Nedir sosyal devletin ölçüsü? TBMM Başkanı Binali Yıldırım, bu ölçüyü memleketi Erzincan'da yaptığı konuşmada aşağı yukarı tarif etti. Türkiye'nin sosyal devlet olma alanında son 15 yılda büyük mesafe kat ettiğini iddia eden Yıldırım, "Önceki ziyaretlerimden birinde yanıma yaşlı bir amca geldi. Hanımı vefat etmiş evlenecek, bir türlü evlenemiyor. 'Beni evlendir' dedi. 'Hanımlara para veriyorsunuz kimse yüzümüze bakmıyor, evlenemiyoruz' dedi. Dolayısıyla sosyal devletin de ölçüsünü, ayarını yerinde tutmakta fayda var..." diyor.

Sayın Yıldırım 'ölçüyü ayarı yerinde tutmakta fayda var' diyor ama Anayasa öyle demiyor. Anayasa'ya göre sosyal devlet anlayışı, herkese insan onuruna yaraşır asgari bir hayat seviyesi sağlamayı amaçlar. Yani sosyal devletin özgürleştirme görevi vardır. Bu anlayışa göre, kişi ancak önündeki ekonomik ve sosyal engellerin kaldırılmasıyla özgür olabilir. Özgürleştirme sosyal ve ekonomik koşulların geliştirilmesiyle gerçekleştirilebilecek bir süreçtir. Anayasamız da bu anlayışı benimsemiştir.

Mesela Anayasa'nın "devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5'inci maddesi açıkça şunu söylüyor: Devletin temel amaç ve görevleri, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.

Peki, Meclis Başkanımız Binali Yıldırım ne diyor? Onun tarifine göre sosyal devletin ölçüsü, özellikle kadınları, yaşlı amcaların kendilerine eş bulabileceği bir yoksulluk seviyesinde tutmak, onları muhtaç bırakmak. Öyle bir ölçü ayarlanmalı ki kadın, bir erkek olmadan ayakta duramasın, onun bütün kahrını çeksin, o ne diyorsa onu yapsın.

Sosyal devletin ölçüsü Anayasa'mızda açıkça belli de, milletle dalga geçmenin ölçüsü nedir acaba?