Türkiye'de gündem ne kadar çabuk değişiyor değil mi?
Değil.
Aksine gündem hep aynı: ölüm, kan, gasp/hırsızlık, cinayet, uyuşturucu, savaş...; başkalarının kanı/canı üzerinden kurulması umulan bir istikbal = pislik.
Doğal olarak kokunun başladığı, temizlenecek ilk yer balığın başı. Ama nerdeee?
Yok maden göçmüş; yok kadın cinayeti; yok askerlerimiz katledilmiş... Hep aynı.
Yok dünyanın en önemli ülkelerinden biriymişiz; yok bilmem kaç milyon metreküp petrol bulunmuş, doğalgaz desen deniz de kum bizde gaz; yok yedi düvele boyun eğdirmişiz, Obama izin istemiş! Yok devenin nalı! Hep aynı terane.
'Gündem değişiyor, yetişemiyoruz' diye seni uyutuyorlar, e zaten bi bitmedi şu uykun! Yat, zıbar, uyu!
 Bir madalyonun iki yüzü...

*

Robin Hood'u Robin Hood yapan şey, Lordlarından, Düklerinden yürüttüğü altın, para, mücevher vs. her ne ise onu aynen, olduğu şekilde halka vermesi ve karşılığında bir şey almaması.
Bizimkilerin Robin Hood'u altın, para, mücevher vermiyor yoksul halkına; varsa yoksa makarna, çorba, 500 kg kömür, 35 lira aylık çocuk parası... Karşılığında canlarını alıyor, mallarını alıyor, kafasını kaldıranı ya gaz fişeğiyle ya da köpeklerine dövdürterek öldürüyor, olmadı tutuklamalar, dayaklar, fişlemeler...
Şuursuzluk denizinde yüzülmez ya dipteki kayalar gibi duruyoruz bu denizin içinde. Şanslılarımız ot olup, öyle yaşıyor.
RTE'ye Robin Hood muamelesi yapılıyor.
Çürümüş, dokunduğunda sulanmış etleri elinde kalan, yürüyemeyen/yatalak, içi dışı leş gibi kokan bir bedene sahip yüce millet...
Ciğerleri karbondioksit bağımlısı... Azıcık bir oksijen kaçsa dişleri dökülmüş ağzından içeriye, öksürük nöbetlerine giren bir ulus! Her iki kişiden biri ahlaken hırsız.
Ulus mu? Ulus dediysem yanlış anlama, o sadece Ankara'da gece kulüplerindeki seks işçilerinin fink atarak para kazanmaya çalıştığı yer. Hemen yanı başında Hacı Bayram var, IŞİD'e en çok otobüs kaldırılan yer, kutsal mekan! İç içe geçmiş.
Bir madalyonun iki yüzü...

*

Geçen gece bu ülkede iki farklı 29 Ekim kutlandı.
Biri Türkiye Cumhuriyeti'nin, diğeri 'Kobani'nin 29 Ekim'i.
İlk defa, polise askere atılan havai fişekler, atılması gereken yere, havaya, atıldı. Peşmerge askerleri, sevgi seli ve havai fişekler altından arabalarını sürdü geçti Suruç'a. Amerikan üniformalı Kürt askerlerini alkışlarla karşıladı Türkiye'de yaşayan 'Kürt'ler, kafalarında muhtemelen kurtarıcılarının bir gün onlar için de geleceğine dair düşünce...
Bir madalyonun iki yüzü...

*

Madencinin fıtratında ölüm var dedi ya asrın lideri, herkes 'Ha evet ya, fıtrat da var, ben gördüm; fıtratın sağ arka tarafında duruyor' demeye başladı.
Sonra Soma oldu. Soma son olsun derken bir yasa çıkarttılar. Binlerce madenci bunların yüzünden işinden oldu, üstelik madenlerle ilgili işçi sağlığı ve güvenliğini arttıracak madde yoktu maden düzenlemesinde.
İşte tam o sırada ölmeyi bekleyen 18 kişi daha vardı, bir gün önce su basan madende. Muhtemelen bu yazı basılıncaya kadar ölecekler.
Ve yine seçimler gelecek.
Ve yine gidip katiline oy verecek bu millet.
Bizi gözyaşlarına boğan küçük masum çocuk, babasının 'mama getirmeye' gittiğini bilecek...
Diyorlar ya, sosyolojik bir sorun falan... Değil efendim değil. Bu tıbbi bir sorun.