Dünyada 37 milyon izleyiciye ulaşan, 96 ülkede ve 280 şehirde gösteri yapan Anadolu Ateşi, M.Ö. 1180 yılında gerçekleştiği düşünülen ve Homeros tarafından yazılı hale getirilen Troya Efsanesini anlatan 'Troya' gösterisiyle Karşıyaka Arena'daydı. Anadolu Ateşi Dans Topluluğu'nun Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Erdoğan ile gösteri öncesi bir söyleşi gerçekleştirdik. Erdoğan, Troya'da 6 yılda edindikleri deneyimler ışığında değişiklikler yaptıklarını dile getirdi. 

Bu kaçıncı gösteriniz? posterinizde yeni ibaresi var bunun da nedenini öğrenebilir miyiz?

Troya daha çok yurtdışında ve Antalya'da gösteriler yapıyor. Ağırlıklı olarak dışardaydık. Troya'yı sahneleyecek genişlikte yeterince sahne yok. İzmir'de ise sadece burada oynayabiliyoruz. 6 yıllık dünya deneyimiyle Troya'da önemli değişiklikler; Kostümlerde, müziklerde değişiklikler, danslarda da eklemeler yaptık. Dansçı kadrosunda gençleştirme yapıyoruz. Kıvılcım Grubundan Troya'ya geçenler var. Yurtdışından gelen arkadaşlarımız var: Kübalı, Arjantinli,Amerikalı, Rus dansçılarımız var. Biz prensip olarak yabancı dansçı almazdık ama artık alıyoruz. Çok talep vardı. İzmir'e layık bir gösteri hazırladık. Türkiye'nin tartışmasız en iyi seyircisi İzmir seyircisidir. sanırım bu Troya'yla da ilgili çünkü Troya'nın içersinde de İzmir var. Troya'yı yazan ozan İzmirli. Bu sebeple biz buraya her geldiğimizde heyecanlı bir şekilde sahneye çıkarız. Bizi seven seyircinin farkındayız onlara layık olmak için çalışıyoruz o açıdan heyecanlıyım.

Kaç dansçı var ve kaçı yabancı?

250 tane dansçımız, 80'de çocuk dansçımız var. 120 kişi ile buradayız. Ayrıca 50 kişi teknik ve idari kadro ekibimiz bulunuyor. Troya gösterinsinde ise 10 tane yabancı dansçımız var. Hepsi profesyonel dansçılar. Bu yüzden de dansın bir disiplin sanatı olduğunu da biliyorlar. Biz biraz daha farklıyız tabii. Bizim kurallarımız biraz daha zordur. Ona da kısa sürede alışıyorlar. Dansçı seçiminde dansçının müzik kulağı olması çok önemlidir. Müzik yeteneği çok önemlidir. Bir de birlikte yaşama kültürü ve disiplin.

Duygu Aykal'dan etkilendim


Kareografilerinizi oluşturmakta size ilham veren şeyler nelerdir?


Eskiçağ mitolojileri, Anadolu efsaneleri diyebiliriz. Aslında bu topraklarda o kadar çok hikaye var ki her birinden ayrı bir oyun çıkarmak mümkün.

Etkilendiğiniz kareograflar hangisidir?

Fransız Maurice Bejer ve Rus İgor Moiseyev ikisini ayrıca çok severim. Türkiye'den de rahmetli Duygu Aykal, bizim hocamız.

Size katılmak isteyen dansçılara ne söylemek istersiniz?

Bizimle bağlantıya geçsinler. Kendi internet sayfamızda nasıl başvuracakları belli. Özellikle İzmir'de çok isteriz. Antalya'da bir okulumuz var. Buraya daha yakın olduğu ve orada kalabilecekleri için Antalya okulunda onları eğitebiliriz. İstanbul, Ankara, Gaziantep'te de okullar var. Oralara da başvurabilirler.

Gelecek için projeleriniz var mı?

Doğu'nun kapıları var. Geçen sene yetiştermeye çalıştığımız ama yetiştiremediğimiz. Önümüze sezona yetiştirmeye çalışıyoruz. İpek Yolu güzergahını takip edip İstanbul'da uzun bir durak yapıp Viyana'ya kadar giden yani bizim göç serüvenimizi anlatıyor. Anadolu halkının göç serüvenini anlatan bir çok kültürlü çok renkli bir müzikal. Ona çalışıyoruz. Çocuk projemiz var. Kıvılcımla ra yeni bir oyun hazırlıyoruz. Bir de dans okulları açmaya devam ediyoruz. Şu an da 4 yerde okulumuz var. Bir tarihte İzmir'de denemiştik. Önümüzdeki yıl umarım İzmir'de de açacağız. İzmir dansçı potansiyeli olan, kültür birikimi ve seyircisi ile iyi bir yer. Bir çok İzmir'li dansçımız var ama İzmir'de okulumuz yok. Onun için çalışma yapacağız.