Manisaspor'un rakibi Elazığspor idi. Kendi sahasında oynuyordu ve 9 puanı silinip de ligin dibine gerilediğinden kazanması şarttı. Sadece bu maç için değil, evinde oynayacağı tüm maçlar için gerekliydi.
Elazığspor'un gözü tepede. Şampiyonluk için oynuyor. Siyah beyazlılar için zorlu bir hafta. 

Bu zor günlerinde tribünler neredeyse boştu. Karşılaşmaya gelen taraftarların da genel olarak tezahüratları yönetimin istifa etmesi üzerineydi. Yönetimin yanında bir de kaptan İsmail aleyhine de tezahüratlar vardı.

'Yönetim istifa', 'İsmail dışarı'...

Karşılaşma başladığında görünen şey, oyunun ortada olmasıydı. Her iki takım da galip gelebilir, sahadan her türlü sonuç çıkabilirdi.   

13. dakikada tacın hızlı kullanılması, Perovic'in ara pası ve Billal'in kalecinin solundan ağları havalandırması, başlangıçtan bitime kadar oldukça güzeldi. Bu gole rağmen taraftar yine aleyhte tezahüratlara devam ettiler.

27. dakikada kornerden gelen topa Perovic kafayla vurdu, fark 2'ye çıktı. Bu bile taraftarı durdurmadı. Sonunda sinirlerine hâkim olamayan İsmail, değiştirilmesi için kenara geldi, arkadaşları ve teknik direktör Fatih Tekke engel oldu.

Bu golden sonra Elazığ tamamen yüklenmeye çalışsa da, pozisyon bulamadı. Manisaspor ise, kaptığı toplarda geniş alanlarda rakibini eksik yakaladı, bunu bir türlü kullanamadı.
İkinci yarı gol pozisyonu olarak hızlı başladı. Önce Manisa'dan Perovic, hemen ardından Elazığ'dan Mertan 2 dakika arayla gol kaçırdı.

Arkada açıklar vermeye devam eden rakibi karşısında 2 net pozisyon yakaladı aynı dakika içinde Manisaspor. 58. dakikada hızlı atakta Zahit defans arkasına sarktı, İsmail'e çok güzel çıkardı. Kaleciyle karşı karşıya kalmasına rağmen İsmail, pasını Perovic'e verdi. Ceza alanı hemen yakınında, kaleyi cepheden gören pozisyon... Kaleci yok yerine 1 Elazığlı oyuncu var. Boş kale yerine direğe nişanladı. Hemen ardından korner kullanıldı. Şans eseri kaleciyle karşı karşıya kalan Perovic, topu auta gönderdi. 

48'de arkadan müdahale yapıp, rakibini düşürdüğü gerekçesiyle sarı kart gören ilk golün sahibi Billal, 63. dakikada çıktığı kafa topunda elini kaldırıp, rakibinin kafasına temas ettiği için 2. sarı kartını görüp, takımını 1 kişi eksik bıraktı.

68'de yerini Axel Meye'ye bırakan Perovic, çıkarken oldukça tepki verdi. Fatih Tekke oyuncusuyla konuşup, moralini mutlaka düzeltmesi gerekecek maçtan sonra.

90. dakikaya kadar Manisa 10 kişi ile iyi direndi, kalesinde tehlike görmedi. Ama uzatma dakikalarında biraz zorlandı. Uzatmanın da bitmesine rağmen hakem faul atışı için bekledi. Alpaslan kaleye bir füze gönderdi yaklaşık 25 metreden. Top sağ-sol yapa yapa, 90'a yakın yerden filelerle buluştu, buluşur buluşmaz da maç sona erdi. 2-1'lik sonuçla alınan 3 puan, ligde kalmak için bir kıvılcım oluşturdu.


Durgun Göztepe


Göztepe, Bursaspor deplasmanında mavi bir forma ile oyun alanındaydı. Bir diğer farklılık da, Sabri yedek kulübesinde otururken, yerine Tanju'yu tercih etmişti Tamer Tuna. 

