Türkiye profesyonel futbol liglerinin 2018 yılının son futbol gününde oynanan 3 maçın tümü de 0-0 beraberlikle sona erdi. 'Herkes tatile çıktı, biz hala sahaya çıktık, maç yapıyoruz. Bir an evvel bitirelim de biz de tatile çıkalım mı' dediler acaba da, karşılaşma bitse de gitsek modunda oynadılar?
Fenerbahçe'nin Antalyaspor ile deplasmanda oynadığı maça ayrıntılı olarak değinmeyeceğim. Kötü bir sezon geçiren Fenerbahçe için üst sıralardaki takımdan 1 puan alması başarı benim için. Oynadıkları futbolla kazanmaları zor. Ancak Antalyaspor da alınan beraberliğe sevindi. Rakiplerinin kötü oyunlarını göz ardı etmişler, ismine takılmışlar. Maç sonu açıklamalarından bu sonuç çıkıyordu. Şimdi uzun uzadıya diğer 2 karşılaşmaya giriş yapayım:

Akhisar üzdü

Akhisar için 'saç baş yoldurdu' ya da 'kahretti' de denebilir aslında. Ben 'üzdü'yü tercih ettim, çünkü kaçan 2 yüzde yüzlük golün ardından sahadan sadece 1 puanla ayrılmak zorunda kalması nasıl üzülmez insan.
***
Karşılaşmaya konuk Atiker Konyaspor hızlı başladı. Daha 2. dakikada öne geçebilirdi. Ömer Ali kaleciyi de geçti. Baskıya rağmen topu boş kaleye vurdu, Aykut hızla gelip, topu çizgi önünden çıkardı.
Konyaspor top dolaştırmaya başladı, Akhisarspor yarı alanında karşıladı. Bu da hızlı başlayan mücadelenin yavaşlamasına neden oldu.
Konyaspor pas yaptı da yaptı. Akhisar iyice geriledi. Cihat Arslan da oyuncularına ileriye çıkması için uyarılarda bulunmaya başladı. Bu esnada konuk takımın topla oynama oranı % 70 idi.
***
Yeşil siyahlılar tam saha baskıya başlayınca oyun da yavaş yavaş dengelenmeye başladı. Az pozisyona giriliyordu fakat bu konuda ev sahibi takım daha iyi idi. Şu Manu'nun ofsaytları olmasa çok daha iyi olacaktı. Ceza alanının yanından kullanılan faul atışında bile ofsaytta kaldı. 45+4'te de Güray'ın ortasına dokundu, ofsayt bayrağı kalktı. Orada olmasa top iki Konyalı oyuncunun arasından geçecek, koşu yapan Akhisarlı oyuncunun önüne gelecek ve kaleci ile karşı karşıya kalacaktı.
***
İkinci yarıda da topun kontrolü Konyaspor'da derken uzun sürmedi. Akhisar yavaş yavaş dizginleri ele aldı, az pozisyon verdi, verdiğinden daha çok ve de öz pozisyonlar buldu. Özellikle son 15 dakikada oyun kontrolünü tamamen eline geçirdi, 3 puan için yüklendi, 1 puanla yetinmek zorunda kaldı.
***
59. dakika idi. Barbosa'nın ortaladığı top altıpasın içinde Abro'ya çarparak Onur'un önünde kaldı. Penaltı noktasından da daha yakındı kaleye. Taraftarlar gol diye ayağa kalktı, vuruşunu Serkan kurtardı. Penaltıdan daha kolaydı gol atması oysa.
83. dakikada Josue ile paslaşarak ceza sahasına dalan Sergiho kaleci ile karşı karşıya kaldı. Vurur gibi yapıp kaleciyi yatırdı. Gol için yapması gereken 2 farklı hareket vardı. İlki topun dibine vurup, yerde yatan Serkan'ın üzerinden ağları sarsabilirdi. Diğer bir alternatif ise, topu 2 adım daha sürüp, çaprazdan boş kaleye bırakabilirdi. O, topun dibine vurdu, kalecinin üzerinden aşırttı fakat kaleye değil de uzak direk dibinden auta... Sanırım burada gol atmayı değil de Bokila'ya gol attırmayı tercih etmişti.
***
Akhisar'ın dikkat etmesi gereken bir noktaya daha değinip, bu konuyu kapatayım. Defans yaparlarken, rakip oyuncuların çok uzağında duruyorlar ve bu yüzden kolayca paslaşmalarına izin vermiş oluyorlar. Gölgeleri olmalı, nefeslerini rakiplerinin enselerinde hissettirmeli.

Altınordu çok sıktı

Altınordu, ilk 6'ya ortak olmak için yenmesi gereken Giresunspor karşısında, yeterli azmi gösteremedi, sahasında oynamasına rağmen sadece 1 puan çıkarabildi.
***
Karşılaşma başladığında her iki takım da top dolaştırmayı yeğledi. Birbirlerine baskı yapmadılar, yapsalar da etkili olamadılar. Paslaşmalar öylesine ağırdı ki, gol atmayı geçtik, karşı kale önüne gitmek bile zordu. Her seferinde topun arkasına geçmeyi başardılar, kalelerini çok adamla korudular, eksik yakalanmadılar.
Zaman ilerledikçe Giresun top dolaştırmayı bıraktı, hızlı hücumları tercih etti. Şeytanlar ise 'inadım inat' deyip, oyun tarzından ödün vermedi. Paslaştı da paslaştı, her ileriye gidişinde topu kaptırdı. Çok pas hatası yaptı.
Pas hatalarından öne çıkanı ise 39. dakikada meydana geldi. Yusuf sol taraftan çizgiye kadar indi ve dışarıya çıkardı. 3 arkadaşı vardı ama pas attığı kişi, arkadaşlarının arasındaki rakip oyuncu idi.
En çok top kaptıran kişi büyük ihtimalle Alican oldu. Topu ayağına dolayıp durdu. Hüseyin Eroğlu, 57. dakikada çıkarmak zorunda kaldı.
Takım olarak da kırmızı lacivertlilerde eksik olan şey, rakiplerini durdurma yöntemleriydi. Hızla giden rakip oyuncuları fizik güçleriyle değil de hep faul yaparak durdurmayı tercih ettiler.
***
Gole daha çok yaklaşan takım, ev sahibi idi. Kalabalık savunma yüzünden az sayıda kalındı. Alican'ın vuruşunda golü önleyen isim eski Altınordulu Uğur oldu. Kadir'in kafa vuruşu direkten geri döndü. En önemlileri bunlardı. Konuk takım adına ise Id Azza'nın golü ofsayt gerekçesiyle iptal edildi. Ofsayt olmama ihtimali vardı. Ben tam olarak karar veremedim.
***
Son olarak maçtan notlara değineyim:
Maç başlamak üzereyken kaleci Kayacan, saha kenarına gidip, kramponlarını değiştirdi. Bunlar maçtan önce yapılır. Erce de eldivenlerini çıkarıp, kramponlarının bağcıklarıyla uğraştı. Bu sebepten mücadele biraz geç başladı.
14. dakikada Çağlar, orta yuvarlak içinden şut çekmeye yeltendi. O mesafeden Erce'yi avlaması imkânsız gibi bir şey. Ama yine de şutu iyi sayılırdı.
Sahanın durumu pek iyi değildi. Kale önleri tamamen kelleşmiş, çim kalmamıştı. 1 aya yakın sürecek bu devre arasında iyi bir bakım yapılmalı.