Beşiktaş'ın şampiyonluğu ile tamamlanan Süper Lig'in 2016 - 2017 sezonunda Akhisar Belediyespor kendine 7. sırada yer buldu.
Sezona Cihat Arslan yönetimiyle başlayan Akhisar, ilk maçtan galibiyetle ayrıldı. 3. haftada takımın başına Tolunay Kafkas geçti. 2 haftalık mağlubiyetleri 3 haftalık beraberlikler takip etti. Kafkas yönetiminde ilk galibiyet, 8. haftada Adanaspor karşısında alınabildi. Medipol Başakşehir'den yenen 5, ardından Fenerbahçe'den yenen 3 gol ve mağlubiyetler, küme düşme hattına sokuverdi yeşil siyahlı ekibi. Bir beraberlik ve bir galibiyetle kırmızı bölgeden çıkıldı, bir ohh çekildi.
12. haftadan itibaren bir daha küme düşme hattına girilmeyecekti. Bu süreçte göze batanlar Galatasaray karşısındaki 6-0'lık farklı mağlubiyet, Beşiktaş'a karşı hiçbir varlık gösterilemeyip alınan 3-1'lik yenilgi ve ardından gelen elzem verici açıklama idi. Tolunay Hoca 'gücümüz bu kadar' demişti ama asla değildi. Sahada o kadar kötü bir takım vardı ki, bu oyunla amatör bir takım karşısında bile galibiyet alınamazdı. Sorun takımda olamazdı, bunu o haftaki yazımda da belirtmiştim.
25. haftada Adanaspor karşısındaki 2-1'lik mağlubiyet, Tolunay Kafkas'ın son maçı oldu, Akhisar için ise şahlanışın başlangıcı.
Göztepe'den ayrılan Okan Buruk, istifasından daha saatler bile geçmeden(!) Akhisar Belediyespor'un yeni teknik direktörü oluvermişti.
Şampiyonluğa oynayan Başakşehir galibiyeti ile başlangıç yaptı. Fenerbahçe mağlubiyetinin sonrası arka arkaya galibiyetler gelmeye başladı. Bu galibiyetler de basit bir galibiyet değildi. Bursaspor'u 5-1, Gaziantepspor'u 6-0, Osmanlıspor'u 4-0, Alanyaspor ve Konyaspor'u 3-0 gibi farklı skorlarla yendi. Okan Buruk takımı 15. sıradan aldı, 7. sıraya çıkardı ve ligi burada bitirdi.
Okan Hoca'nın geldiği 26. haftadan itibaren puan durumuna baktığımızda Akhisar 22 puan toplayan Beşiktaş'ın ardından, 21 puanla 2. sırada bulunuyor. Son haftayı mağlubiyetle değil de, beraberlikle bile kapatsa, averajla 1. sırada olacaktı.

Veriler


Akhisar Belediyespor'un bu sezon oynadığı (kupa dâhil) maç sayısı 44. Kadroda en çok yer alan oyuncu 43 maçla Ricardo Vaz Te oldu.
Ligdeki istatistiklere geçeyim. Vaz Te 34 maçın 34'ünde kadroya girdi, bunların 31'inde formasını terletmeyi başardı. Saha içinde görev alma rekoru ise 33 maç ile Caner Osmanpaşa'da. Süre olaraksa yine Caner 2970 dakika ile en çok sahada kalan isim oldu.
En golcü oyuncusu Vaz Te. 11 gol kaydetti. Sadece 14 maç oynayan Cikalleshi 7 gol kaydederek 2.'liği aldı. Takıma çok sonra katıldı, yıldızını parlattı. Kiralandığı takım olan Başakşehir'den tekrar alınmak istense de, verme yanlısı değiller.
Asist konusunda en iyi isim Olcay Adın. 8 asist yapmış, sadece 16 maçta. Sarı kartta Özer Hurmacı 7 kart ile lider. Çift sarı karttan oyundan atılan 2 oyuncusu var, onlar Aykut Çeviker ile Onur Ayık. Doğrudan kırmızı kart gören hiç kimse yok.
Seyirci sayısına gelecek olursak (gelmemeyi yeğlerdim), ortalama sayı sadece ve sadece 3801. Bu veri sadece Akhisar'ın taraftarını kapsamıyor, rakip takımın seyircisi de içinde. Ülkemizin kanayan yarası boş tribünler. Biraz daha ayrıntılı vereyim: İç saha ortalama 1471, dış saha 6130. Akhisar'ın ne kadar taraftar çektiğini bu biraz daha ortaya koyuyor. Bu konuda pek suçlamak pek doğru olmaz Akhisar'ı. Hala sahası yapılamadı ve hala maçlarını Manisa'da oynamak zorunda kalıyor. Yeni statla birlikte bu sayı katlanacaktır mutlaka.
Tüm takımlar arasında Akhisar ne yapmış peki? Maç başına şutlarda sezon ortası Trabzon'a giden Hugo Rodallega Talisca'dan sonra 2.62 ile 2. sırada. Dış sahada üst üste 3 galibiyet alan Akhisar, Antalya ve Galatasaray ile ilk sırayı paylaştı.


