Nedense siyaset konuşanlar, ekonomiyi konuşan halkın yanında zayıf kaldılar. Genelde belediye başkanları 'heyecan' içindeler, 'Acaba koltuğumuzu koruyacak mıyız?' diyorlar...
Çoğunda özellikle CHP'lilerde korku dağları sarmış durumda. Çünkü önlerini kimse göremiyor...
Bir de birlikte olduklarında tabii...
Yoksa normal vatandaş 'aş ve iş' derdinde. Bu arada;  2018 yılının işsizlik rakamları açıklandı.
2018 eylül- ekim-kasım döneminde işsizlik yüzde 13,6 oldu. 2018 ekim döneminde ise işsizlik oranı yüzde 11,6 olarak belirtildi. Tabii bunlar; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Ekim döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 501 bin kişi artarak 3 milyon 788 bin kişi oldu.
İşsizlik oranı 1,3 puanlık artış ile yüzde 11,6 seviyesinde gerçekleşti. Bir önceki dönemde yüzde 11,4 seviyesindeydi.
Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 1,3 puanlık artış ile yüzde 13,6 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 3 puanlık artış ile yüzde 22,3 olurken,15-64 yaş grubunda bu oran 1,4 puanlık artış ile yüzde 11,9 olarak gerçekleşti.

Sokak hayvanları da önemli

Bunları bir yana bırakalım, 'bakalım vatandaş ne istiyor?' ona bakalım:
Örneğin; Figen Akgül, 'İzmir'e yakışan uygulamaya Urla da dahil edilsin!' diyor...
Figen Akgül, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ilçelerde kış boyunca sokak hayvanlarına mama dağıtımı yapacağı haberini görmüş ve Urla'nın listede olmadığını fark etmiş. Urla'daki sokak hayvanlarının da bu imkandan yararlanması için başlattığı kampanyanın başarılı olmasını istiyor.
Tabii bu bizlerin de desteğiyle olabilir.

Yürek ısıttı

İnternette yayınlanan aşağıdaki haber ben dahil pek çok hayvan severin yüreğini ısıttı. 'İzmir Büyükşehir Belediyesi, aşırı soğuklarda yiyecek bulmakta zorlanan sokak hayvanları için, yüksek enerji veren mama dağıtımı yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, soğuk hava nedeniyle aç kalan, yiyecek bulmakta zorlanan sokak hayvanları için şehirdeki belli noktalara mama koydu. Enerji oranları hesaplanmış 2 ton kuru mama, kent merkezlerinde hayvanların yoğunlukta olduğu yerlere bırakıldı.

Ya diğerleri...

Hatay, Eşrefpaşa, Buca, Narlıdere, Karşıyaka, Ulukent, Menemen, Bornova, Mersinler, Alsancak, Gaziemir, Konak, Kadifekale ve Meles Deltası'nda yapılan mama dağıtımının, olumsuz hava koşulları sürdükçe tekrarlanacağı bildirildi. Kış aylarında nüfusları azalan turistik Foça, Çeşme, Karaburun, Dikili, Menderes ve Seferihisar ilçelerinde de düzenli olarak mama dağıtımı yaptıklarını hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Hande Özyoğurtçu, 'Can dostlarımızın soğuk havalarda korunmadan daha çok beslenmeye ihtiyaçları var. Karınlarının tok olması, ısı regülasyonunun sağlanmasına yardım ediyor ve onları soğuktan koruyor. O nedenle soğuk havalarda, enerji veren mama dağıtımlarımıza rutin bir şekilde devam edeceğiz' şeklinde konuştu.'

Hayvanseverler

'Fakat İzmir'in sorumluluk alanı en geniş ve sokak hayvanı çok olan ilçelerinden biri olan Urla'nın neden dağıtım yapılan ilçeler arasında olmadığını anlamadım' diyor Figen Akgül ile Urla Atatürk Mahallesi'nden; Türkcan- Ünal Tümin, Bilgin Önder, Mediha- Yılmaz Doğan, Suzan- Durmuş Tezbaşaran...
Ve, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı Veteriner İşleri Müdürlüğü'nden listeye Urla'yı da eklemelerini istiyorlar...

HAFTANIN HABERİ

Hayatın gerçeği!

İzmir Veteriner Hekimleri Odası, Yönetim Kurulu adına Başkan Gökhan Özdemir, 'Haydi veteriner fakültesi açalım! Bütün sahipsiz hayvanları da bahçesinde toplayalım!' önerisini yaptı.
Gökhan Özdemir,  'Yıllar önceydi; Aydın, Burdur, Balıkesir illerinde, Milas ve Kiraz ilçelerinde henüz Veteriner Fakültesi yoktu. Biz veteriner hekimler 'İzmir'de Veteriner Fakültesi açılmalı' derken kimse dikkate almadı.
İzmir'deki belediyelerin çoğunda Veteriner İşleri Müdürlüğü'nü bırakın veteriner hekim bile yoktu.
Özel kliniklerin teknik imkânları günümüzdeki kadar iyi değildi, çünkü teknolojik olanaklar ülkemiz için yeni olduğu kadar meslektaşlarımızın ulaşabilmesi için de oldukça pahalıydı.
Yıllarca Ege'nin kıymetlisi İzmir'in hayvan sevgisi ile dolu insanları, Fakülte olanaklarına en ihtiyaç duydukları anlarda çaresiz bırakıldılar. Yıllarca Ege'nin bereketlisi İzmir'in hayvancılığı, Veteriner Hekim Öğretim Üyesi bile olmayan fakültelerin eline bırakıldı. Yıllarca Ege'nin incisi İzmir'in limanları, belki de bugün hayvansal ürünleri ihraç edebilecek konumda olacakken, ithal-et gemilerine mahkûm edildi. Şimdi, 'Ege Üniversitesi'nde Veteriner Fakültesi açalım" diyorsunuz. Hem de halk sağlığı için referans olan çok önemli bir araştırma ve bilim kurumunu Fakülteye dönüştürmekten bahsediyorsunuz. Şarbon günlerce gündemden düşmemişken ve diğer zoonozlar halk sağlığı için tehdit oluşturmaya devam ederken, ülkemizde toplamda 9 tane olan Enstitülerden birini, Bornova Veteriner Kontrol Enstitünü, sayısı 30'a varmış olan veteriner fakültelerinden biri haline getirmek istiyorsunuz. Ama geç kaldınız. İzmir'in artık veteriner fakültesine ihtiyacı kalmamıştır.
Belediyelerde, Türkiye ortalamasına bakıldığında üst sıralarda yer alacak şekilde hizmet verilmektedir. Özel klinisyen meslektaşlarımız çağı ve teknolojiyi yakalamış hem evcil hayvanlar için hem de gıda amaçlı yetiştirilenlere her türlü hizmeti verebilmektedir. Çoğu meslektaşımız bireysel çabaları ile uzmanlaşma yoluna da gitmiştir. İthal - et gemileri için de, çözüm zaten Veteriner Fakültesi açmak değildir.
Ne İzmir'in ne de artık ülkemizin yeni bir veteriner fakültesine ihtiyacı vardır!
İhtiyacımız; mevcut Veteriner Fakültelerinin ülkemizin ihtiyaçlarına yönelik dal merkezleri olarak üst düzey donanımla yapılandırılmalarıdır.'