1999 yılıydı. Ege Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri kliniğinde çömez bir asistan olarak görev yapıyordum. Z. İsminde mühendislik fakültesi öğrencisi paranoid şizofreni tanılı bir hastanın takip ve tedavi sorumluluğu bana verilmişti. Z. çok zeki biriydi. Sürekli bana şunu söylüyordu 'Paranoyak olmam takip edilmemi engellemez. Kabul ediyorum ben bir paranoyağım ama telefonlarım dinleniyor, takip ediliyorum'. Meslek hayatım boyunca değerli hocalarımın yanında hastalarımdan da bir şeyler öğrenmek her zaman beni mutlu etti ve hala da hastalarımdan her gün yeni bir şeyler öğrenip, kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Meslek hayatımın ilk hastalarından biri olan Z.'nin söyledikleri de her zaman aklımda oldu. Aradan yıllar geçtikten sonra ben dahil ülkedeki birçok vatandaşın acaba telefonum dinleniyor mudur şüphesi sonrası ülkenin en yetkin otoritesi görünümünde olan Recep Tayyip Erdoğan'ın bile telefonlarının dinlendiğinden yakınması bana yine Z.'yi anımsattı.

O yıllarda Altay Süper Lig'de en çok yer almış dördüncü takım. Tüm oynanmış liglere sadece iki defa iştirak edememiş. Etrafımdaki herhangi biri; sadece 15 yıl sonra Altay sezon açılış maçını Menemen'de; Karşıyaka sezon maçlarını Buca'da, İzmir'i en üst düzeyde temsil eden takımlardan biri de maçlarını Manisa'da oynamak zorunda kalacak dese muhtemelen akıl sağlığından şüphe eder, ya da İzmir'e karşı savaş açılacağından ve yok edileceğinden endişe duyardım. Maalesef İzmir'e karşı bir düşman olmasa da bir zihniyet savaş açtı ve İzmir'e ait olan her şey elinden alınmaya gayret ediliyor.
Bu yazıyı gazeteye teslim ettiğim günde Altay taraftarı ve İzmir'in değerlerini korumaya gayret eden kişiler belki de dünya futbol tarihinde ilk defa gerçekleşecek bir eyleme hazırlanıyor. Altay takımı şehirden 42 km uzakta bir ilçede maç oynamaya mecbur bırakılmışken, uğrunda binlerce km yol gitmekten çekinmeyen büyük taraftarı tarihlerine; değerlerine sahip çıkarak bugünkü karşılaşmada takımlarını belki de ilk defa fiziksel olarak yalnız bırakmış görünecek. Onlar bugün; her zamanki gibi maç saatinde kulübün kalbinde Alsancak Stadında tribünlerde yerini alarak; Altay'a ve İzmir'e her koşulda sahip çıkacaklarını haykıracaklar.

12 Eylül darbesi sonrası tüm sivil toplum örgütleri üzerine baskı uygulanırken, futbolun bir afyon gibi topluma sunulması ve taraftar hareketlerine nispeten özgürlük sağlanması bugün Gezi direnişinde gözlemlediğimiz gibi en etkin örgütlü eylemlerin taraftarlarca yapılmasına zemin hazırladı. Altay Alsancak Stadı için de camianın önde gelenleri, şehri yöneten yöneticiler sessiz ve çaresiz kalmışken Altay 1914 Taraftarlar Derneği zekice, yüreklice ve fedakarca bir eylemi hayata geçirerek ülke gündemine Alsancak Stadını sokmaya gayret ediyorlar.

Geçmişte Altay camiasının yaşadığı erozyonu İzmirli başka camialarda da görmüştük. İnsanların kişisel hırs ve kavgaları kulüpleri çıkmazlara sokmuştu. İzmirspor bu kavgalar neticesinde bugün hiç hak etmediği yerlerde geziniyor. Altınordu ve Göztepe ise şirketleşerek yok oluşun önüne geçmeye çalıştı. Altınordu yıllarca yok olma sınırında gezindi durdu ve sonunda futbol tutkunu bir başkanın öncülüğünde hayata döndü. Göztepe'de ise yiğidi öldürüp hakkını vermemiz gerekir. Yok olmaya yüz tutan kulüplerine Yenidoğanlı İsmail isimli taraftar lideri ve arkadaşları öyle bir marka değeri kattı ki, Göztepe alıcılar için bir cazibe olmayı başardı. Bu süreçte İsmail ve arkadaşlarının İzmir'in yarısında Göztepe ismini yazmadıkları tek taş bırakmadıklarını, kendi takımları için ses getirecek eylemler yapmaktan hiç vazgeçmediklerini hatırlatırım.

Altay camiası da son on yılın erozyonu içerisinde giderek küçüldü ve gücünü yitirdi. Bugün Altay Taraftar Derneği öncülüğünde Altay markası yaşatılmaya ve değer kazandırılmaya gayret ediliyor. Onların bu çabalarını alkışlamak Altaylı olarak, futbolu seven hatta İzmirliyim diyenler için bir görev olmalıdır. Bu mücadelede onların yanında olmak hepimizin sorumluluğu olmalıdır. Altaylı ol ya da olma İzmirliyim diyorsan bu mücadelede sen yoksan bir kişi eksiğiz demektir. Unutma ki, yoksa sıra sana ve senin değerlerine de gelecek...