Çocukluğumda tüm tatil zamanlarında babamın dükkanında, ona yardım ederdim. Diş fakültesi öğrencileri genelde müşterilerimiz olduğu için bazı günler tek bir müşteri gelmeden tüm gün dükkanda beklediğim olurdu. Bu sıkıcı günlerin en büyük şansı komşu dükkanın bir bakkal olmasıydı. Dostumuz Adnan ağabey, istediğim gazeteyi ücretsiz alıp okumama izin verirdi. Yeni Asır'ın spor haberlerini okumakla başlayan günüm, tüm gazeteleri tek tek tüm sayfalarını okuyana dek sürerdi. Komşumuzun bakkal olması ve hoşgörüsü en büyük zenginliğimdi.

Aradan yıllar geçti. Her ne kadar internetten haber takip etmek kolaycılığının payı olsa da gazete okumak, onları sıraya dizmek bana tat vermiyor. Tüm gazetelerde aynı manşet, aynı yorumlar. Televizyon haberleri bile kopyala yapıştır benzerliğinde. Birbirine zıt düşüncedeki kanalların alt yazı ile bildirdikleri haberler satırı satırına aynı. Tek bir gazeteye göz gezdirmek onlarca gazeteyi okumakla aynı şey. En keyifle okuduğum spor haberleri bile tek elden yazılıyor. Zaman zaman farklı düşünceleri ve ayna tutmaları ile bizi kızdırsa bile Murat Arabacı ve Mustafa Köprülü de olmasa tüm Altay haberleri kelime kelime aynı. Onlarca gazete ismi altında sadece iki muhabirin olması ne acı. Ve biliyorum ki tüm gazetelerde çalışan muhabir kardeşlerimizin maddi ve sosyal konumları her geçen gün daha kötüye gidiyor. Her geçen gün birinin daha işsizliğe mahkum edildiğini duyuyoruz. İyi ki Murat Arabacı var, iyi ki Mustafa Köprülü var ki, farklı bir pencereden, bağımsız, bazen eleştiren bazen yol gösteren haberleri takip edebiliyoruz. Her gün sosyal medyadan gönderilen Altay haberlerine baktığımızda bu iki kardeşimizin özel haberleri dışında tüm haberler satırı satırına, fotoğraflarına kadar aynı. En büyük keyif olan gazete haberlerini takip etme hevesi, üçüncü gazeteden itibaren anlamsızlaşıyor. Kulüpten maaşını alarak haber üreten Özgür Aşar kardeşimiz olmasa okuyacak haber bulamayacağız. Basın bülteni olarak hazırlanan haberlerin, gerçek gazeteciliğin bağımsız, tarafsız ve eleştirlen özelliklerini barındırması mümkün olamıyor. Hepimiz artık gazetelerde resmi basın bültenlerini okuyoruz. Kulüpler için de geçerli bu, yerel ve merkezi yönetimsel haberler için de geçerli. Tek elden çıkan haberlerin varlığı ve bunlara antitez oluşturabilecek habercilerin yokluğu medya takibini de anlamsız hale getiriyor. Sosyal medyada herkesin belki de muhabirliğe soyunmasının sebebi de bu. Herkes elinde cep telefonu ve kamerası haber bildirme peşinde. En çok izlenen haber bültenlerinin sonuna bile 'sizden gelenler' adı altında uydurma, güldürmece paylaşımlar gösteriliyor. Kendi muhabirine para vermeyen, istihkam sağlamayan medya kuruluşları da bu haberci olma hevesindeki kişilerin emeklerini sömürüyor.

İyi ki hala bazı muhabirler var. İyi ki Haber Ekspres var. Çok az sayıda basılıyor olsa da, sayfa tıklanmaları bir çok kritere göre yeterisiz algılanıyorsa da iyi ki gazetemiz var. İyi ki sizler varsınız. Bu tek ses medya içerisinde farklı bir ses arayışıyla bu satırları okuyor, farklı düşünen, gücünü bağımsızlığından alan gazeteleri ve yayın organlarını destekliyorsunuz. Yetiyor mu? Bu muhabirlerimiz seslerini duyurmaya devam ettiği sürece, Haber Ekspres ve benzer gazeteler nefes almaya devam ettiği sürece küçük de olsa bir kitle için yetecek. Ama tüm ışıklar kapandığında, hepimiz zaten aynı karanlığın içinde yer alacağız.