Herkes bir şey söyledi ama doğrusu kulislerde konuşuluyor.
Kaç zamandır başarılı yöneticiler arasında adı geçen eski Denizli Valisi Abdülkadir Demir, çağrıldığı Ankara'da 'Merkeze alınmasını' istedi.
Dileği hafta içindeki yeni valiler kararnamesi ile yerine getirildi.
Biz, 'Siyası baskılara direnemedi' yorumu yapmıştık.
Bazıları ise, 'Görevden alınacağını biliyordu!' dedi.
Nereden bilecek?
Kuşlar mı söylemiş...
Bir iki değil, ara kararname ile 31 ilin valisi değişti.
İstanbul ve Ankara dahil...
Hatta bizim İzmir'den Diyarbakır'a gönderdiğimiz M. Cahit Kıraç da kıyıma uğrayanlar arasında...
Yine biz 'İyi oldu, kurtuldular!' dedik.

Neden kurtuldular:
Siyasi baskılardan, yasa dışı istem ve isteklerden...
'Beni merkeze alın!' diye diekçe veren ve merkeze alınan Vali Demir veda yemeğinde, 'Kente ne yaptıysak bürokrasiye çelme atarak yapabildik. Bir genel müdürle yumruk yumruğa giriyorduk' dedi.
Denizli valinin dediği gibi üretiyor ama bakanı olmasına rağmen bürokrasi çarkını kıramıyor.
Nedeni de bazılarının bamteline basıldığı için...
Yani AKP'ye yakın olduğunu belirtenler, istedikleri gibi at oynatmak istiyorlar.
Ama bazı valiler M. Cahit Kıraç gibi ya da Abdülkadir Demir gibi buna meydan vermiyor.
Vali Demir, devlet terbiyesi sonucu, dilekçesini verdiğinde 'Neden?' diye sorulduğunda,  sadece, 'Bir gerekçesi yok' demekle yetinmişti.

 
'Yeni' Avrupa Birliği Stratejisi

Herşeye 'yeni' baştan başladığını açıklayan ve 'Yeni Türkiye' diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çıkışlarından sonra bazı gelişmeler oldu.

AB'yi yeniden gündemin önemli maddeleri haline getirmek istediğinin sinyallerini vermeye başlayan Türkiye'nin yeni stratejisi Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır tarafından Brüksel'de açıklandı.

Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır tarafından açıklanan yeni strateji, reform, dönüşüm ve iletişimden oluşan üç ayak üzerine oturtuldu.
Avrupa Birliği Bakanı Volkan Bozkır'ın Brüksel'de açıkladığı yeni strateji ilk bakışta eskiden bu yana söylenen ve şimdiye kadar çoktan hayata geçirilmiş olması gereken unsurlardan oluşuyor gibi dursa da satır aralarına inildiğinde hükümetin yönünü Avrupa Birliği'ne çevirme eğilimini ortaya koyması, bu doğrultuda taahhüt altına girildiğini göstermesi ve bu yönde somut ilk adımlardan birini oluşturması açısından önem taşıyor.
'Somut adımları ve yoğun bir etkileşim ağını temel alan bir Avrupa Birliği stratejisinin hayata geçirilmesinin elzem olduğunun' farkına varıldığının görüldüğü belgedeki, 'AB süreci, Türkiye'nin hem iç hem de dış politika vizyonunun en temel dinamiklerinden biridir' gibi retorik dozu yüksek vurgulara rağmen hükümetin karşılık beklemeden kendisini beş yıllık planla bağlama niyeti süreç açısından olumlu sinyal niteliğinde.
Yeni Avrupa Birliği stratejisi, 'Siyasi Reform Süreci', 'Katılım Sürecinde Sosyo-Ekonomik Dönüşüm' ve 'Avrupa Birliği İletişim Stratejisi' ana bölümlerinden oluşuyor.