Pınar Karşıyaka, lig sonuncusu, galibiyeti bulunmayan TED Ankara Kolejliler ile deplasmanda sahaya çıktı. Baştan koparıp götüreceğini düşünürken, başa baş bir oyun vardı. Bir ara Ankara ekibi 5 sayı ile öne geçti. 3. çeyrek'in sonlarına doğru yeşil kırmızılılar yetişti, geçti ve farkı 8 sayıya kadar çıkardı.
Maçın bitmesine 5.30 dakika kala 7 sayı öndeyken, rakibin arka arkaya bulduğu sayılarla 1 dakika içerisinde fark eridi, sonrasında da ev sahibi takım öne geçti. Basketbolda bunlar gayet normal ama TED Ankara Kolejliler karşısında bu dakikadan sonra oyunu domine edememesi beklenmedik bir şeydi. Maç beraberlikle bitince uzatmaya gidildi. Galibiyet ancak uzatmalarda geldi. 
Kendi sahasında ve taraftarları önünde oynadığı maç ile seyircisinden yoksun oynadığı maç arasında çok ama çok büyük bir fark var. Hatırlayacak olursak, Trabzon karşısında zorlanan Karşıyaka, müsabakanın ortalarında futbol maçından, basketbol maçına ancak yetişen taraftarıyla farka koşmuştu. Ve geçen hafta dolu tribünlere oynadığı mücadelede namağlup Beşiktaş'ı yenmeyi başarmıştı. Bu hafta sonu da gördük ki Pınar Karşıyaka, yoğun seyirci desteği olmadan gerçek gücünü sahaya yansıtamıyor.

2. Lig Kırmızı Grup

Lider Gümüşhanespor, oynadığı son 8 maçtan sahadan galibiyetle ayrılmayı başardı ve takipçileriyle puan farkını açmayı sürdürdü. 
Geçen hafta averajla liderlik koltuğuna oturmuş olan Ankaragücü'nü ağırlayan Menemen Belediyespor, gol düellosundan galip çıkmayı başardı. Çok ilginç bir maç oldu. Daha 2. dakikada yıldız oyuncusu Gökhan Ünal'la öne geçti ama ilk yarı bittiğinde 2-1 geriye düşmüştü. Beraberlik golünün hemen ardından, Gökhan Ünal'ın gördüğü kırmızı kartla, sahada 1 kişi eksik kaldı. Tekrar geriye düştü ama maçı bırakmadı. Önce beraberlik geldi ve sonra 90'larda bulduğu golle karşılaşmayı 4-3 galip bitirdi. 
Karşıyaka, yaklaşık 1 saat 10 kişi oynayan rakibi Niğde Belediyespor karşısında sahadan mağlubiyetle ayrıldı. Liderlikten oldukça uzaklaşmıştı ama bu gidişat ilk 5'ten de olacağını gösteriyor.
Aydınspor 1923, deplasmanda öne geçtiği Eyüpspor karşısında, galibiyeti korumayı başaramadı ve beraberlikle sahadan ayrıldı.

2.Lig Beyaz Grup

Nazilli Belediyespor, Fatih Karagümrük karşısında rahat bir galibiyete imza attı ve 3-1'lik skorla, diplerden uzaklaşıp, ilk 5'e yaklaştı. Bucaspor'un ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. 2 maç üst üste kazanıyor, sonra 2 maç üst üste kaybediyor. Bir var bir yok. Konya Anadolu Selçukspor'a 1-0 yenildi. İlk 5 olur mu diye düşünürken, umutlar tükenmeye başladı.
Fethiyespor, şampiyonluğa oynayan İstanbulspor'a konuk oldu. Beraberliği de bulmayı başardığı maçta, 2-1 yenildi.

3.Lig 1.Grup

Altay, evinde ağırladığı Kartalspor karşısında 1-0 öne geçti, 90'larda yediği golle 2 puanı bırakıverdi.
Kızılcabölükspor, Bayburt Grup Özel İdare golsüz berabere kaldı ve düşme hattının dışına çıktı.

3.Lig 2.Grup

Lider Bodrumspor, kolay görünen Erbaaspor deplasmanında gol atmayı başaramadı. Kaybedilen 2 puan liderlikten etmedi ama alttaki birçok takımla olan puan farkını azalttı.
Manisa BBSK, lig 2.'si Kırıkhanspor ile zorlu bir maça çıktı ve çok net bir skorla galip geldi (3-0). Son 3 haftada topladığı 7 puanla ilk 5'in hemen altına kadar yükselmeyi başardı.
Tire 1922 diplerden kurtulmaya çalışan ve Türkiye Kupası'nda gruplara kalma başarısı gösteren Dersimspor'u konuk etti. 63'te beraberliğe yakalandı. 3 puan getiren golü ancak 86. dakikada bulabildi ve bir gol daha atarak 3-1 kazandı.

3.Lig 3.Grup

Averajla lider olan Afjet Afyonspor, Bayrampaşa'yı İstanbul'da 4 golle geçti. 4-1'lik zafer sonrası rakibinin puan kaybetmesiyle, zirveyi tek başına ele geçirmeyi başardı. Orta sıralardaki Muğlaspor, düşme hattındaki Bergama Belediyespor ile yenişemedi ve 0-0'lık beraberlikle ve birer puanla haftayı kapattılar. Denizli BBSK, her ne kadar güçlü bir kadroya sahip olsa da gösterdiği kötü performansından dolayı bir sürprize imza attı denebilir. Elaziz Belediyespor'u deplasmanda 67'de Ali Helvacı'nın attığı golle 1-0 yendi ve kırmızı hattan çıkmayı başardı.

