Geçen pazar günkü yazımın konusunu, Türk siyasetçileriyle bürokratlarını rüşvete boğan, bunu da yargılandığı mahkeme önünde, "Rüşvete meyilli herkesin bir fiyatı vardır" diye açıklayan, yapıp ettiklerini "bülbül" gibi şakıyıp anlatan Rıza Sarraf'a ayırmış, Türk yargısının değil de ABD yargısının marifeti nedeniyle ülkenin bayrağına, hoşgörülerine dayanarak, bir yıldız eklemiştim. Böylelikle bayraktaki yıldız sayısı 50'den 51'e çıkmıştı!

Dileyen herkesin şort, tişort, sutyen, mayo hatta erkeklere slip bile yaptığı ABD bayrağına bu ölçüde odaklanmamın üzerinden daha bir hafta bile geçmedi ki bir yıldız daha eklemem gerekti!
      
ABD Başkanı Trump, İsrail-Filistin çatışmasının en merkezi sorunlarından birisini oluşturan, üç din için de kutsal olan Kudüs'ü, "gecikmiş bir karar" nitelemesinden hareketle İsrail'in resmi başkenti olarak tanıdı. Bilindiği gibi İsrail'in bayrağında da, beyaz zemin üzerinde iki yatay mavi şerit arasında aynı mavi renkte bir Davut yıldızı yer alır. İşte Trump'ın konuyla ilgili imzaladığı kararnameyi şişinerek tv ekranlarında gösterdiği sıra ben de atağa kalkıp bu Davut yıldızını 52. yıldız niyetine ABD bayrağına iliştirdim.
      
Bu bayrak gönderlerde dalgalanmaya başladığı sıra TRT'den konuyla ilgili olarak Trump'ın kararı karşısında dünyanın ayağa kalktığı ve protestoların peş peşe geldiği haberi aktarıldı. Güldüm. Ayağa kalkan üç beş Arap ülkesi ile geri bıraktırılmış, bizimki dahil, birkaç ülke siyasetçisinin "cart curt"tan oluşan demeçleriydi.
     
Neyse, bu yazıyı da geçen yazıdaki son tümceyle bağlayalım:
     
Bayrağa selam!