Memlekette gündem su gibi değişir diyorlar ya! Yalan.
Gündem hep aynı... Rüşvet, yolsuzluk, ölümler, tehditler, ağaçlar, HES'ler, göçükler, kredi borçları, ekonomik sıkıntı, kadın cinayetleri, sapık pedofililerin uçkur maceraları... Başka bir konuyu; bir tanecik başka bir konuyu gündemde gören bir Allah'ın kulu var mı?
Gazetelerde çıkan "Batman'da 30 Milyon Varil Petrol Bulundu", "Artık Ukrayna'dan Fazla Doğalgazımız Olacak" gibi uydurmasyon, uydurmasyon çünkü normalde taksi durakları, bina mantolamaları gibi asrın projelerinin açılışını yapan asırların lideri koşa koşa gider, yer altı kaynaklarını bulanları madalyaya boğar, oraları tavaf eder, çevresindeki arsaları ilgili Vakfına hoplatır, bin defa da tekrar tekrar açardı ki tam olarak açıldığı belli olsun. İşte bu uydurmasyon haberler dışında bu ülkede bir güzel ve gerçek gelişme var mı?
Başbakanlığa ve AKP'ye vekaleten bakan Davutoğlu'nun her salı grup toplantılarında, sadece beyninin %1 kadarını kullanabilenlerin kıymet verdiği neo vatan, neo millet ve neo sakarya tadındaki konuşmalarının satır aralarında verdiği/ dağıttığı umut ve hayalden başka! Bu ülkede iyi bir şey duyan var mı?
Baktıkça memleketin bu manzarasına Kemal Sunal'ın "Agam bu suyun esansı eksik!" diyerek havuza i.emesini hatırlıyorum. Birileri bu havuza sürekli i.edi. Ama bu olayın eyleyenleri, tarih boyunca hep farklı oldu. Ezenler! İktidar sahipleri! Toplumu yönetenler, ona yön verenler halk denilen aslında sessiz sakin ve saf kitlelerin yüzdüğü sulara kendi leşlerini, pisliklerini esans diye kattılar, zehirlediler. Zehirlendik.
Gündem değişmiyor Efendiler. Gündem hep aynı. Gündem, pislik çukurunun içindeki farklı b.klar! Her gün, her dakika farklı bir b.k, yüzdüğümüz bu çukurda ağzımıza, burnumuza giriyor.
Bir de kendi pisliklerini yedikleri için domuzlara kızar (tavuklar yemez sanki), geç kızmayı domuzdan nefret ederiz. Onu da Allah yaratmamış gibi! Biz kendi pisliğimizde yüzüyoruz.
Hangi ülkede 100 milyar doların üzerinde rüşvet iddiası ve suçlaması var ve o olayların failleri/tarafları hala iktidarda?

*

Ülke, sağlığını günbegün kaybeden bir canlı tarafından zapturapt altına alınmış durumda. En son prezervatiflerle konuşuyordu bu zat. "Eyyyy prezervatif! Sen bu ülkeye vahşi kapitalizmin, Batı'nın dayattığı bir soykırım aracısın!"

*

Ülkenin geleceğini kapkara bulutlara saran bu canlı, sabahtan akşama kadar kimin kiminle evleneceğine, nasıl sevişeceğine, sevişirken nelere dikkat edilmesi gerektiğine, sevişmenin neticelerinden biri olabilecek üreme olayının kesilip kesilemeyeceğine/sonlandırılıp sonlandırılamayacağına, doğumun nasıl yapılacağına ilişkin konuşup duruyor.
Ama bu ülkede! İnternette bir arama motoruna "porno" yazdığında çıkan adreslere giremiyorsun.
Sadece meydanlardan pornografik/erotik konuşmalar yapmak serbest. Ötesi yasak. Sözde özgürlükler ülkesi. Twitter'ın baş belası olduğu bir özgürlükler ülkesi.
Bu ülkedeki bir müteahhit, ne koyacağını tam olarak söylemese de milletin neresine koyacağını açıkça söyleyebilip üzerine daha da ihaleler alabilir! Ama sadece kızlarla erkeklerin aynı bankta oturması ülkenin başındaki canlıyı rahatsız eder, öteki şeyler değil.
Bu ülkenin tepesindeki bir canlı, tutup kızlarla erkekler aynı evde yaşamaz diyor! Polis baskın yapıyor gençlerin evlerine! Ama bu ülkede bir erkeğin 4 kadınla aynı evde "evli" olarak yaşaması sorun değil.
Öte yandan bir bakıyorsunuz "Hamileler dışarı çıkmasın, kadın çalışarak yuvasını dağıtır, eş yoktur zevce vardır" diyen yobazın kızı, uluslararası bir firmada üst düzey bir yönetici olmuş... Ne büyük utançtır kim bilir bir çocuk için öyle bir babaya sahip olmak. Ama helal olsun o kadına! İyi ki var. ...Demek ki bu yobaz sürüsünün kadınlar üzerindeki tahakkümü, kadınları sadece seksin bir aracı gibi görmeleri, sadece kendi aileleri dışındaki kadınlara özgü.
Bildiğin kenar mahallelerdeki serseri, erkek tavrı... Kendi kız kardeşini bir erkekle görse tutup ikisini de öldürür, ama kendisi mahallenin tüm tavuklarına horoz...

*

Bu kadar belden aşağı, düzeysiz konuşup şu konuya girmezsek karnımız ağrır:
Bugüne kadar tanık olunan en uzun ön sevişme, hükümet ile Apo arasında yaşanıyor.
Artık bu öpüşmelerden, koklaşmalardan, dokunmalardan sıkıldık.
Lütfen "icraata" geçsinler de görelim, kim damat kim gelin!
Ne de olsa bir hastalığa bir çare, bir yeni element, bir kimyasal devrim, bir uzay araştırması vs. bulma/yapma gibi bir derdimiz yok.
Çekirdekleri aldık izliyoruz.