'Bize kalan
İnsanlığa bırakmak istediğimiz değildi
Binlerce fidan ektik halkın çölüne
Su vermediler eğildi.'
Yusuf Hayaloğlu

Büyük umutlarla başladığımız fakat aynı oranda hayal kırıklığı yaşadığımız sezonun son maçına bugün çıkıyoruz. Üzerimden taraftar formamı ve atkımı çıkartarak takım elbise kravat taktığım yılın sonunda tekrar formamı ve atkımı giyebilmek için sabırsızlandığımı en baştan ifade etmem gerekir sanırım.

Bu bir yılın genelini değerlendirdiğimde özellikle iki alanda hayallerimizden çok uzakta kaldığımızı itiraf edebilirim. Bunlar sportif başarı ve son yıllarda giderek artan camia içerisindeki kutuplaşmaları azaltarak; birleştirici yönetim olabilme hedefiydi. En başta başkanımız Niyazi Konuşmaz olmak üzere yönetim kurulundaki tüm arkadaşlarımın tüm maddi ve manevi gayretlerine rağmen hedeflenen sportif başarı hedefinin maalesef çok uzağında kaldık. Yönetim kurulunun oluşumun ilk günlerinden itibaren camiada artan gerilim eğilimini engelleyemediğimiz gibi, bazı zamanlar içinde benim de olduğum tatsız tartışmaların önüne geçemedik. Oysa hayatım boyunca hayal ettiğim Altay yöneticisi olma hedeflerim içinde bunlar söz konusu değildi. 40 yaşıma kadar Fenerlisiyle, Galatasaraylısı ile mücadele etmişken, bu bir yıl nedense Altaylı olanlarla mücadele etmekle geçti. Açıkça da kabul edebilirim ki, bu kendi adıma bir başarısızlıktı ve bu nedenle bundan sonra sadece ve sadece taraftar olarak her yönetimi desteklemek tercih edeceğim yol olacak.   

Daha yönetime aday olduğumuz ilk günlerde dahi daha önce saygı duyduğum camia da büyük olarak kabul ettiğim bazı kişiler başkan adayımız Niyazi Konuşmaz ve diğer yönetici adaylarımız için ağır ithamlarda bulunarak, o yönetimde yer almamam gerektiğini söylemişlerdi. Onlara cevabım yanlış bir şey olursa orada olmayacağım idi. Son güne kadar beraber yönetici olduğum başkanım ve arkadaşlarımdan en ufak kaygım olmadı. Bundan sonra hizmette beraber olmasak da Altay için savaşmış kişiler olarak bir ömür abi-kardeş kalacağımızdan endişem yok. Başarılı olup olmadığımız elbette tartışılacaktır ve hepimiz de özeleştiri yapma cesaretini gösterebilecek insanlarız ama başta başkanım Niyazi Konuşmaz olmak üzere, tüm yönetim kurulu üyesi dostlarımın insanlıklarına, dürüstlüklerine ve Büyük Altay'a canı gönülden bağlılıklarına tüm yüreğimle inanıyorum. İnsan sevdiğine istemeyerek de olsa zarar verebilir. Bu yönetimin Altay'a zarar vermemek ve bir şeyler üretebilmek için gece gündüz çalıştığının birebir şahidiyim. Bu çalışmalar neticesinde bir önceki başkanımızın tespiti ile Altay 250 km hızla bayır aşağı gidiyorken; en azından bu durumu durdurduğumuz inancındayım. Umarım yeni göreve gelecek yönetim kurulu Altay'ımızı tekrar yukarı doğru yola çıkaracaktır.

Hayalindeki Altaylı'yı tarif et deseler çizeceğim portrenin ete kemiğe bürünmüş hali olan Mehmet Mütevellioğlu ile beraber bir yıl sosyal komitede çalışmak; bu yılın en keyifli ve benim için kazanç olan yanıydı. Her ne kadar hedeflerimizin az bir kısmını gerçekleştirebilmiş olsak da Orhan Cura, Ali Rıza Şenol, Samba, Orhan Adalı ziyaretlerimizdeki büyüklerimizin gözlerindeki ışıltı bir ömür boyu benim için yolumu aydınlatacak bir güç olacak. 40 yıldır yazılmamış Altay tarihini kitaplaştırarak kütüphanelerde yer almasını sağlamak oğluma en büyük miraslarımdan olacak. Büyük gayretlerle başarabildiğimiz küçük şeyler bir ömür güzel bir anı olarak kalacak. Bazı genç arkadaşlara aşılayabildiğimiz Altaylılık felsefesi belki de en büyük yatırımımız olacak.

Bu yıl yönetime girerken bazı dostlarımın siyasete farklı pencerelerden baktığımız için uyardığı Semih Çalışır kardeşimi daha yakından tanımak; benim için çok büyük bir rahatlama kaynağı. Siyasete farklı pencerelerden baksak da Altay'a aynı duruşla ve gözle bakabilmenin bir yıl içerisinde bizi iyi bir dost haline getirdiğine inanıyorum. Bugüne kadar Altaylılık konusunda kendimi kimseyle kıyaslamadığım halde şunu da itiraf edebilirim. Semih'in olduğu yerde bir Altaylı olarak ömür boyu içim rahat olacak. Onun Altay'ın çıkarları için her koşulda savaşacak olması, beni bir daha yönetimlerde yer almama kararımda rahatlatıyor. Bizde nasıl ki değişmez divan üyeleri hep oldu, eğer elimde olsaydı Semih Çalışır'ın her yönetimde yer alan bir yönetici olmasını dilerdim. Bunu sadece şahsına olan sevgim ve saygımdan değil; Altay'ı çok sevdiğim için söylüyorum.

Bugünün koşullarında görünen önümüzdeki seçimlerde muhtemelen iki başkan adayımız yer alacak. Bunlardan birisi eğer şimdiki başkanımız Niyazi Konuşmaz aday olmazsa aday olacak olan; çok iyi tanıdığımız, bir yıl beraber çalıştığım, Altay'a uzun yıllar çeşitli kademelerde hizmet etmiş Aslan Savaşan. Geçen yıl kendisinin başkan adaylığını desteklediğimde yazdığım her satırın bugün de arkasındayım. Hatta bu bir yıl içerisinde artı özelliklerini de tanıdım. Diğer aday ise fazla tanıma şansı bulamadığım Murat Bora Dülger. Şu ana kadar gösterdiği özenin bir Altaylı olarak beni mutlu ettiğini söyleyebilirim. Zaman içerisinde kendisini ve projelerini tanımak kendisi hakkında daha sağlıklı karar verebilmemizi kolaylaştıracaktır. Kendisinin yanında çok saygı duyduğum, aynen kendim gibi hatalar yapma ihtimali olsa da Altaylılığından şüphe duymadığım Ahmet Taşpınar'ın olması bence kendisi için bir şans olacaktır. Bu nedenle basın toplantısında yaptığım icraatlarla ondan farklı olduğumu göstereceğim söyleminin doğru bir söylem olmadığına inanıyorum. Ahmet Taşpınar ile birlikte olmasının ona kaybettirmeyip kazandıracağı inancındayım.

Her veda biraz hüzünlü olabilir ama yarından itibaren tekrar tribünlerde formamla, atkımla ve oğlumla olabilmek beni yeni sezonun bir an önce başlaması için sabırsızlandırıyor.