Sert olmak şart

Milli Takımımız, Antalya'da Kosova ile oynadığı maçta biraz şaşkınlığa uğradı. Rakip takımın oldukça sert oynaması ve hakemin de kolay kolay faul çalmaması, özellikle ülkemizde top koşturan oyuncuların alışık olmadığı bir durumdu. 
Yumuşak futbol oynayarak başarılı olmak, neredeyse imkânsız. Bu sebepten Kosova maçı ülke futbolumuz açısından herkese örnek olması gerekiyor.

Ujkani'den bir ders

Burak'ın attığı golde, kalecinin çok büyük bir hatası vardı. 51. dakikada Yunus Mallı ceza alanına girdi ve pasını Burak Yılmaz'a verdi. Kaleye arkası dönük olan Burak, topu sağ ayağıyla kontrol edip döndü ve sol ayağıyla ağlara gönderdi. 
Kaleci şutu uzak direğe vuracağını düşünüp, oraya doğru hareketlenmişken, düşündüğünün tersi çıktı. Yakınından geçen topa, dengesiz yakalandığı için müdahale edemedi.
Kosova kalecisi Samir Ujkani, önce pozisyonu çözebilmeliydi. Arkası dönük olan Burak, pas mı verecekti? Hayır, topu sol ayağından sağ ayağına aldı. Bunu anladığı an, saliseler içinde açıyı kapatabilir, Burak'a kaleyi göstermeyebilirdi. Bir kalecinin bunu yapabilmesi için, futboldan çok iyi anlaması gerekir. Defansı da bilmeli, hücumu da bilmeli. Sezgileri kuvvetli olmalı. Ve son olarak da seri hareket edip, pozisyon almasını bilmeli.

F1'de sıradışı bir gün

Formula 1'de alışılagelmişin dışında bir yarış günü yaşandı. Sezonun sondan 2. yarışı olan Brezilya GP, 19.00'da başladı ve 22.12'de bitti. 3 saat 12 dakika süren yarış, hüzün, gözyaşı, mutluluk, heyecan, durağanlık, kısaca her şeyi içinde barındırıyordu.
Brezilya'da yağmurlu bir gündü. Yarış bu sebepten güvenlik aracı eşliğinde başladı. Tüm araçlarda yoğun yağmur lastiği takılıydı. Yağmurun durması sebebiyle pist kurumaya başladı. Bazı pilotlar yağmur lastiğine geçti ama yağmur tekrar başladı. Yaşanan spin ve kaza, yarışın durmasına neden oldu. Yağmurun devam etmesi nedeniyle de yarış tamamen durduruldu ve dinmesi beklendi. Bu 2 kere tekrarlandı.
Yoğun yağmur lastiğinden, yağmur lastiğine geçenler yarışın kaybedenleri oldular. Pist kurumaya başlasa da ardından tekrar yağmur başlıyordu. 
Spin atan ve yarış dışı kalan pilotlardan biri de evinde son kez yarışan Massa idi. Pit alanına giderken gözyaşlarını tutamadı. Tüm taraftarlar ve diğer takım çalışanları Formula 1'de son sezonunu yaşayan Massa'yı alkışladılar.
Mercedes takımında değişen hiç bir şey yoktu. Yarışa ilk 2'de başladılar, ilk 2'de bitirdiler. 
Günün adamı Red Bull pilotu Max Verstappen oldu. Yağmurda rakiplerini adeta uçarcasına geçti ve Brezilya GP'ne damgasını vurdu. Taraflı tarafsız herkes tarafından takdir görmeyi başardı. Bir ara 2. sıraya kadar yükseldi ama yağmur lastiğine geçme kumarını oynadı ve kaybetti, sonuç olarak arkalara düştü. Sonra da yoğun yağmur lastiğine geri dönmek zorunda kalınca da iyice gerilere düştü. Ama büyük uçuş bundan sonra başlayacaktı. Rakiplerini birer birer geçti, taaa 3. sıraya kadar yükseldi ve podyuma çıkmayı başardı.
Bazıları Verstappen için lastik hatasını yapmasa, 1. bile olurdu diye yorumlar yaptı sosyal medyada. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Mercedes pilotları rölantide araç kullandılar. Rosberg, gafil avlandı ve geçildi. Hiç beklemediği yerden, dışarıdan atak yedi. Orada yağmurdan dolayı daha iyi çekiş yakalayan Verstappen, 2.'liğe yükselmişti. Bunu daha sonra başka pilotlara da kullanacaktı. Sonrasında lider Hamilton, tehlikeyi farkedince hızını arttırdı ve yaklaşmasına izin vermedi. Red Bull'da bu sebepten kumar oynadı ve 2.'liğe razı olmayıp 1.'liği kovaladı. Ters tepti. 
Yağmur yarışı çok durdurmuş olsa da, F1 bu hafta izleyenleri ekranları başına adeta çiviledi.