Aile işletmeleri Derneği TAİDER'in İzmir'de kuruluşundan bu yana herhalde en büyük destekçisi biziz.

Çünkü İzmir ve Ege'de, Anadolu'da olduğu gibi çok sayıda aile şirketi var.
Bunlar içinde ilk akla gelen herhalde Yaşar Topluluğu'dur.
Geçenlerde Gülseren Hanım köşesinde, ülkemizin, aile şirketlerinin gelecek nesillere devrinde en başarılı ülke olmasını sağlamak için, Aile İşletmeleri Derneği TAİDER'in ne kadar başarılı çalışmalar yaptığını açıklamış, bu arada Almanya'dan örnek vermişti.
Anımsıyorum; dünya çapında dışa kapalı birçok aile şirketi varken, birçoğu da üçüncü nesilden sonra ya parçalanmış ya da satılmış...
Bir ara Yunanistan ve Almanya'da olduğu gibi ülkemizde de birçok fabrika satılmıştı.
Yani el değiştirmişti.
Çünkü ortaklar, daha doğrusu kardeşler arasında ikilem çıkınca bu acı sonuç kaçınılmaz oluyor.
Bizim güzel bir atasözümüz var.
'Evdeki hesap çarşıya uymaz!' diye...
Hatta büyüklerimiz hep, 'Ayağını yorganına göre uzat!' diye uyarı görevlerini de yaparlar.
Kurumsallaşma kadar bir şirket için en önemlisi temel unsur olan sürdürülebilirliktir.
Şunu aklımızdan çıkarmayalım; bir işyerinde çalışanların yöneticilere, patronların çalışanlarına güveni yoksa yani güven eksikliği varsa maliyet artar.
Tabii ki firmaya karşı toplumun da güvenini kazanmak şarttır.
Sonuç olarak her sorun işbirliği ile çözülür, zincirin her halkası çok önemlidir.
Yalnız kendi neslimizi ve işimizi değil sonraki nesillerin yaşamları ve geçim kaynaklarını da koruma altına almalıyız.
Sermayenin sorumlu bir şekilde yönlendirilmesi toplumun iyiliği için önemli bir güçtür, kurumsal koruyucu yaklaşım, kurumsal avantajlar sağlar.
Her zaman gözlemliyoruz; büyük başarılara ulaşan şirketler, daha büyük getiriler elde edebiliyor.
Yani toplum için, çalışanları için, çevre için, gelecek nesiller için tüm işletmeler için hayati önem taşıyor.
'Benden sonra tufan' ya da 'bana ne?' Dediğimizde felaket gelir.

Uçak yapmamız lazım

Bir örnek vereyim:
Okuyucularımız anımsayacaktır, Pekin'de yani Çin'de hava kirliliği nedeniyle birçok fabrika hükümet tarafından kapatılmıştı.
Sonuçta, başta tekstil sanayiinde olmak üzere birçok firmanın kullandığı siyah mürekkep karaborsaya düştü, bunu da bırakın piyasada yoktu.
Tüm dünyada olduğu gibi bizim İzmir'deki birçok kuruluşumuz da çok büyük zarara girdi.
Çünkü, bizim gibi tüm dünyanın en büyük siyah boya üretici ve tedarikçileri Pekin'de idi...
Dikkat ederseniz firma ismi vermeden olayı naklettim.
Şimdi güncele geleyim.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan ile Kahramanmaraş milletvekili adayı Fatih Mehmet Ceyhan, partisinin Dulkadiroğlu İlçe Teşkilatı'nın verdiği iftar yemeğine katıldı.
Aycan, ekonomiyle ilgili bir soru üzerine ekonomi politikalarının hükümetle farklı olduğunu belirterek şunları söyledi:
'Bir takım yanlışlıklar var tabii ki. Yani hükümetin de yanlışlar yaptığını kabul etmek lazım ben o görüşteyim.
Evet dış baskılar var, dış etkiler var.
Dolar, dünya piyasalarında değer kazanıyor.
ABD'nin para politikası değişti.
Doları çekiyor ve faiz oranlarını yükseltti.
Genel anlamda tabii bu doların dünyada değer kazanmasına sebep oldu ama bizim de yanlışlarımız var.
Söylüyorum, Sayın Cumhurbaşkanını eleştirmek için söylemiyorum ama para politikalarına müdahale ediyor.
Bence etmese daha iyi olur.
Merkez Bankası'nın para politikalarına karışmamak lazım.
Bir de sıkıntılar var tabii güven ortamı etkileniyor, transferlerde sorun var, cari açık büyüdü, yatırım yok.
Hatta tersine yerli sermaye kaçıyor.
Ekonomik sıkıntılar var, kabul ediyorum.
Ama bizim burada söylediklerimiz kendi politikalarımız, icra makamında hükümet var. Ama bizim her söylediğimizi de yapmıyor mesela. Af konusunda mesela söylediğimizi yapmadı, ters de düştük aslında.'
Ben de ekleme yapayım:
Yandaş dernekler gülünç açıklama yapıyorlar.
Dünyadan haberleri yok gibi...
Önceki gün biri, bir banka alışverişinden söz etti, kargaları da güldürdü.
Bu tür alışverişlerin bir günde, bir hafta ya da ayda olmadığını, aylar yıllar sürdüğünü, fizibilitelerin ne kadar zamanda hazırlandığından bile habersizler.
Sanki bakkala gidip, 'Ver bir kilo pirinç!' diyorlar...
Yağcılıkta, aldatmacada üstlerine yok valla!

***

DİP EKSPRES

Üretimi tamamlandı

Israrla ve örnekleriyle çok yazdık.
'Bizim otomobil değil uçak yapmamız lazım!' diye...
Çin'den yeni bir haber geldi...
Bir GA20 uçağı, Doğu Çin'in Jiangxi eyaletinde özel konuklara tanıtıldı. Pervaneyle uçan GA20, sabit kanatlı, dört kişilik sivil amaçlı bir uçak olup; fikri mülkiyeti bir Çin özel girişimi olan Guanyi Aero'ya ait.
Başmühendis, yakıt verimli uçağın 1.200 km'lik bir menzile sahip bulunduğunu ve azami hızının saatte 360 km olduğunu açıkladı.
Şirket uçağı geliştirme çalışmalarına 2014 yılında başladı ve üretim merkezini Nanchang Yüksek Teknoloji Bölgesi'ne yerleştirdi. 2022'de yıllık 200 uçaklık bir üretim düzeyine ulaşmayı planlıyor.
Özeti: Bizim yarıştan kopmamamız için mutlaka ve mutlaka uçak yapımına el atmalıyız.