Orta sahada oynanan bir oyun izledik. Bursaspor, çıkarken genellikle Batalla'yı kullandı. Batalla da kanatlarla oynadı ama ceza alanı içerisine top sokamadılar. 

Göztepe ise genellikle defansif oynadı, ileriye çıkışlarda çoğalamadı. Yine de ilk tehlikeyi yaşatan takım oldu. 20. dakikada sol taraftan arkaya sarkan Halil, ceza alanı içerisine hareketlenen Gouffran'a pas atmak istedi ama uzağına düştü, sonuç gelmedi.

Bu pozisyonun hemen öncesinde Halil sol tarafta oynamaya başlamıştı. Sağda çok topla buluştu ama önü kapandı, oynayacak alan bulamadı. Tahminen de bunu aşmak için mevkisi değiştirildi.

Bir dahaki pozisyon için 25 dakika daha beklemek zorunda kaldık. Bu sefer sahne alan Jahovic idi. Zar zor rakiplerini geçti, kaleciyle karşı karşıya kaldı fakat biraz çaprazdaydı ve gol atmayı başaramadı.

Bursaspor ise ilk pozisyonuna tam 49 dakika sonra girebildi ancak. Ama onda da içeriye çıkartılan topa dokunacak oyuncu çok uzaktaydı.

Son 10 dakika içinde her iki takımda pozisyonlar bulmaya başladı. Özellikle Bursaspor arka arkaya pozisyonlara girdi, Beto da sahneye çıkınca, karşılaşma golsüz sona erdi. 

Göztepe'nin maçları genellikle heyecan verici olurdu. Ama bu sefer çok durgundu. Kaleye gitmekte zorlandı, yeterli sayıda tehlike yaşatamadı. Aynı zamanda da Bursaspor'a da izin vermedi. Oyun orta sahaya sıkıştı. Sadece son dakikalarda biraz heyecan verici olsa da, futbolun meyvesi gol atılamadı.


Tudor stajyer teknik direktör


 Lig lideri Galatasaray, kolay kolay unutulamayacak bir mağlubiyet aldı Başakşehir karşısında. Bu tür şeyler olur bazen. Ancak görünen köy için kılavuzsuz yapılamıyorsa, çok tartışılır, hem de çok.

Igor Tudor maç sonu konuşmasında, Adebayor'un üstün performansına değindi. Adebayor'u sanki ilk defa gördü, yeteneklerine ilk defa şahit oldu.

Başakşehir'in zirveye oynamasında 2 önemli etken var. Bunlardan biri Emre'nin takımı yönlendirmesi. Diğeri ise Adebayor'un oyun sistemi. Başakşehir'i 1 kere izleyince nasıl oynadığını rahatlıkla anlayabiliyorsun. Bunu ben Sevilla maçında yazmış, Başakşehir'i nasıl durdurduğuna değinmiştim.

Toplu defans yapan Başakşehir, ileride bir tek Adebayor'u bırakıyor. Top kapıldığı zaman hemen Adebayor'la oynanıp, topu boş alana aktarmış oluyorlar. Adebayor topu iyi tutan iyi saklayan bir oyuncu. Bu sebepten bir istasyon vazifesi görüyor. Hızla çıkan arkadaşlarına verdiği paslarla rakip kaleye inip, tehlike yaratıyorlar. Sevilla daha bunu aylar öncesinden çözmüş, her iki maçta da Adebayor'u sıkı markaja aldırmış, topla oynamasına izin vermemiş, Adebayor'u sahadan silmişti.

Igor Tudor bunu görememiş, buna önlem almamış, takımına hiçbir taktik vermemiş, diğer takımlarla bir tutup, aynı oyun sistemiyle oynatmaya kalkmıştı. Bu da gösterdi ki, Tudor hala stajyer bir teknik direktör İyi yönleri olsa da, eksikleri çok fazla. Galatasaray'da da teknik direktörlüğü öğreniyor şu anda.