Ey İzmir'de yaşayanlar; buranın bu kentin kıymetini bilelim, kentli olmaktan gurur duyalım. İstanbul, bir imparatorluğun başkenti olmanın önceliğiyle yıllarca belki hep ön planda olmuştur ama unutmasın İzmir de zaman içinde gerek ekonomik gerekse sosyal gelişmelerin öncüsü olarak tanınmıştır. Üstelik bilinmelidir ki İstanbul, biraz önce yazdığım üzere imparatorluk başkenti oluşunun verdiği güçle ülkenin tamamını bir ölçüde hırpalarken İzmir; Anadolu ile birlikte ülke için her zaman ekonomik ve besleyici güç olmuştur.

Elbette; İzmir'in Ege Bölgesi'ndeki stratejik konumunun da bu gelişmede payı olacaktır. Ta eski çağlardan bu yana İzmir ve yakın çevresi; uygarlıktaki tüm zaman dilimlerinde hep önde gelmişlerdir. Bu gelişme ne zamanlardan bu yana derseniz yanıt hazırdır. Ege medeniyetinin yaşanmışlığı İstanbul'dan çok öncelerdedir. Bu tanımı doğrulamak için fazla bir tarih bilgisi bile gerekmeyecektir.

Konuyu bir İzmir İstanbul yarışmasına götürmeye kalkmak, bu konuda bir çözüm aramak elbette hem gereksiz olacak hem de zaman kaybı doğuracaktır. O halde biz ufak ufak düşüncelerimizi yalnızca kentimiz üzerine yoğunlaştıralım, ne dersiniz?  
Osmanlı'da demiryolu yapımının İzmir'den başlaması bir rastlantı sayılmamalıdır. Zira ülkenin en verimli yöresi burası olduktan öte, tüketim dünyasının aradığı ürünler de çevremizde yetiştirilmektedir.

Batılı yatırımcılar için Ege Bölgesi ve İzmir vazgeçilmez bir konumdadır. Levanten olarak tanımlanan bu hemşerilerimiz İzmir'deki ekonomik ve sosyal etkinliklerin öncüsü olmuşlardır. Sosyal yaşantıdan küçük bir örnek vereyim isterseniz. İngiltere'de giderek yaygınlaşan futbol tutkusunun İzmir'deki yansımasının örneğini futbolun İmparatorlukta oynandığı ilk yerin Bornova olmasında görmekteyiz.

Dolasıyla ülkede tramvay gibi uygarlık örneği bir ulaşım aracının Göztepe - Konak arasında 1880'lerde İzmir'de kullanıldığını söylemek kentimizin gelişmişliğini tanımlayan bir kehanet sayılmamalıdır. Tek yönlü çalışıyor, hareketleri atlarla sağlanıyor olsa da tramvay tramvaydır sonuçta. Daha sonraları 1900'lerin hemen başlarında bu kere tramvaylar Konak- Güzelyalı arasında çift hatlı olarak çalışmaya başlamışlar, 1928 yılında elektrikle çalışır duruma dönüştürülmüşlerdir. 1954 yılında tramvaylar servisten kaldırılmışlar, yerlerine troleybüs ve otobüsler kent içi ulaşımda kullanılır olmuşlardır.
***
Böylelikle İzmir'imizden ve tramvayın kentimizdeki geçmişinden kısaca bahsederek asıl söylemek istediklerime geleyim.
Geçen hafta içinde her zamanki yolculuk programımı bırakarak Karşıyaka'dan vapurla Üçkuyular üzerinden Göztepe'ye geçtim. Niyetim oradan otobüslere atlayıp Konak'a gitmekti. İskele karşısındaki o bizim estetik köprümüzden yürüyerek otobüs durağına indim. Bir kalabalık bir kalabalık, insanın inanası gelmiyor. Bekledik bekledik otobüsün göründüğü yok. Ben de vazgeçip başladım Konak'a doğru yürümeye. Bir cesaret geldi, yaşımın geçkinliğine karşın bir baktım sonunda Konak'a gelmişim. Eski günlerim de aklıma gelmedi değil ama bu arada en çok yapımı iki seneyi geçen tramvay hatlarının durumunu izledim. Elbette Karşıyaka'da bulunan tramvayın verdiği rahatlığı aklıma getirerek sürekli düşündüm durdum.

Biliyorum, kimseler şimdi bu yazdıklarımı önemsemeyecek ve belki de bu uçuk öneri de nereden çıktı diyerek yüksünecekler. Olsun ben gene yazacağım. Bu işlerin kolay olmadığını biliyorum, nedenine gelince yürürken baktım baktım raylar döşenmiş, teller gerilmiş, bir ölçüde istasyonların yerleri belirlenmiş geriye ne kalmıştır dersiniz? Belki sinyalizasyon sisteminin devreye sokulmamış olması yetkilileri düşündürüyor olabilir. Benzetmek gibi olmasın hani gördüğüm kadarıyla şeker hazır, un hazır, yağ hazır ve tencere de hazır; bir tek el atıp helvayı karmak kalıyor geriye.

Benim naçizane önerim tramvayın Üçkuyular-Konak arasında çalışmaya başlamasıdır. Bakınız önerim gerçekleşirse bir kere olumsuz düşüncede olanların sesleri kısılacaktır. Hepimizin bildiğidir, bu tramvay için bitmeyen bir karşı düşünce ortamı vardır, sürdürülmektedir üstelik. Efendim ne gerek varmış tramvaya (!) Tramvayın çalışmaya başlamasının ikinci yararı ise Mustafa Kemal Bulvarı üzerindeki trafik işkencesine çözüm olacağıdır.

Yinelemiş olayım; tramvay gelir, Konak'ta makas atlar, diğer hatta geçer ve Üçkuyular'a yönlenir. Bu uygulama Konak -Halkapınar bağlantısı bitinceye kadar sürecektir. Elbette, sorun yeterli derecede algılanabilirse herkes görev başına, çalışmanın çok yararlı olacağına inanıyorum. Bunlar olmayacak şeyler değildir, yeter ki yapılmak istensin. Haydi bir gayret başlayalım mı, ne dersiniz?
Esenlikle kalınız...