Lisede matematik derslerinde sıkça karşımıza üç bilinmeyenli denklemler çıkardı. Ax+by+cz=m şeklindeki bir denkleme üç bilinmeyenli Diafant denklem deniliyordu. Eğer a,b,c katsayılarından biri sıfır ise, elde edilen denklem 1.dereceden iki bilinmeyenli Diafant denklemidir. Ya katsayıların hepsi sıfır ise bu denkleme ne denilebilir?

10 Ağustos Pazar günü yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde şu ana kadar üç aday, Türkiye Cumhuriyetinin bir numaralı makamı için milletvekilleri tarafından aday gösterildiler. Üç adayı analiz ettiğinizde, Orta Doğu'nun en karışık olduğu dönemde ülkeyi yönetecek lider adaylarının tek ortak paydası olduğunu görebiliyorsunuz.

Geçen haftaki yazımda Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verilmezse bunun Recep Tayyip Erdoğan'a verilmiş oy olacağının ifade edildiğini söylemiştik. Ya Ekmeleddin İhsanoğlu'na oy verirsek oyumuzu kime vermiş olacağız diye sormuştuk. Soruyu düşünen birçok okuyucu dostumuz ya ABD ya ABD diye yanıt vermişti. Bu hafta içerisinden açıklanan üçüncü aday denkleme yeni bir bilinmez ekledi mi? Bence hala tek bilineni olan üç denklem var görünüyor ve bilinmezlerin hepsi de tek adresi işaret ediyor.

Bugün maalesef dünyada giderek İslam denildiğinde çağrışımların başına Taliban; El Kaide ve şimdilerde IŞİD gibi kavramların gelmesi artıyor. İslam ile terörizm aynı kefelerde sunulmaya gayret ediliyor. Bunun başlangıcı dün Afgan-Rus Savaşı sırasında ABD tarafından oluşturulan El Kaide iken; bugün yine ABD'nin demokrasi getireceğim diye savaş açtığı coğrafyada IŞİD vahşi cinayetlerini İslamiyet adına yapıyor. Hatta liderleri Ebubekir Bağdadi hafta içerisinde Mekke'ye sefer yaparak putperestlik olarak kabul ettikleri Kabe'yi yıkacaklarını ilan etti.

Geçen haftaki yazımda ABD'nin Orta Doğu'daki en büyük düşman olarak başta Cemal Nasır olmak üzere laik milliyetçiler olarak belirlediğini ifade etmiştik. Rusya'ya karşı İslamiyet'i kullanmak üzere geliştirdiği 'Yeşil Kuşak' projesiyle bir anlamda bir taşla iki kuş vurmuş olacaklardı. Bugün ılımlı İslam, radikal dinci gibi kavramlar tamamen bu projenin mahsulüdür. Bu projenin en büyük yürütücüsü olan BOP(Büyük Ortadoğu Projesi) bugün orta doğuda akan kanın ve vahşetin baş sorumlusudur ve bunun eşbaşkanı olmakla övünen Başbakan Erdoğan da cumhurbaşkanlığının en büyük adayıdır.

Orta Doğu'da akan kan ve gözyaşı sadece bir topluluk için gelecek umudu ve kazanımlar sağlamıştır. ABD'nin Körfez Savaşları sırasında en başından beridir stratejik ortaklık yaptığı Kürtler; yüzyıllarca özlem duydukları devletlerine ulaşmaları için gün sayıyorlar. Yine bu hafta içerisinde yaşanılan gelişmeler bağımsız Kürdistan'ın kuruluşunu hızlandıracaktır. Hatta bu hafta mahkemenin kurulmasında engel görmediği Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi gerekli resmi başvurularını da yapacak ve belki de bir sonraki seçim yarışında bizlerden oy talep edecektir. Bu perspektifte Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı adaylığını ABD'den bağımsız okuyabilmemiz mümkün müdür?

Yakın zamanda Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yurtdışı kaynaklara göre 'Laik Milliyetçi' bizim tanımlamamıza göre 'Ulusalcılar' önce mesnetsiz suçlamalarla yıllarca cezaevlerinde tutuldular, sonra onları oraya sokanların kendi aralarındaki post kavgalarıyla beraber özgürlüklerine kavuştular. Cezaevlerinde tutuklu komutanlar ve üst düzet devlet görevlileri bir anlamda savaşta esir alındıklarını ve ülke için her şeyi göze alacaklarını dile getirmişlerdi. Bugün her geçen gün tek başına iktidarını güçlendiren hükümete karşı en güçlü muhalefet ve yeni siyaset onlar ekseninde gerçekleşebilir görünüyor. Gezi Direnişi, Silivri Mahkemeleri süreçleri muhalefeti bu eksende güçlendirmişti.

Milliyetçiliğin partisi MHP ile Laikliğin teminatı olarak kendini gören CHP tam da bu dönemde bugüne kadar siyasette başaramadıkları uzlaşmayı yaparak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak bir aday açıkladılar. Yerel seçimlerde partilerinin engellerine rağmen halk Mansur Yavaş gibi bazı adaylarda ortak uzlaşı sağlamayı başarmış ama parti organları bu işbirliklerine karşı olduklarını ilan etmişlerdi. Bugün ilan ettikleri aday ne MHP adayıdır ne de CHP adayıdır. Denklemdeki tek bilinen düşünüldüğünde bugünkü CHP ve MHP yönetimlerinin; AKP yönetimlerinden ne kadar farklı olduklarını tekrar değerlendirmemiz gerekecek. İktidarı belirleyenin, muhalefeti belirleyenin aynı olduğu bir ülkede tam bağımsızlıktan söz etmek mümkün müdür? Bu sebeple üç denklemi iyi analiz etmeli, aynı bilineni kendi gerçeklerimizle yeniden değerlendirmek bu ve sonraki seçimlerde asıl amacımız olmalıdır.