Göztepe, play offlarda olması gerekeni yaptı, ligde oynadığı futbolun üstüne çıktı, yapması gereken ne varsa yaptı, Boluspor'u eleyip, finale adını yazdırdı.


Tur 'geliyorum' dedi


İlk maçta Göztepe, Boluspor karşısında görmeye alıştığımızdan çok farklı bir oyun ortaya koydu. Basan, adam adama oynayan ve rakibine oynama izni vermeyen bir oyun anlayışını benimsemişti, bunu da başardı. Rakibine pozisyon dahi vermedi. Öyle ki kaleye sadece 3 tane şut çekebildiler, hiçbiri de kaleyi tutmadı. Günay için belki de hayatının en rahat maçıydı.
Diğer taraftan Göztepe de pozisyon bulmakta zorlansa da, 2 gol atmayı başardı, evinde avantaj yakaladı.
 

Bolu'ya yolculuk


Bolu'da durmadan yağan bir yağmurÖ Böylesine yağan yağmur, sahayı hem ağırlaştırır hem de kayganlaştırır. Sahada bozulma pek yoktu ama kaygan olması oyunu biraz etkiledi. Bazı oyuncular ayakta durmakta zorlandı, hatalar yaptı.
Göztepe oyunu yavaşlatmayı tercih etti, oldukça da başarılı oldu. Rakibini hiç ümitlendirmedi. Gosso ilk maçta yaptığını bu maçta da yaptı, rakibin en büyük silahı Andre Santos'a neredeyse top göstermedi, sahadan sildi. Umut olsun, Jahovic olsun sık sık geriye dönerek, defansa büyük katkılar yaptılar.
Oyun olarak Göztepe finale yakın hissini verse de, oyuncular açısından endişe verici bir durum vardı, o da kartlar. Rakibe hatalı müdahaleler, art arda sarı kartları getirdi. Bunların kırmızıya dönüşmesi içten bile değildi. Bu durumda her şey değişebilirdi.
Duran topları değerlendirme konusuna çok girdim, yine gireceğim. Tanju'nun ceza alanına doğru ortaladığı toplar çok üstten gitti, kaleciye kadar geldi. Havadan gitmesinin yanında, vuruş da çok yumuşaktı. Bunu kafa ile kaleye göndermek zordur, yavaş gider, kaleciler için rahat bir top olur. Sert vurulacak, top havaya kaldırılmayacak, havada süzülmeyecek, ceza alanında kafa hizasında olacak ve eğer fazla çapraz bir noktadan atış kullanılmıyorsa uzak kale direği içine doğru falso alacak. Bu tür topları en iyi kullanan isim Fenerbahçeli Alex idi. Şu anda ise Başakşehirli Emre zaman zaman çok iyi yapıyor bu işi.
İkinci yarıda daha etkili bir Boluspor vardı ama daha net pozisyonlar yakalayan Göztepe oldu, birini gole çevirdi, finalin kapısını araladı. 16 dakikada 4 gol mucizedir. Rakip ne Mersin İdmanyurdu ne de o günkü Göztepe bugünkü Göztepe!
Beklenen performansının çok çok uzağında kalan Santos, bunun verdiği baskıdan olsa gerek, sinirlerine hâkim olamadı, Emre'ye yaptığı hareketten dolayı kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Artık gardiyanı Gosso'ya da iş kalmamıştı ve Yılmaz Vural da oyundan aldı.
Sonrasında 9 kişiye düşen Bolu, 2. golü atan Göztepe... Finalin adı Göztepe - Eskişehir.
 

Diğer finalist Eskişehir


Diğer eşleşmede yarı finalin ilk maçı Giresun'daydı. Müsabakanın başlamasıyla birlikte Giresunspor bastırdı da bastırdı, neredeyse tek kaleye çevirdi oyunu. Bu baskı gol de getirdi. Giresunspor için her şey güzel giderken ve plakası olan 28'de sevinç gösterisine hazırlanırken, kalesinde golü gördü. Eskişehirspor bulduğu ilk pozisyonda gol atmıştı. Eskişehirspor, oynadığı oyuna göre beklenmedik bir şekilde öne de geçti ancak ilk yarının son saniyelerinde gelen beraberlik golü ile devre arasına 2-2'lik skorla girildi.
İkinci yarıda da birer karşılıklı goller vardı ve bu da skoru belirledi. Deplasman takımı Eskişehirspor için 3-3'lük beraberlik büyük bir avantajdı.
Rövanş maçında Eskişehirspor inanmış bir görüntü çizdi. Kendi sahasında oynamanın verdiği avantajla yüklendi ve daha 9. dakikada öne geçti. Bu golden sonra oyun dengelendi. Eskişehirspor skorun üzerine yatmaya başladı. İkinci yarıda da konuk Giresun bastırmaya çalışsa da bulduğu pozisyonlardan yararlanamadı. Ev sahibi takım da defansı ileriye çıkaran rakipleri karşısında daha net gol pozisyonları yakaladı. İlk maç gibi gollü bir müsabaka olmadı ve 1-0 galip gelen Eskişehirspor finale yükseldi.
 
Geçmiş yazılarımda Eskişehirspor'dan çok bahsettim. Hücum olarak çok iyi bir takım. Ama defans yapma konusunda da bir o kadar kötü. Hücumda etkisiz hale getirmeyi başarılabilirse, mutlaka gol atılabilir.
Önce defans... Yarı alana çekilip, toplu defans yapılacak, alan daraltılacak, Gosso'nun Santos'u marke ettiği gibi tüm oyunculara kelepçe vurulacak. Bu o kadar da zor bir şey değil. Eskişehirli oyuncuların Süper Lig tecrübeleri çok olsa da, üstün yetenekli değiller sonuçta. Sadece boş alanı buldukları zaman tehdit oluşturuyorlar.
Kapılan toplarla hızlı hücumculara çıkılacak, defans yerleşmeden gafil avlayıp, gole gidilecek. Örnek vermek gerekirse, Manisaspor iki maçta toplam 8 gol attı Eskişehir'e. Manisa'nın göze batan tarafı, hücuma çok iyi, çok hızlı çıkması, kısa ve uzun paslardaki isabet oranının yüksekliği ve defans arkasına sık sık yaptıkları koşular. Göztepe özellikle Halil'le bunu çok iyi başarabilir.
Mustafa Denizli faktörünü de göz ardı etmemek gerekir. Rakiplerin eksik yönlerini çok iyi etüt edebilen ve değişik hamlelerle bunu kendi lehine çok iyi değerlendiren bir hoca. Göztepe karşısında da beklenmedik şeyler yapabilir. Peki, neler yapabilir? Bunu da teknik yönetim enine boyuna araştıracak, bir satranç oyuncusu gibi karşı hamlelerde bulunacak.


Yaşayan kuleler


Folkart tetikte olmalı ki, maçın hemen ardından kulelerinden birinin ışıklarını sarı diğerini de kırmızı yaptı ve en tepesindeki ekranlara da 'TEBRİKLER GÖZTEPE' yazı. Bu ilk değildi. Önceden Pınar Karşıyaka şampiyon olduğunda yeşil kırmızıya bürünmüş, milli maçlarda da kırmızı beyaz olmuştu; İzmir'le yaşayan kuleler...