Kısaca Süper Lig


Süper Lig'e damgasını vuran takım, bana göre Medipol Başakşehir oldu. Son 2 haftaya kadar şampiyonluk umutlarını sürdürdü, dolayısıyla ligin erken bitmesine engel oldu. Dahası Türkiye Kupası'nda da finale kalmayı başardılar, şampiyonun bile erken havlu atmasına rağmen. Beşiktaş demedim çünkü Beşiktaş'ın şampiyon olacağı zaten belli idi.
En çok dikkatimi çeken konular, Advocat'tan kaynaklanan hayal kırıklığı, Bursaspor'a taraftarlarca yapılan saldırı ve Okanlı Akhisar.
 

Cengiz Çağlar A.O.


Türkiye Kosova deplasmanındaydı ama Arnavutluk'taydı. Kosova'nın şartlara uygun bir sahası olmadığından iç saha maçlarını Arnavutluk'ta oynuyordu. Durum böyle olunca rakip için de deplasman oluyordu.
Geçmişte çok büyük sürprizler yaşasak da puan kaybetmenin kimsenin aklına gelmeyeceği bir müsabaka idi, öyle de oldu. Genel olarak üstün oynadık ve sahadan 4-1'lik sonuçla galip ayrıldık.
İlk 11'de, İzmir'de, Altınordu'da yetişmiş 2 oyuncu Çağlar ve Cengiz vardı. Türkiye adına atılan 2. golde ortaklıkta bulundular. Kornerden gelen topa Cengiz kafa vurdu, Çağlar'ın sırtına çarptı, top direk dibinden ağlarla buluştu. Çağlar'a çarpmasa, gol de olmazdı. Nasıl oynadıklarına dair ise bir yorum yapmak zor. Rakibin zayıf oluşu, gerçekleri yansıtmaz.
2017 Formula 1 şampiyonasının 7. yarışı olan Kanada GP'sinde yarışa pole pozisyonundan başlayan Hamilton, ilk virajda pozisyonunu korumasının ardından çok rahat bir yarış çıkararak bu pistte 6. kez kazanmayı başardı. Mercedes, diğer pilotu Valtteri Bottas'ın ikinciliği ile Kanada'da duble yapmış oldu.
İlk 2'de hatta ilk 3'te pek fazla heyecan olmadı. Podyumun şekillenmesinde herhangi bir geçiş değil, pit-stoplar etkili oldu.
Arka sıralarda bazı çekişmeler ve geçişler olsa da, Kanada'ya damgasını vuran isim Vettel'di. İyi start alamayan ve üstelik kanadını kıran Ferrari pilotu zorunlu pit-stop yaptı, en geriye düştü. 2 pilot kazadan dolayı yarış dışı kaldığından 18. sıradaydı. Teker teker önündeki araçları geçti ve özellikle 2. pit-stopunun ardından uçuşa geçti. Son turlarda podyuma çıkma fırsatı da yakaladı ama ufak bir hata sonucu pitten çıkmasıyla zaman kaybetti ve 4.'lükle yetinmek zorunda kaldı. Vettel'in uçtuğu o son 13-14 tur izleyenleri adeta koltuğuna kilitledi.

Raikonen tam bir hayal kırıklığı idi. Hiç bir sorun yaşamamasına rağmen takım arkadaşı Vettel'e geçildi. Aynı iki araç arasında fark olabilir ama bu kadar da olamaz. Yarışın sonlarına doğru sorun yaşadığını söylese de telsizden, pek inandırıcı gelmedi. Formula 1 taraftarlarınca da çok tepki aldı, Raikonen'in sergilediği bu performans.
Yarışın ilk turunda ise Massa ve Sainz yarış dışı kaldılar. Sainz, yanındaki Grosjean'ı görmedi ve üstüne sürünce temas yaşandı. Kontrolsüz bir şekilde şikana giderek onca araç içinden Massa'ya vurdu ve ikisi de yarışa erken veda etti. Massa'nın kazalardan yana hiç şansı yok. 2009 yılında da kafasındaki kaska yaklaşık 1 kg. ağırlığındaki çelik yay çarpmış, 190 km. hızla lastik bariyerlere girmişti. Gözünün hemen üzerinde yaralanma olmuş, uzun süre yarışamamıştı.