kararlıyken diger tarafta 2 trilyon gibi buyuk bir rakamı borc yazdırmayacaklarına soz veren yepyeni insanlar. 3 yıl önce genel kurul üye yapısı yüzünden tartıştığım ve zaman içersinde birbirimizi daha iyi tanıyıp güven duyduğumuz Cenk Tekelioğlu'nun twitterda yazdığım bir mesaja cevabı gibi 'Söz ağızdan çıkana kadar benim esirim/ağızdan çıktıktan sonra ben onun esiriyim' lafını prensip edinen aday Altay başkanı olsun.